CiddiGazete- DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ı ağırladı. Babacan ve Aksakal, yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Babacan basın toplantısında şunları ifade etti:

“İktidar, oyunun mevcut kurallarına göre yeniden seçilemeyeceğinin farkına varmış olmalı ki ‘Kuralları değiştirerek tekrar seçilebilir miyim’ hesabına girmiş durumda. Bunu seçim yasasıyla ilgili yapılan hazırlıklar ve bu hazırlıklarla ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerde görüyoruz. Tartışmaya açılan ‘50+1’ meselesinde görüyoruz. Mevcut kurallarla seçime girseler artık kazanamayacaklar. Zihinlerinin gerisine iyice yer etmiş. Bir hükûmet, oyunun kurallarını değiştirerek iktidara devam etme hesabına girmişse artık o hükûmetin ayrılma zamanı gelmiştir. ‘50+1’ ile artık olmuyor, ne yapalım? ‘40 +1’ mi yapalım? ‘30+1’ mi yapalım? Ne istiyorlar? Kendileri çok istediği için bu anayasa değişikliği yapıldı.”

KILIÇDAROĞLU’NUN DEĞERLENDİRMELERİ

“Siyasi partiler açısından dönem dönem bir iç muhasebe, özeleştiri yapmak ve bunun sonunda stratejiyi gözden geçirmek değerli çalışmalardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmelerini bu çerçevede dinledim, anladım. Kuşkusuz siyasi partiler kendi yakın geçmişinden, diğer siyasi partilerin yaşadığı tecrübelerden, ülkenin geçmiş olduğu evrelerden yeni bilgiler elde edebilir, yeni görüşler ve bu görüşler ışığında yeni stratejiler oluşturabilir. Bu değerlendirmeler, iç muhasebe ve özeleştiri samimiyetle yapıldığında güzel sonuçlar verir.”

‘CUMHURİYET’İN EN BÜYÜK SKANDALI’

“Hükûmet ciddi bir skandalın içine düşmüş durumda. Cumhuriyet tarihinde böyle büyük bir skandal görülmemiştir. Siz 2,5 milyar doları S-400’e verin, kapağını bile açamayın... 1 milyar 400 milyon dolar F35 projesine harcayın, F35’leri de alamayın… Böyle bir skandal yok. Bu kadar büyük bir başarısızlık, fiyasko yok. ‘Benim alanım ekonomi’, ‘Kitabını yazdık’ gibi ‘Ben her şeyi bilirim’ tarzı ve tavrı işte ülkeyi bu noktaya düşürüyor.”

'F35 YERİNE F16 ALINAMAZ'

“’F35 vermiyorsunuz, F16 alalım; onun parasını ona sayın’ yaklaşımı çok yanlış. Türkiye’nin F35’lerle ilgili hakkını sonuna kadar savunması lazım. O projeye katkımız sadece 1 milyar 400 milyon dolar değil, biz o projenin dört ana hissedarından birisiyiz. Türkiye’nin F35’ler konusunda sonuna kadar ısrarcı olması lazım. Kısa vadede F16’ya ihtiyaç varsa onun pazarlığının ayrı yürümesi lazım. F35 ile F16 pazarlığının aynı çuvala konmasını büyük bir hata olarak görüyoruz.”

‘EKONOMİNİN KİTABINI YAZDIK’

“Sayın Erdoğan, ‘Ekonominin kitabını yazdık’ diyor. Doğru, gerçekten iktisat bilimcilerin çok iyi incelemesi gereken bir AK Parti dönemi var. Millî gelirimiz 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara çıkarken bu başarının arkasındaki faktörler, ana sebepler neydi, herkes gördü. 6-7 yıldır ekonomimiz sürekli olarak merdiven basamağı gibi aşağı doğru inerken bunun arkasındaki sebepler ne? Bunun gerçekten kitabı yazılır. Ama ‘Benim alanım ekonomi’, ‘Ben ekonomistim’ diyen herkesin kitap yazmasıyla olmaz bu iş. Bağımsız, tarafsız gözlem yapabilen, dünyayı ve yakın iktisat tarihini bilen insanların bu dönemle ilgili kitap yazmasında büyük fayda var.”

ÖNDER AKSAKAL’IN AÇIKLAMALARI

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal da basın açıklamasında şu konulara değindi:

“Bugün 15 Kasım 2021 ve KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak dünya ve tarih önünde ilân edilişinin 38. yıl dönümü. Bu vesileyle, Kıbrıslı Türklerin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde emeği geçen başta Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş olmak üzere, bu mücadeleyi 1974 yılında kararını verdikleri ve başarıyla hayata geçirdikleri Barış Harekâtı ile taçlandıran 37. Cumhuriyet Hükümeti’nin Başbakanı Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan ile bu uğurda canını feda etmiş aziz şehitlerimize bir kez daha rahmet, minnet ve şükran duygularımla yâd ediyorum, gazilerimizi saygıyla selâmlıyorum.’

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMEY SİSTEMİ

“Bugünkü siyasi tartışmaların ortak paydasını oluşturan yönetim sisteminin arızalı olan öncelikli konusu sadece %50+1 değil, esasen Meclis’in, yani halkın devleti denetlemekten uzaklaştırılmış olmasıdır.

Özünde kuvvetler ayrılığı prensibinin yerini alan kuvvetler birliği yönteminin ortaya konulması, denge ve denetleme sisteminin yok edilmesi sonrasında ortaya çıkan bugünkü kaotik işleyişin ivedilikle çözüme kavuşturulması ihtiyacı vardır.

Dolayısıyla, sorunların çözümü noktasında siyaset kurumunun bütün tarafları kafa yormalıdır, çıkış yolu aramalı ve bulmalıdır.

Bunun da kolay, güllük gülistanlık bir yol olmadığı gerçeğini kenarda tutarak belirtmeliyim ki; nihai çözümü elbette yine demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler arasındaki istişareler sonucunda, yöneticilerinin saplantılardan ve komplekslerden arınarak göstereceği gayretleri ortaya çıkaracaktır.

Siyaset kurumundaki dejenerasyonun, esasen toplumsal birliğimizi ve ulusal bütünlüğümüzü bozabilecek bir nitelik almaya başladığı son günlerde, herkesin aklıselime yönelmesinin zaruretine bilhassa dikkat çekmek isterim.

Biz Demokratik Sol Parti olarak, öncelikle Ecevit’ten ve o dönem siyasetçilerinin nezaketlerinden aldığımız feyz ile siyaset yapan bireyler olarak yaşananlardan dolayı büyük bir utanç ve üzüntü duyuyoruz.

Kadim Türk devletinin, lâik/demokratik Cumhuriyetin ve asil Türk milletinin bekası her türlü değer yargısının üzerindedir.”