CiddiGazete- Cuma namazını Üsküdar'daki Hz. Ali Camii'nde kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, namaz çıkışı basın mensuplarının sorularını da cevapladı.

Bugün Kolombiya Cumhurbaşkanı Ivan Duque Marquez ile görüşmesinde hangi konuların ele alınacağının sorulması üzerine Erdoğan, devlet başkanlarının bir araya geldiği görüşmelerin ana temasını birinci derecede ikili ilişkilerin teşkil ettiğini dile getirdi.

Erdoğan, görüşmeye ilişkin, "Şu anda Türkiye-Kolombiya arasında ne gibi ilişkiler olabilir? Neler yapabiliriz? Birinci derecede bunları görüşeceğiz. Bunun dışında tabii ikinci adım bölgesel konular olacaktır. Bu bölgesel konuların içerisinde şu anda dünyada bu konuların başını çeken, malum Rusya-Ukrayna meselesidir. Bunları görüşme imkânımız olacak. Tabii bir diğer önemli konu da dünyada terörün farklı boyutları var ama bunlardan bir tanesi, en önemlisi, uyuşturucu kaçakçılığıdır. Bunları görüşme imkânımız olacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kolombiya Cumhurbaşkanı Ivan Duque Marquez ile görüşmeden sonra açıklamalarının da olacağını bildirdi.

PKK/YPG TERÖR ÖRGÜTÜ VE AB

Erdoğan, bir gazetecinin, PKK/YPG terör örgütünün Suriye'de terör örgütlerinden arındırılan bölgelere dönen sivillerin dönüşünü engellemeye yönelik girişimlerde bulunduğunu hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:

"Her şeyden önce terörle mücadele sathi bir kavram değildir. Kuşatıcılığı çok çok geniştir. Ve bizim PKK'yla mücadelemiz aynı zamanda hepinizin de bildiği gibi... Aslında Avrupa Birliği'nin PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmesine şimdi ayrı bir kılıf uydurdular. PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiklerini söylüyorlar. Peki, öbür tarafta YPG'yi terör örgütü olarak niye kabul etmiyorsunuz? Bunları en iyi bilen onlar değil, biziz. YPG, bir defa kesinlikle PKK'nın bir farklı doğurduğu terör örgütüdür. Ve şu anda bunları, Avrupa Birliği olduğu gibi dünyada da aynı şekilde hatta hatta ileri gidiyorum, Amerika bile bunlara görüşme noktasında birçok fırsatlar tanıyor. Ve şu anda Avrupa'nın birçok ülkesinde, başta Almanya olmak üzere Hollanda'sında da İsveç'inde de Finlandiya'sında da Fransa'sında da hepsinde, bu terör örgütleri her türlü gösteriyi yapıyor mu? Yapıyor. Ve bu gösterilerle birlikte de oralarda bunlar terör estiriyor mu? Estiriyor. Ve bu ülkelerin yönetimleri bunlara her türlü güvenceyi veriyor mu? Maalesef veriyor. Bunları biz kendilerine defaatle uluslararası toplantılarda anlattığımız gibi ikili görüşmelerde de bunlara hep ifade ettik, anlattık, belgeler sunduk. Ve bütün bu video kayıtlarını da kendilerine göstermek suretiyle 'Bakın bunlar terör örgütüdür ve bu terör örgütünün de işledikleri suçlar ortadadır."

Türkiye'nin yıllardır terörle mücadelesini sürdürdüğünü vurgulayan Erdoğan, "İşte bu mağaralardaki tüm odaklanmaları, Kandil'i kendileri için bir merkez hâline getirmeleri, herhalde PKK ve YPG'nin artık inkâr edilemez bir terör estirmeleridir. Ama ne yazık ki Batı bunları hâlâ gizliyor, örtüyor. İşte başta Almanya olmak üzere İsveç'te, Finlandiya'da her türlü yürüyüşleri filan yapıyorlar. 'Verin bize bu teröristleri' dediğimiz zaman da bu teröristleri bize ne yazık ki bugüne kadar vermediler, vermiyorlar. Biz de tabii bu işi en iyi şu anda bilen, takip eden olduğumuza göre, gereği neyse bunun gereğini de yapmaya devam edeceğiz" dedi.

FİNLANDİYA VE İSVEÇ'İN NATO ÜYELİĞİ

Erdoğan, "Finlandiya ve İsveç'in NATO’ya girmesine yönelik girişimlere karşı tavrınızı daha önce ifade etmiştiniz. Bu konuda söz konusu ülkelerden size dönüşler oldu mu, konuya ilişkin yeni bir gelişme var mı" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Bugün Hollanda Başbakanı'yla geniş bir görüşme yaptık. Yarın aynı şekilde yine İngiltere'nin, Finlandiya'nın, onların görüşme talepleri var, onlarla görüşmelerimiz olacak. Aynı şekilde işte Stoltenberg'le de görüşmemiz olacak. Tabii bütün bu görüşmeleri biz aramızdaki telefon diplomasisini kesmemek adına yapmaya devam edeceğiz. Ama açık ve net söylediğimiz nedir? Her şeyden önce bu terör örgütlerinin bütün belgeleri, bilgileri bizde olduğuna göre ve bunun mağduru da biz olduğumuza göre lütfen NATO'nun teröre karşı hassasiyetlerini biliyorsak, NATO'nun bir güvenlik örgütü olduğunu biliyorsak, bir güvenlik örgütü olan NATO'ya böyle bir terör örgütünün alınmasına da biz 'evet' diyemeyiz. Bunu İsveç için de aynen düşünüyorum. Aynı şekilde Finlandiya için düşünüyorum. Ve şu anda Avrupa Birliği üyesi ülkelerin birçoğu, şu anda bu terör örgütlerini bırakın kabullenmeyi kendi parlamentolarında bunlara konuşmalar yaptırtıyorlar. Kendi parlamentolarında bunlara yer veriyorlar, imkânlar sağlıyorlar. Silah, mühimmat temini yapıyorlar. Bunları şimdi biz biliyoruz, görüyoruz ve bütün bunların mağduru da biz olduğumuza göre kimse kusura bakmasın, bu terör örgütlerinin bir güvenlik örgütü olan NATO'ya girmesine biz 'evet' diyemeyiz."