CiddiGazete- Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son yıllarda, ramazan ayının ya salgın ya savaş ya da Müslümanlara yönelik saldırıların gölgesi altında yaşandığını belirten Erdoğan, salgın döneminde camilerin, sofraların, hanelerin mahzun kaldığını ifade etti.

Bu ramazanı da Rusya-Ukrayna kanlı savaşının trajik görüntüleri eşliğinde karşıladıklarını hatırlatan Erdoğan, son günlerde ise ilk kıble, Mekke ve Medine'nin ardından üçüncü mübarek şehir olan Kudüs'teki Mescid-i Aksa'nın mahremiyetine yönelik yeni saldırılar sebebiyle yüreklerin bir kez daha dağlandığını vurguladı.

KUDÜS VE MESCİD-İ AKSA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail'den hangi düzeyde olursa olsun görüştüğümüz her yetkiliye, her siyasi ve dini lidere Kudüs'ün statüsü ve Mescid-i Aksa'nın mahremiyeti konusundaki hassasiyetlerimizi daima açıkça söyledik, söylüyoruz. Aynı şekilde uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere her platformda Filistinlilere yapılan haksızlıklara ve uygulanan zulme karşı duyarlı olmaya, harekete geçmeye davet ettik, etmeyi de sürdüreceğiz" diye konuştu.

İSRAİL İLE İLİŞKİLER

Dünyadaki pek çok devletin ve toplumun Kudüs merkezli bu sorunun mahiyetini anlamakta hâlâ zorlandığını gördüklerini ve düşündüklerini belirten Erdoğan şöyle devam etti:

"Şayet bu sorunun mahiyeti ve yol açabileceği felaketler bilindiği halde kasıtlı olarak bu şekilde davranılıyorsa o zaman işin içinde başka niyetler, başka hesaplar var demektir. Bizim BM üyeliği tescillenmiş ve tarafımızdan tanınmış her devlet gibi İsrail'le de küresel, siyasi, ekonomik, sosyal parametrelere uygun ilişkilerimiz vardır, olacaktır.

TEŞKİLAT'A ELEŞTİRİ

Afrika'nın, Asya'nın, Güney Amerika'nın, okyanusların ücra köşelerindeki devletlerle bile ilişkilerimizi geliştirmenin yolunu ararken, coğrafyamızın en önemli bölgesindeki bu devleti görmezden gelemeyiz. Filistin davasını etkin savunmanın yolunun da İsrail ile makul mantıklı, tutarlı, dengeli bir ilişki sahibi olmaktan geçtiği açıktır ancak bu demek değildir ki Kudüs'te ve diğer Filistin topraklarında yaşanan zulümlere, kutsallarımıza yönelik saldırılara yıllardır süren işgallere göz yumacağız, rıza göstereceğiz. Asla. Her ne kadar Mescid-i Aksa'nın 1969 yılında alçakça yakılmaya çalışılmasının ardından kurulan İslam İş Birliği Teşkilatı dahi bu meseleye yeteri kadar sahip çıkmıyor olsa da biz kendi tarihimizin, vakarımızın, inancımızın gereğini yerine getirmeyi sürdüreceğiz.

İLİŞKİLER BAŞKA KUDÜS BAŞKA

Küresel ve bölgesel ihtiyaçların gereği olarak İsrail ile siyasi ve ekonomik ilişkileri geliştirmek için attığımız adımlar başkadır, Kudüs davamız başkadır. Atamız Selçuklu, 'Kudüs'ten bana ne?' dememiş, asırlarca Haçlı Seferleri'ne karşı bu davaya gövdesini set yapmıştı. Atamız Osmanlı, 'Kudüs'ten bana ne?' dememiş, fethinden itibaren bu toprakları ellinin, başının, kalbinin üstünde tutmuştu. Ecdadımız asırlar boyunca dört bir yandan gelen saldırılara karşı bu toprakları korumuş, şehirlere ve kadim eserlere sahip çıkmış, velhasıl tarihin ve inancının üzerine yüklediği tüm vazifeleri yerine getirmiştir."

IĞDIRLI HASAN ONBAŞI

Kudüs'ten çekilen son Osmanlı birliğinin geride bıraktığı artçılardan son nefesine kadar Mescid-i Aksa'daki nöbetini sürdüren Iğdırlı Hasan Onbaşı'nın hikayesinin herkesin kalbindeki sızının ortak ifadesi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm dünya sessiz kalsa bile biz Kudüs davasını, Mescid-i Aksa'ya sahip çıkma irademizi en yüksek sesle tekrarlamayı sürdüreceğiz" dedi.

TELEFON DİPLOMASİSİ

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ürdün Kralı 2. Abdullah ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile telefonda görüştüğünü anlatan Erdoğan, "Telefon görüşmelerinde bu konudaki duruşumuzu ve tavrımızı kendilerine ifade ettik. Temennimiz şu mübarek günlerde Kudüs'te yaşanan zulümlerin son bulması, bölgede yaşayan Müslüman'ıyla, Hristiyan'ıyla, Musevi'siyle herkesin kendi inancına göre huzur içinde hayatını sürdürmesidir" diye konuştu.

PENÇE KİLİT HAREKATI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, terör örgütünün Irak'ın kuzeyinde işgal altında tuttuğu bölgeleri teröristlerden tümüyle temizlemeye yönelik harekatlarına bir yenisini daha eklediğini belirtti. Terör örgütünün saldırıları için üslenme ve hazırlık yeri olarak kullandığı bölgelere yönelik hava ve kara unsurları vasıtasıyla kapsamlı bir operasyon başlatıldığını dile getiren Erdoğan, "Harekât sırasında şehit olan iki kahraman askerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ailelerine sabırlar niyaz ediyorum. Mekânları cennet olsun inşallah. Rabb'imiz sevgili Habib'ine, komşu eylesin" dedi.

"Pençe Kilit adı verilen bu harekatla amacımız, hem Irak topraklarını terör örgütünün tasallutundan arındırmak hem de ülkemizin sınır güvenliğini garanti altına almaktır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Irak merkezi hükümeti ve Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile yakın iş birliği içinde yürüttüğümüz bu harekata katılan kahraman askerlerimize Rabb'imden başarılar diliyorum. Rabb'im hepsini de esirgesin, korusun, muzaffer eylesin. Gazaları mübarek olsun. Bu harekât vesilesiyle Türkiye'nin kimsenin topraklarında gözü bulunmadığını, tek amacının sınırlarının güvenliğini ve sınır komşularının istikrarını sağlamak olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Komşularımızın güven ve huzur içinde yaşayabilmeleri için toprak bütünlüklerini ve siyasi birliklerini güçlendirmelerine katkı verecek her türlü çabayı gösteriyoruz, göstermeyi de sürdüreceğiz. Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de aynı gaye ile hareket ediyoruz. Tabii bu noktaya bir anda gelmedik. Yaklaşık 40 yıllık terörle mücadelemizde, uzunca bir süre komşularımızın kendi sınırları içindeki terör örgütlerinin üstesinden kendilerinin gelmelerini istedik ve bekledik. Bu anlayışla da mücadeleyi kendi topraklarımızda yürüttük. Maalesef biz içerde ne yaparsak yapalım, sınır dışında toplanan, eğitilen, teçhiz edilen, ülkemize sızdırılan teröristlerin kökünü tam manasıyla kazıyamadık."

STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİ

Bataklık kurumadığı için sivrisineklerin sürekli çoğaldığını söyleyen Erdoğan, "Döktükleri kan ve verdikleri zarar sürekli arttı. Bölgemizle ilgili hesapları olan güçlerin ve onların güdümündeki vesayet odaklarının da bu kötü gidişteki payını elbette göz ardı etmiyoruz" dedi.

Bir süre önce terörle mücadele konseptini ve millî güvenlik stratejisini değiştirdiklerini belirten Erdoğan, yurt içinde askerle, istihbaratla, polisle, jandarmayla ve güvenlik korucularıyla yoğun bir mücadele başlattıklarını hatırlattı.

Erdoğan, "Hamdolsun bu stratejinin etkisini de kısa sürede gördük. Terör örgütlerini artık ülkemiz içinde eylem yapamaz hale getirdik. Sınırlarımızın güvenliğini, terör örgütlerini bulundukları yerlere doğru genişleterek sızmaları ve kaçışları büyük ölçüde engelledik. Güney sınırlarımız boyunca doğuya doğru yürüttüğümüz harekatlar ve operasyonlar işte bu amaca matuftur" diye konuştu.

IRAK CEPHESİNE TEŞEKKÜR

Irak'ta terörle mücadelelerine destek veren merkezi hükümete ve bölgesel yönetime teşekkür eden Erdoğan, "Suriye'nin bir kısmında tırnak tutmaya, palazlanmaya, karanlık hesaplarına bölge halkını kurban etmeye hazırlanan terör örgütünün başını da er geç ezeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arabıyla Kürdüyle Türkmeniyle diğer kesimleriyle bölgede yaşayan her insanı kucaklayan, herkesin güvenliğini ve geleceğini düşünen tek ülkenin Türkiye olduğunu bildirdi.

Başı dara düşen herkesin, umudunu Türkiye'ye bağlayarak, kendilerinden destek talep etmesinin sebebinin de bu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nitekim ülkemizin koruması altındaki yerlerde yaşayıp da can ve mal güvenliğinden endişe duyan, inancı ve kültürü üzerinde baskı hisseden hiç kimse olamaz. Attığımız her adımla bu hakikati tekrar tekrar ispat ediyoruz" diye konuştu.

‘BİZDE RİYAKARLIK YOK’

Türkiye'nin, gönül coğrafyası sınırlarını aşan bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, özellikle yakın bölgelerinde yaşanan her krizde, her trajedide, hiçbir çıkar hesabı gütmeksizin zalimlerin karşısında, mazlumların yanında yer almayı medeniyetlerinin ve tarihlerinin kendilerine yüklediği bir sorumluluk olarak gördüklerini söyledi.

Bu çerçevede Suriye'den Libya'ya, Ukrayna'dan Filistin'e kadar her konuda ilkeli bir yaklaşım sergilediklerini, insani ve vicdani önceliklerinden asla vazgeçmediklerini vurgulayan Erdoğan, "Çevremizde ve dünyada ne olursa olsun bizim yerimiz, bizim yaklaşımımız, bizim tutumumuz gayet nettir, açıktır, bellidir. Bizde riyakarlık yok. Ne düşünüyorsak onu söylüyoruz. Ne söylüyorsak onu yapıyoruz. Böyle olduğu için de savaşan tarafların bile saygısını, güvenini, itimadını kazanan bir ülke durumundayız. Bununla kalmıyoruz, son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı ve özgüvenin üzerinde yeni vizyonlara, yeni hedeflere doğru yol alıyoruz. Bölgesel ve küresel alanda siyasi etkimizi artırırken, ekonomik potansiyelimizi de harekete geçirdiğimiz bir dönemdeyiz" ifadelerini kullandı.

‘MANEVİ İSYAN’ UYARISI

Millete söz verdikleri gibi Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyütmeyi sürdürdüklerine işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu.

"Elbette sorunlarımız, sıkıntılarımız, sancılarımız var. Hepsinin de farkındayız, hepsini de takip ediyoruz. Her biri üzerinde çalışıyoruz. Geçmişte bu ülkeyi vesayetin, terör örgütlerinin, darbecilerin, uluslararası tetikçilerin pençesinden nasıl kurtardıysak inşallah bunları da aynı şekilde çözüme kavuşturacağız.

Rabb'imiz, Kur'an-ı Kerim'de müteaddit defalar bize mallarımız ve canlarımız konusunda imtihana çekileceğimizi hatırlatıyor. Güney komşumuz Irak can imtihanını 2 milyon, Suriye 1 milyon kayıpla verdi. Şimdi Ukrayna aynı imtihanla yüzleşiyor. Biz terörle mücadele imtihanımızı 40 bin canımızı toprağa vererek geride bıraktık. Yarın hangi ülkenin, hangi toplumun, neyle imtihan olacağını Allah bilir. Şayet yaşadığımız sıkıntılar bizi şükürsüzlüğe ve onun yol açtığı mutsuzluğa, hele hele de Allah göstermesin, manevi isyana sürüklerse asıl felaketimiz işte o zaman başlar.

Hamdolsun her karışında can ve mal güvenliğinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun kendi topraklarının ve halkının güvencesi olmanın ötesinde tüm dost ve kardeşleri için umut kapısı bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği, müteşebbislere fırsat kapılarının her alanda açık olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun dünyanın dört bir yanında üretim ve tedarik zincirlerinin çöktüğü, belirsizliklerin arttığı bir dönemin yükselen yıldızı ülkesinde yaşıyoruz. Hamdolsun çevresi ateş çemberi ile çevriliyken kalkınma hedeflerinden vazgeçmeyen, demokrasisini işleten bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun dünyada yaşanan her krizin, her sarsıntının, her gelişmenin önemini ve gücünü teyit ettiği bir ülkede yaşıyoruz."

Önlerindeki meselelere böyle baktıklarını ve ısrarla, dirayetle, cesaretle kendi programlarını uyguladıklarını belirten Erdoğan, "Türkiye'nin bugünündeki sıkıntıları çözmenin ötesinde, yarınını kurtaracak adımları atıyor, yapıları inşa ediyor, mekanizmaları oluşturuyoruz. Milletimiz şahittir. Hükümete geldiğimiz günden beri, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle hep insanlarımızın gelirlerini artırmanın, refahlarını yükseltmenin, hak ve özgürlüklerini genişletmenin peşinde olduk. Ne zaman bir sıkıntı, bir tehdit ortaya çıksa ülkenin tüm imkanlarını insanlarımızın lehine seferber ettik" dedi.

Yakın zamanda salgın sürecinde yaptıklarının ortada olduğunu söyleyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Salgının sebep olduğu olumsuzluklara çarpan etkisi yapan kur dalgası ekonomimizi etkilediğinde, var gücümüzle milletimizin yanında yer aldık. Pek çok farklı başlık altında her kesime destek sağladık. Karadeniz'deki savaş ise küresel ekonomi de zaten yaşanmakta olan sarsıntıyı ve bunun ülkemize olan etkilerini daha da derinleştirdi. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, her yerde yükselen enflasyonun ve tedariki zorlaşan ürünlerin yol açtığı sıkıntıların haberlerini takip ediyoruz. Bu tablo karşısında bize düşen, içinden geçtiğimiz imtihanın farkında olarak önce birliğimize ve beraberliğimize, onunla birlikte 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmaktır. İşte bu anlayışla biz işimize bakıyoruz."

SURİYELİ SIĞINMACILAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz sığınmacıları kovan değil, kucaklayan bir iktidarız. Kuzey Suriye'deki briket evlerin bitişiyle birlikte onların oralara dönüşünü sağlayacağız. Huzurlu bir ortam sağlayınca zaten kendileri de gönüllü olarak oraya dönecektir" dedi.

İnşası süren eserleri birer birer tamamlayıp hizmete açtıklarını ifade eden Erdoğan, 1915 Çanakkale Köprüsü'nün muhteşem manzarasının halen gözlerinin önünde olduğunu söyledi.

Diğer alanlarda da hazırlıkları tamamlanan müjdeleri birer birer milletle paylaştıklarını belirten Erdoğan, "Şimdi geçmişin bayrak direği ipi yapmakla övünen Türkiye'sinden bugün uzay yarışında yerini alan Türkiye'ye nasıl geldiğimizi, bizi dünyada öne çıkaran başarılarımızdan örneklerle hep birlikte izleyelim" diyerek, savunma sanayi başta olmak üzere birçok alandaki yerli ve millî yatırımları ve insani yardımları anlatan videoyu izletti.

Millet için bir an olsun hizmetten, üretmekten, çalışmaktan geri durmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

‘YUVAM HESABI’

"Bütün imkanlarımızla milletimizin yanında olmayı sürdürüyoruz. Son kabine toplantısında imalat ve turizm sektörlerine yönelik 150 milyar liralık destek paketimizi açıklamıştık. Bugün de yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza ve dostlarımıza yönelik tasarruf hesaplarıyla ilgili yeni bir uygulamanın haberini kamuoyuna duyurmak istiyorum. 'Yuvam' adını verdiğimiz bu tasarruf hesapları, işçi dövizlerinden farklı olarak kur koruması dahil içinde pek çok yeniliği barındıran bir finansal araçtır. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, Mavi Kart sahiplerinin ve bankalarımızda hesap açtırma şartlarına sahip yabancı ülke vatandaşlarının yararlanabileceği bu 'Yuvam' hesabı, döviz cinsinden yüzde 4 getiri garantisi veriyor. Türk lirası olarak açılacak hesaplar içinde oldukça yüksek ve tatminkâr bir gelir vadeden bu hesaplar, vatandaşlarımızın ülkeleriyle bağlarını canlı tutmalarını da sağlayacaktır. İnşallah önümüzdeki günlerde de yeni haberleri, yeni müjdeleri milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz."

BAYRAM İKRAMİYESİ

Öte yandan grup toplantısının ardından TBMM koridorlarında gazetecilerle konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilere verilecek bayram ikramiyeleri ile ilgili olarak, “Çalışma Bakanı’nın dediği gibi, emekliye bayram ikramiyesi 1100 lira olacak” dedi.