95 yılının ortalarında kurulan bir dernek var; adı "Özgür-der."

En son dün Saraçhane'de Suriyeliler'e destek vermek için düzenlediği yasadışı eylemle adını duyurdu. CIA güdümlü yabancı STK'lar da bu eyleme destek verdi.

İsmine aldanmayın, derneğin "özgürlükle" uzaktan yakından alakası yok.

İslam dininin kutsal değerlerini kullanarak örgütlenmeye çalışıyor. Şu anda 42 şubesi var. Ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu'yu mesken seçmiş.

Genel merkezi İstanbul Fatih'te...

Kendilerini şu şekilde tanımlıyorlar:

"Özgür-der; Türkiye'de ve tüm dünya genelinde yaşanan zulümlere, haksızlıklara ve adaletsizliklere İslami kimliği esas alan bir perspektifle tavır almayı ibadet bilen bir anlayışın temsilcisidir.

Özgür-der, emperyalist kuşatmaya karşı direngen ve cahili statükoya karşı muhalif bir kimlik ve mücadele inşasına yönelik olarak yeryüzü genelinde sürdürülen çabalar zincirinin sağlam bir halkasıdır."

Nedense bu dernek, müslüman olarak sadece Arapları görür ve farklı coğrafyalarda zulüm altındaki müslüman Türkler'den bihaberdir!

Ne Doğu Türkistan'dan bahseder, ne İran'daki Türkler'den, ne Irak'taki, Suriye'deki Türkmenler'den.

Derneği tanımaya devam edelim...

Aşağıdaki paragraf, bunların gerçek yüzlerini ortaya koymaya yetecek bir alıntıdır:

"Danıştay’da gerçekleştirilen eylem özünde bir çaresizliğin yansımasıdır. Ne hak, ne adalet tanımaksızın sürdürülen zorbaca bir dayatmaya karşı hukuktan, diyalogdan, siyasetten ümidini kesmiş bir ruh halinin dışa vurumudur. Elbette insan hayatına kasta yönelen bir eylemin sosyal barıştan yana hiç kimse tarafından tasvip edilmesi mümkün değildir ama insanları en temel hak ve özgürlüklerini dahi yaşayamaz, savunamaz bir konuma düşürmek, çaresizliğe ve şiddeti tek çıkar yol olarak algılamaya mahkum etmek de adaletten yana hiç kimse tarafından asla kabul edilemez."

İfadenin özü: Yargıtay'da hakim öldürmek keyfi değil, zorunluluktan olmuştur!

Kur'an-ı Kerim'in neresinde, savaş hali ve meşru müdafaa hariç, insan öldürmeye cevaz verilmiştir?

Devam ediyoruz...

2010'lu yıllarda, Andımız ve Milli Güvenlik derslerinin okullardan kaldırılması için bu dernek yine minik minik eylemlerle başrolde...

Aslında şu anda ciddi bir kalabalıkları yok. Kalabalık görünmek için çoluk çocuk, kadın-kız evde kim varsa döküyorlar sokağa.

Gelir elde etmek için de kermeslere yükleniyorlar...

Diyarbakır'da düzenledikleri kermes için İran'da meydana gelen depremde, enkaz altında kalmış çocukların fotoğraflarını kullanıp, Türkiye'nin Suriye'ye girmesinin gerekliliğini vurgulamaya çalıştılar!

Aynı fotoğrafları Al-Arabiya TV de kullandı; gerçek ortaya çıkınca özür dileyip fotoğrafları kaldırdı ancak bu dernek pişkinliğe devam etti.

Türkiye'deki mağduriyetlere de duyarsız değiller.

Mesela; "Sivas mağdurları" için eylem yapmışlıkları bile var! Sivas'taki yangında ölenler için değil; cinayete ortak olup tutuklanan "mağdurlar" için eylem yaptılar!

15 Temmuz'daki darbenin ardından KHK ile işten uzaklaştırılanların da sesi olmaktan çekinmeyen bu dernek, "İslami hassasiyet"in eseri değil, Türk'ün başını ağrıtıp, yalan yanlış bilgilerle devleti zor durumda bırakmak için var. İktidar değişse de niyet hep aynı!

FETÖ ile düşülen yanılgı, emekleme evresindeki bu yapı için umulur ki tezahür etmez.