CİDDİGAZETE

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İYİ Parti olarak, parlamenter sistemin merkeze alındığı bir anayasa taslağı üzerinde çalıştıklarını söyledi.

CHP’nin yürüttüğü anayasa çalışmasında bulunmadıklarını belirten Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elindeki gücü bırakmak istemediğini söyledi.

Woman TV’de Ahu Özyurt'un "Çerçevenin Dışı" programına katılan Akşener'in açıklamaları şöyle:

“CHP yerel seçimlerle ilgili yan yana gelmememiz, iş birliği için talepkar olan bendim. Biraz talepkar davrandık. Talepkar olduğumuz için de bazen kızmamız gereken yerlerde kendimizi frenledik. İlçe belediyesi kazandık.  İstanbul’da ve Ankara’da kazanılmasına desteğimiz oldu. Mansur Bey'in kazanılacağı ön görülüyordu fakat İstanbul’da işler zordu. Yardımımız oldu.”

“AKP’DEN KADINLAR ‘MERAL ABLA YÜRÜ’ DEDİLER”

“Gelmeden önce Nihal Olçok ile görüştüm. 'Kadın yaratılış itibari ile erkekten üstündür' dedi. İnsan oğlu hangi cinsten olursa olsun mühür vuran kadındır. Kadının psikolojik dayanıklılığı yüksektir.

Çok haksızlığa uğradık, direndik. Başlangıcında yola çıkma sebebim farklı bir şeydi. 2015 Haziran’da çok çirkin bir şeyle karşılaştım. Kadınlar her yerde rahatsız ediliyor. Birçok hikaye duydum, gördüm. Bütün kadınlar adına mücadele veriyorum. AK Parti’den kadınlar aradı beni, 'Meral Abla yürü' dediler.Ben öğretmen okuluna gayet bilinçli gittim. Rahmetli abim benden 9 yaş büyük, izin vermedi ama ben ne yaptım ettim okuyacağım dedim. Akademisyen olmak o zaman güzeldi. Tarih bölümü okumak, ailemin hikayesini yazmaktı. Ailemin göç hikayesi vs... Bursa Öğretmen okulu müthiş eğitim verirdi."

“8 AY BAKANLIK YAPTIM, HAKKIMDA SORUŞTURMA YAPILMADI”

"Tansu Hanım ciddi mi değil mi bilemedim. İnanamadım... İlginçtir, 8 ay bakanlık yaptım. Hiç hukuki hata yapmamışım. Hakkımda soruşturma, önerge verilmedi.  Yaşım gençti, genç sayılırdı. Dedikodu dinlemedim, objektifliğinizi kaybettiyor. Rahmetli Anneannem hep öğüt verirdi.  Hiç solcu olmadım ama sınıflar arasındaki çelişkiye hep dikkat çekerdim. Öğrencilerim de bilir. Bugün fırsat eşitliği kalmamıştır. Gezi olayları olduğunda, Fatoş Karahasan’a gittiğim. Z kuşağını Y kuşağını anlamak için ders aldım. Türkiye çok genelleyerek konuşuyor."

“ANAYASA TASLAĞI ÇALIŞMASI YAPIYORUZ”

"Bizdeki hükümet sistemi bir ucube. Bu konuda bir çalışmış bir hoca olarak, parlamenter sistemle ilgili 150 yıllık bir birikimi var. Elbet geliştirilmesi gereken çok nokta var. Sizle benim aramda çıkacak hukuki problemlerin nasıl çözüleceği ile ilgili asgari 15 yıla ihtiyaç var. Var olan sistemin güçlendirilmesinin daha doğru bir şekilde yürüyeceğine inanıyorum.

Parlamenter sisteme dönmeliyiz. Ya komple bir mutabakat sağlanmalı ya da günü geldiğinde tekrar bir sandık gelir. Benim gördüğüm kadarıyla Saray’ın başlattığı bir yargı reformu var. Bir de CHP’nin yürüttüğü bir anayasa çalışması var. Bizim de 24 Haziran’dan itibaren yürüttüğümüz bir anayasa taslak metnimiz var. Hepsi nasıl yan yana gelir bilmiyoruz. CHP’nin yaptığı çalışmada biz yokuz.  Bizim çalışmamız tamamen parlamenter demokrasiye yönelik..."

“TAYYİP BEY ELİNDEKİ GÜCÜ BIRAKMAK İSTEMEZ”

"Sayın Erdoğan bütün bu hükümet sistemini kendisi istedi. Sayın Bahçeli 16 Nisan’da sayın Erdoğan ile el sıkıştılar. Tayyip beyin talebini Devlet Bey dile getirdi. Bu iş asla normalleşmeyecek. Kendisi bu gücü bırakmayı istemez.

İstanbul seçimi sonrası dilini yumuşatır diye ümit ettim. Bir tek yanıldığım orası oldu. Onu da yapmadı. Bunu seçimlerde seçmen halleder; İstanbul’da hallettiği gibi.

AKP yöneticilerinin bazıları ders çıkardı gibi görülüyor ama Tayyip beye bunu söyleyemiyorlar. Bir yıla kadar olan süreçte etkili isimler randevu alıp konuşsanız, siz daha rahat konuşursunuz diyorlardı.

28 Şubat sürecinde sayın Karadayı ile görüştüm, düşündüklerimi söyledim ama tavır değişikliği olmadı.

2010 yılında meşhur ‘Yetmez ama evet’çilerin olduğu dönemde önce Mehmet Ali Şahin Bey ile arkasından bütün grup başkanvekilleriyle görüştüm.

'Yargı reformuna ihtiyaç var. Türkiye’nin bütün alanlarını kapsasın. Bu ele geçirme mantığını bırakın' dedim.

FETÖ soruşturması açtılar bana. ÜÇ yıldır beklemiş, şimdi aktif hale geldi. İfade vermek için dilekçe verdim. FETÖ ile mücadele diye bir hikaye var. Çaycı, çorbacı içeride, patronlar dışarıda. Sayın Kahraman’ın karısına, kızına, eşine dostuna soy adı ile seslenmek serbest oldu. O arkadaş kendini, beni FETÖ’cü yaparak savundu. Benim vicdanım rahat; senin damadın kaçak. Ben ifade verdiğimde her şeyi açıklarım, kayıtlara geçer. Şimdi konuştuğumda dedikodu oluyor.

Partimizde yüzde 25 kadın kotası var ancak buna riayet edilmedi. Tüm kadınlardan özür diliyorum.