CiddiGazete

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen partisinin İstanbul İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın, Başbakan olarak atadığı Ahmet Davutoğlu döneminde yolsuzluk yapıldığını söylemesi dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti sıradan bir siyasi teşekkül değildir. Türkiye, nasıl binlerce yıllık devlet tarihi içindeki son halka ise AK Parti de bu büyük davanın günümüzdeki en önemli temsilcisidir" dedi.

‘KİBİR ABİDELERİNİN BU DAVADA YERİ OLMAZ’

"Kendi nefsinin peşine düşen sadece kendi ajandasına, kariyerine, hesabına odaklanan kişilerden dava adamı olmaz. Gurur abidesi olanlardan dava adamı olmaz" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Makamın gücüne, imkanlarına güvenerek gönül kıran, insanları rencide eden, vatandaşa tepeden bakan kibir abidelerinin bu davada yeri olmaz.

Davası insan olan Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla velhasıl şu anda 82-83 milyonuyla yaratılanı yaradandan ötürü seven bir davayız biz.

Yolsuzluğu, haksızlığı, çalıp çırpmayı hiç saymıyorum bile. Bu tür vasıflardaki insanların kapımızdan içeri girmesi dahi bizim için zuldür."

"AK Parti gündem takip etmez, gündem belirler" ifadesini kullanan Erdoğan, "İstanbul Türkiye'nin kaderini belirlemede bir numaralı şehirdir. İstanbul'un nabzını iyi tutarsak Türkiye'yi de yakalamış oluruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İftira ve yalan hızlı yayılır ama doğrularla karşılaştığında daha hızlı bir şekilde söner, gider" dedi.

'ZULÜM İLE ABAD OLUNMAZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fransa'nın şu anda hali ortada. Fransa'da her yer yanıyor, yıkılıyor. Niye? Zulüm ile abad olunmaz, onun için" dedi.

"Dünyada hangi liderlerle görüştüysek hepsinin bize nasihatı çoğu zaman, 'Buradan ne zaman çıkacaksınız' söyledikleri bu" diyen Erdoğan, "Bizim de kendilerine söylediğimiz şey şu, 'Sizin orada ne işiniz var. Bizim 911 kilometre sınırımız var, sizin sınırınız var mı? Yok. Peki 32-33 bin silahı, aracı, gereci, mühimmatı siz kime gönderdiniz? Teröristelere" ifadesini kullandı.

TÜRKİYE-LİBYA MUTABAKAT METNİ

Libya ile Türkiye arasında güzel bir hat inşa edildiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Türkiye-Libya arasında bir mutabakat metni imzalandı ve bu mutabakat metni ile özellikle de deniz yetki alanlarının sınırlarının daraltılmasına yönelik anlaşma Meclisimizden geçti ve ben de imzaladım. Böylece şimdi de Birleşmiş Milletler'e gönderildi" dedi.

Erdoğan, "Siz oraları terk etmedikten sonra, Suriye halkı da 'Teşekkür ederiz artık gidebilirsiniz' demedikten sonra biz buradan çıkmayacağız" şeklinde konuştu.

'HAKLARIMIZ NEYSE SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Akdeniz'de) Uluslararası deniz hukuku, uluslararası hukuktan doğan haklarımız neyse sonuna kadar kullanacağız, takipçisi olacağız. Ülkemizin egemenliğini, hukukunu, çıkarlarını, milletimizin ve tüm dostlarımızın haklarını korumak için verdiğimiz mücadelede hep dik durduk, dik durmaya da devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Artık eskiden olduğu gibi Türkiye'yi diledikleri şekilde itip kakamadıkları, yönlendiremedikleri, yönetemedikleri için hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkları için de muvazeneyi kaybediyorlar" şeklinde konuştu.

CUMHUR İTTİFAKI

"Cumhur İttifakı'nı bölemeyecekler, parçalayamayacaklar. Cumhur İttifakı güçlenerek yarınlara yürüyecek" ifadesini kullanan Erdoğan, "Seçimden bu yana 74 bin 176 üye kaydıyla İstanbul teşkilatı adeta yeni bir dirilişin içerisinde bulunuyor" dedi.

İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ

Erdoğan Şehir Üniversitesi ile ilgili şunları söyledi:

"Son zamanlarda İstanbul'da bir Şehir Üniversitesi meselesi ortaya çıkardılar ve bu Şehir Üniversitesi meselesinin özellikle bir siyasi ayağında bizim olduğumuz, bir diğer ayağında malum zatın (Ahmet Davutoğlu) olduğunu söylüyorlar. Her şeyden önce Şehir Üniversitesi'nin tahsisini başbakanlığım döneminde yapan benim. Tahsisini yapan ben olduğuma göre, daha sonra malum zat başbakan olunca bu tahsisi Şehir Üniversitesi'ne mülkiyet devrine dönüştürmüştür. Türkiye'de hiçbir üniversiteye tapu devriyle mülkiyet devri olmamıştır. Bunlar dürüstlüğü kimseye bırakmıyor değil mi? Öksüz yetimin hakkını kalkıp kurdukları üniversiteye tapu devri yapmak suretiyle Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun Başkanı sıfatıyla bunu sağlıyor. Peki bu nasıl doğruluk? Peki yanında kim var? Sayın Babacan var. Onun da imzası var bu işin altında. Başka kim var? Mehmet Şimşek var. O zaman Ulaştırma Bakanı olarak Feridun Bilgin var.

'KASAYI BOŞALTAMAYIZ'

Hani bunlar dürüsttü ya? Dürüstlüğü bunlar kimseye bırakmıyordu. Ben bunları niye anlatıyorum? Kimin ne olduğunu, yaptıklarıyla öğrenin diye. Ve bunlar Halkbank'ı da dolandırmaya çalışıyorlar. Halkbank'tan bunlar kredi talebinde bulunuyor. Halkbank bunlara ciddi bir kredi veriyor. Fakat ödeme planlarında maalesef bunlar, ödemelerini yapmıyorlar. Bunlar ödemelerini yapmayınca Halkbank da bunları uyarıyor. Kardeşlerim, Halkbank'a olan borçları 417 milyon noktasında. Şimdi, yapılandıralım diyorlar. Yapılandıralım derken, neyi nasıl yapılandıracaksın? Yaptıkları kampanya şu, spor kulüplerinin borçları yapılandırılıyor da Şehir Üniversitesi'nin borçları niye yapılandırılmıyor? Ya sen Halbank'a teminat bile vermedin. Banka senin neyine el koyacak? Maltepe'de TEKEL’e ait olan yer, zamanında benim tahsis ettiğim yeri mi bankaya teminat göstereceksin? Bunu da geç, bir başka dalavere daha yapıyorlar. 'Alacağımız öğrencilerin yapacakları ödemeye ipotek koyun.' Ya sen zaten mevcut kotanı doldurmamışsın. Kotanı doldurmadan nasıl böyle bir teminat veriyorsun?

Halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı (Abdullah Gül) aradı, ‘Siz bunu arzu ederseniz halledersiniz’ dedi. Kendisine temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz bankaların geçmişte nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Çok şükür 17 yıldır hiçbir banka kasayı boşaltmadı, biz de kasayı boşaltamayız."