CiddiGazete- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, TBMM Başkanlık İstanbul Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, gündemi değerlendirdi.

Sözlerine, dün sona eren İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeleri Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı hakkında bilgi vererek başlayan Şentop, basın mensuplarının sorularını da cevapladı.

TBMM’DE YAŞANANLAR

Şentop, Meclis'te bütçe görüşmeleri sırasında yaşanan tartışmaların hatırlatılması ve bununla ilgili bir çalışma yapılıp yapılmayacağı sorusu üzerine, TBMM Genel Kurulu'nda meydana gelen olayların çok üzüntü verici olduğunu söyledi.
Parlamentolarda bazen yükselen ya da düşen tansiyonlarda tartışmaların yaşandığını fakat bunların belli bir düzeyin altına düşmeyen sözlü tartışmalar olması gerektiğini belirten Şentop, "Bazen şüphesiz bu dediğimden sapmalar meydana gelmiştir ama bir ölçüyü her zaman muhafaza etmek gerekir. Fiziki müdahaleye varan bazı tartışmaların doğru olmadığını, milletimizi rahatsız eden görüntüler olduğunu ifade etmek isterim" dedi.

ÖZEL BİR ÇALIŞMA YAPILACAK MI?

Bununla ilgili özel olarak yapmaları gereken bir çalışmanın olmadığını dile getiren Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin iç tüzüğünde esasen konulmuş olan kurallar, hükümler var. Uyarma cezasından, Meclis'ten geçici çıkarmaya kadar varabilecek cezalar var. Mesela Meclis'te çok karşılaştığımız, 'sataşma' dediğimiz hususlar. Kürsüde konuşan bir hatibe oturduğu yerden bir iki söz söylemek, buna 'laf atma' diyoruz, bu kastedilmiyor. Ama sürekli olarak kürsüdeki hatibin konuşmasını engelleyecek, taciz edecek şekilde bir laf atma, süreklilik arz ederse mesela uyarma cezasını gerektiriyor. Yine Meclis'in çalışma düzenini bozmanın, bozmanın derecesine göre uyarmadan kınamaya, geçici olarak Meclis'ten çıkarmaya kadar cezaları var."
Şentop, bu cezaların Meclis'te tansiyonun daha fazla yükselmesine yol açacak tartışmaları ve durumları engellemek için konulduğunu belirterek, kaba, yaralayıcı söz ve hareketin kınama cezası gerektiren bir husus olarak iç tüzükte düzenlendiğini aktardı.
TBMM Başkanı Şentop, "İç tüzükteki hükümler hemen uygulansın ve arkadaşlarımıza disiplin cezaları verilsin demiyorum ama disiplin cezalarının da gerektiği zaman verilmemesi halinde o zaman bu şekilde tansiyon yükseliyor ve farklı şekillerde birbirlerine müdahale etmek durumunda kalıyorlar. Bu da meşru bir mazeret değil, onu da ifade edeyim ama tablo hoş değil. Ama bunun için ayrı bir düzenlemeye gerek yok. Herkesin Meclis iç tüzüğündeki hükümlere uymasını buradan tekrar ifade etmek istiyorum" dedi.

ERKEN SEÇİM VE 50+1 TARTIŞMALARI

Erken seçim ve 50+1 tartışmalarının sorulması üzerine Şentop, erken seçimin 16 Nisan 2017 öncesi Türkiye'de Anayasa'da mevcut olan hükümet sistemi dönemine ait bir tartışma konusu olduğunu, TBMM'de mevcut olan milletvekillerinin alelade denilen bir çoğunlukla karar alarak nihayete bağladığı bir husus olduğunu anlattı.
Erken seçimle ilgili düzenlemelerin Anayasa'da değiştiğini hatırlatan Şentop, "Bir kere nitelikli çoğunluk aranıyor, beşte üç. Cumhurbaşkanının veya Meclis'in bu yönde bir karar vermesi halinde birlikte seçimler yenileniyor. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi hem Meclis'in seçimi. Seçimin yenilenmesi yani eski tabirle erken seçimin gerçekleşmesi için çok ağır, zorlaştırıcı şartlar konulmuş. Niye? Çünkü Türkiye'nin temel problemi istikrarsızlıktı. 2002'den önce hiçbir dönem, tam olarak öngörülen süresi içerisinde tamamlanarak bitmiş değil. Sürekli vaktinden önce seçimler yapılmış ve ardından oluşan hükümetler istikrarsızlık sebebiyle değişikliklere uğramış" diye konuştu.
Yeni sistemle siyasi istikrarı sağlamak için seçimlerin vakti geldiğinde yapılmasını öngören bir sistem kurulduğunu ve buna erken seçimle ilgili de bir hüküm konulduğunu vurgulayan Şentop şöyle devam etti:
"Onun da sebebi şu. Beklenmediklere cevap ve olağan dışı, olağanüstü tıkanıklıklar olabilir sistemde. Bunları açmanın yolu her zaman halka gitmektir. Böyle bir çıkış kapısı. Acil, gerekli durumlarda kullanılmak üzere ama şartları çok ağırlaştırılmış şekilde bir imkan verdi. Hukuken çok büyük zorluklar taşıyor. Öbür taraftan siyaseten de bunu mantıklı kılacak bir şey yok. Şüphesiz daha önce seçim kazanamamış ve muhalefette bulunan siyasetçilerin 'Seçim yapılsın' diye talepte bulunması anlaşılabilir. Bu siyasi bir taleptir, hukuki şartları ve genel anlamda objektif siyasi şartları ayrıca değerlendirilir. Ama Meclis Başkanı olarak yeni Anayasa'daki düzenlemeleri ve yeni hükümet sisteminde seçimle ilgili düzenlemeleri dikkate alarak söyleyeceğim husus bu. Siyaseten de şudur, seçime gitme kararını diyelim ki bir Cumhurbaşkanı alacaksa, Cumhurbaşkanı tekrar aday olup halkın karşısına çıkacaksa, kendi süresini niye kısaltsın? Yani önümüzde diyelim 1-2 sene var, 'Seçime gidelim, ben yine adayım.' Adaysan o zaman önündeki 2 seneyi niye bırakıyorsun, denmez mi? Siyaseten de bu işin bir mantığı yok. Hukuken veya siyaseten erken seçimle ilgili anlayışlarımız, paradigmalarımız değişti yeni hükümet sisteminde. Ama tabii eski anlayışları sürdürenler mutlaka olur her zaman, yeni sisteme adapte olmakta zihnen zorluk yaşayanlar. Bu biraz zaman alabilir. Erken seçim tartışmalarını yeni sistem bakımından çok gereksiz buluyorum."

SİYASİ PARTİLER VE SEÇİM YASASI

Şentop, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nda değişikliklere ilişkin soru üzerine, anayasaya göre bu değişikliklerin seçimden en az bir yıl önce yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Böyle bir değişiklik yapılacaksa bunun seçimin gerçekleşeceği Haziran 2023'ten bir yıl önce, 2022 Haziran ayı ortalarına kadar yapılması gerektiğini belirten Şentop, "O bakımdan biraz vaktin sınırlı olduğunu ifade etmek isterim. Muhtemelen gelecektir değişiklikler, içerikleriyle ilgili henüz tam olarak önümüze gelmeden bir şey söylemek istemem." dedi.

YENİ ANAYASA

Yeni anayasa konusunda da Türkiye'nin çok uzun zamandır konuştuğunu, 24 Haziran 2011 seçimlerinden sonra Meclis'te bir Uzlaşma Komisyonu oluşturulduğunu hatırlatan Şentop, bu komisyonda 2 yıldan fazla görev yaptığını anlattı. Bu dönemde bütün siyasi partilerin anayasayla ilgili somut metinlerinin ortaya çıktığını ve yeni bir anayasanın yüzde 40'ı üzerinde tam bir mutabakat sağlandığını kaydeden Şentop, "Yeni anayasa tartışması açılınca bu tartışmayı sıfırdan başlayıp yapmaya çalışanlar var. Bunu Türkiye'nin birikimine bir haksızlık olarak görüyorum. Biz sloganlar veya ilkeler düzeyinde bir anayasa tartışması artık yapmamalıyız çünkü bunları aştı Türkiye. 2012-2013 yıllarında aslında tüm siyasi partilerin somut anayasa teklifleri oldu. Şüphesiz '2012'de öyle demiştik, şimdi başka diyoruz.' herkes diyebilir. Somut teklifler, bir anayasa hükmü şeklinde teklifler ortaya konulması lazım, bu tartışmaların yapılabilmesi için." ifadelerini kullandı.

GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM

"Güçlendirilmiş parlamenter sistem" tabirinin de "biraz tuhaf kullanıldığını" dile getiren Şentop, güçlendirilmiş parlamenter sistemin, parlamentonun değil, yürütmenin güçlendirildiği parlamenter sistem anlamına geldiğini kaydetti.

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ GÖRÜŞMELERİ

Şentop, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konsey Başkanı Saqr Ghobash ile yaptığı görüşmenin nasıl geçtiğinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:
"Güzel bir görüşme geçti. Şüphesiz ilişkileri yeniden değerlendirme, yeniden geliştirme, ileri bir düzeye taşıma noktasında niyetler, kararlılıklar var iki tarafta da. Kendisine şunu da ifade ettim: Elimizdeki veriler, ekonomik ve ticari anlamda, özellikle ülke insanlarının karşılıklı ziyareti, sirkülasyonu anlamında, önceki yıllarda da aslında akamete uğramamış, düzeyini korumuş. Dolayısıyla hükümetler arası, yönetimler arası münasebetlerin ötesinde, iki ülke halkları arasında tarihi, köklü bağlar var. Bunun biz tezahürlerini de görmüşüz zaten bu sıkıntıyı yaşadığımız dönemlerde de. Şimdi farklı bir noktaya doğru gidiyor. Bölgeyle ilgili gelişmeler, dünyadaki gelişmeler yeniden değerlendirmeler yapmamızı gerektiriyor. Ben çok samimi, güzel bir görüşme geçtiğini ifade edeyim. Davet ettiler, biz de davet ettik, komisyonlarımız ve dostluk gruplarımız arasında zaten ziyaretler oluyor planlandı. Bakalım önce kim ziyaret yapacak? Herhalde onu da 2022 içerisinde kararlaştıracağız."