CiddiGazete- Devlet Bahçeli’nin İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e “Evine dön” çağrısı yapması siyasi gündemi hareketlendirdi.

T24 yazarı Mehmet Tezkan da “Bahçeli, Akşener’e neden ‘eve dön’ çağrısı yaptı” başlıklı yazısında gerekçeleri yorumladı.

Tezkan, yazısını "MHP'ye dön çağrısı" olarak algıladı. Oysa Bahçeli, Meral Akşener'e MHP'ye değil, "Üsküdar'daki evine dön" dedi.

İYİ Parti'den İzmir milletvekili adayı da olan Mehmet Tezkan gibi İYİ Parti'deki bazı isimler de Bahçeli'nin verdiği adresi yanlış anlayarak "MHP" zannetti ve bu yönde tepki açıklamaları yaptı.

Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını okuyamayan Mehmet Tezkan, yazısında büyük bir yanlışa daha imza atarak, "Bahçeli'yi genel başkanlığa hazırlayan Türkeş'ti" ifadesini kullandı. Oysa MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in bu yönde ne bir açıklaması oldu, ne de tek bir iması.

Mehmet Tezkan'ın konuyla ilgili yazısı şöyle:

Devlet Bahçeli dün Meral Akşener'e "yuvaya dön" çağrısı yaptı. "Evine dönmesi doğru ve tutarlı olacaktır" dedi.

Bu sözleri nasıl okuyalım?

Bahçeli'nin barış çubuğu uzattığına mı yoralım, 20 yıldır oturduğu koltuğu Akşener'e devretmeye hazır olduğunun işareti mi sayalım, MHP'yi kendinden sonra yaşatacak kişi olarak belirlemesine mi yoralım? (Biliyorsunuz Bahçeli'yi genel başkanlığa hazırlayan Türkeş'ti.)

Yoksa, Millet İttifakı'nı çökeltmeye yönelik hamle olarak mı değerlendirelim.

Galiba hiçbiri değil.

En iyisi Bahçeli'nin sözlerinin devamına da bakalım. Satır aralarına. Demiş ki:

"Sayın Akşener'in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır. Evinde rahatı ve huzuru bulacaktır. İkbal ile idbar arasında sıkışıp kalmak yerine, kaldı ki zillete düşmektense evde olmak isabetli bir tercihtir."

Bahçeli'nin fark etmediği veya fark ettiği ama çaktırmadığı, üzerinde durmadığı bir husus var.

Akşener güçlendirilmiş parlamenter rejimi savunuyor. Kuvvetler ayrılığını istiyor.

Bahçeli, Tayyip Erdoğan başkan olsun da rejim nasıl olursa olsun diyor. Kuvvetler birliği olmuş, yargı yürütmenin emrine girmiş umurunda değil.

Zaten bu rejimin mimarı değil mi?

"Cumhurbaşkanı Anayasa'ya uymuyorsa biz Anayasa'yı Cumhurbaşkanı'na uyduralım" diyerek rejim değişikliğinin öncülüğünü/fedailiğini yapmadı mı?

Erdoğan için kişiye özel anayasa yazılmadı mı?

Eee, hâl böyleyse, Bahçeli kendisinin ve partisinin geleceğini Erdoğan'ın "başkan" olmasına endekslemişse, (ki öyle) bu rejime karşı çıkan, değiştireceğim diyen Akşener'i neden partisine çağırıyor?

Bu sorunun yanıtını bulmak için, Bahçeli'nin açıklamasını son bölümünü okuyalım:

"Zillet İttifakı'nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP'nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif'e menfi yaklaşımı ortadadır. Ancak İyi Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür. Meral Hanım'ın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir."

Dikkatinizi çekerim;

Bahçeli, Meral Hanım'ı MHP'ye neden çağırmış!

Ayasofya'ya gidip namaz kıldığı için.

Aslında Meral Hanım'ı çağırmıyor, Meral Hanım üzerinden başka oyun oynuyor; Ayasofya'ya gidenler gitmeyenler. Ayasofya'da namaz kılınlar kılmayanlar ayrımını yaratıyor.

Yeni bir kutuplaşmanın kapısını aralıyor.

Yeni bir kutuplaşmayı körüklüyor.

(Bir parantez açayım, yeri gelmişken değinmeden geçemedim. Diyanet 350/400 bin kişiyi Sultanahmet meydanında toplayarak Ayasofya'yı cami olarak ibadete açtı, yetmedi, bayram namazında da on binlerce kişiyi topladı. Yakında şu ayrım da yapılabilir; Diyanet'in bu iki organizasyonuna katılan yüzbinlerce kişiden kaçı Koronavirüs kaptı, kaçı yoğun bakıma girdi, kaçı vefat etti. Parantezi kapattım.)

Gördüğüm o ki; Bahçeli bir taşla üç beş kuş vurmaya kalktı. Akşener'e davet mektubu göndermesinin nedeni bu.

Sevdiği için değil.

Kutuplaşmaya yeni boyut eklemek için.