Parti genel başkanlarının düşünce derinliği ve siyaset ufkunu görmek istiyorsanız kontenjan adaylarına bakınız. Genel başkanların siyaset karnesi en net orada görülür.

Ak Parti kendini sürekli yeniliyor ve o yüzden hep kazanıyor.

MHP 25 yıl önceki siyaset dinazorları ile yola devam ediyor. Onların emekliliği mezarda olacak sanırım.

İyi Parti Genel Başkanı Akşener kontenjan adaylarını ahbap-çavuş ilişkisine göre seçmeye devam ediyor. Bu yüzden Lütfullah Kayalar ve Kürşat Zorlu'nun dışında bütün kontenjan adayları seçim bölgelerinde oy kaybettirdi.

İyi Parti'nin oy kaybettiren kontenjan çavuşlarını bir kantara çıkartın Ak Parti'nin kontenjan adayı Mahinur Özdemir Göktaş'ı tek başına çıkartın, Mahinur hepsine 10 basar.

Mahinur'un babası Hasan Özdemir benim kuşağım. 70'li yıllarda Belçika Ülkücü Türk Federasyonu başkanlığı yaptı, Emirdağlı hemşehrim olduğu için ta o yıllardan tanışırız. Belçika Parlamentosunda Ermeni Soykırımı Yasası'nı önlemek için yiğitçe mücadele vererek "babasının kızı" olduğunu gösterdi.

Parti fetişisti olmadığım için bunları yazmak durumundayım. Bu paylaşımı "parti marabaları" için değil "bağımsız düşünen beyinler" için yazdım.

BİZ NE BİLEK BEĞİM...

60'lı, 70'li yıllarda Necip Fazıl, F. K. Timurtaş, N. Hacıeminoğlu gibi daha birçok ismin Ülkücülere benimsettiği bir söz vardı, TDK'na yönelik olarak:

"Türkçeyi sala bindirip sele verdiler" derlerdi. Anadolu'nun kavruk gençleri bizler de:

"Biz ne bilek beğim, böyyükler bilir" diyerek bunu hemence benimsemiştik.

"Sel, sal" ekini kullananlara "Bre hain, kendine gel!.. Türkçeyi sele verme!.." diye çıkışırdık.

Sel-sal ekinin aslında Türkçe bir ek olduğunu çok yıllar sonra öğrenecektik. Kumsal, uysal, göksel, aysel Türk Dil Kurumu Atatürk tarafından kurulmadan 1000 yıl önce de vardı. Ama işlek olmayan bir ekti. TDK bu eki Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca sözcüklere karşılık üretirken kullanıp işlek hale getirmişti. Çok doğru bir yaklaşımdı bu.

Sel-sal eki karşıtlarının karın ağrısının asıl nedeni "bodyguard"lığını yaptığı Arapça ve Farsça sözcüklerin çöpe gitmesiydi.

Alvin Tofler'e selam olsun:

"21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil öğrendiği yanlışlardan vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır."

★★★

Osmanlı'nın son dönemlerinde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkçülük donanımlı, kentli aydın hareketi olarak başladı ve siyasallaşma ile birlikte köylülüğe dönüştü. Siyasal İslam ise başından beri köy imamı seviyesini aşamadı. Kenar mahalle milliyetçiliği ve islamcılığı ile çağı yakalayamayız.