CiddiGazete- Ekonomiyle ilgili değerlendirmeleriyle tanınan Dr. Erman Dinçel, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ'ın başkanlığını yaptığı Ayyıldız Hareketi'ne dahil oldu.

Bu ay içinde kurulacak yeni partinin kadrosunu oluşturmaya çalışan Ümit Özdağ, Erman Dinçel'in duyurusunu sosyal medya hesabından paylaştı ve "Hoş geldiniz Erman Dinçel bey" dedi.

Dinçel'in, Ayyıldız Hareketi'yle ilgili yaptığı duyuru şöyle:

- Ay-Yıldız Hareketinde Yer Almaya Karar Verdim.

- Konu ile ilgili bilgi paylaşımını aşağıdaki link de bulabilirsiniz.

- Güncel Ekonomik problemler, salgınla mücadele, yangınlar, seller ve insan kayıplarımız ve doğadaki kayıpların yanında bunun hiç önemi yok.

ERMAN DİNÇEL, KİŞİSEL BLOGSPOT'UNDA ŞU DEĞERLENDİRMEYİ YAPTI:

Ay-Yıldız Hareketinde Yer Almaya Karar Verdim

Bilgilendirme mesajı,

Bu paylaşım sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu kadar büyük ekonomik problemlerin (enflasyon, işsizlik veya ağır borçluluk vb tüm güçlükler ve kayıplar) ve aynı dönemde yangın, sel sonucu oluşan sonucu insan kaybı, doğa tahribatı benzeri doğal afet ile bu riskleri görememe ve müdahale edememenin getirdiği büyük bir üzüntü ile bunun yanında 9 yıldır süre gelen Suriyeli sığınmacı, Afganlı göçü, kontrolsüz insan hareketi problemi ve işte bu insanlık kaosunun, insan kaybının ve ızdırabın arasında kişisel kararlarımızın hiç önemi bulunmaz. Sadece bilginiz olsun istedim, gelecek için umudumuzu kaybetmeyelim yani umutsuz olmayalım, problemleri çözmek için mücadele etmek ve biran önce çalışmaya başlamak gerekiyor biliyorsunuz.

Sevgili çocuklarım ve ailem, dostlarım, arkadaşlarım, hemşehrilerim (Malatya), meslektaşlarım (Bankacılar, Sigortacılar, Bireysel Emeklilik Sekröründe ve Sermaye Piyasından çalışan profesyoneller), ekonomist ve akademisyen dostlarım.

Ay-Yıldız Hareketinin kurucu kadroları arasında yer almaya karar verdim.

Türkiye'nin umudu olan Ümit Özdağ'a ve Ay-Yıldız hareketine bir eski bankacı, bir eski fon yöneticisi, bir eğitimci ve bir ekonomist olarak tecrübem ve bilgim çerçevesinde doğru, etkin bir ekonomi politikası üretimi ve uygulaması için destek olacağım.

Bundan sonra daha öncede olduğu gibi bir vatansever olarak, Cumhuriyet'in kuruluş prensiplerine bağlı ve laik demokratik parlamenter sisteme inanan bir vatandaş olarak çalışmaya ve üretmeye devam edeceğim.

Bu yol ve yöntem ile AMA sız ve FAKAT sız Atatürkçülere ve gerçek milliyetçilere teknik olarak destek sağlayacağım, sizleri de beklerim.

Ay-Yıldız hareketini yönetim anlayışının tarifini kendi penceremden yapacak olursam;

Liyakat ilkesini göz ardı edilmediği, alanında uzmanlığın ve profesyonelliğin (kurumsallık) en önemli kriter olduğu, siyasette yönetim anlayışı olarak da nepotik sadakat yöntemi ile görevlendirmenin bulunmadığı, konjonktürel bir siyasi hareket olmayan, uzun vadedeki sürdürülebilir ve stratejisine uygun hareket edebilen (politika üretebilen), durgun ve durağan olmayan yani dinamik ve şartlara uyumlu ve yeni bir milliyetçilik hareketi.

"Milli" tanımının içine ise hiçbir ideolojik tanımlama girmeden doğrudan Türk toplumunun refahı ve çıkarı için hareket edebilen ve yönetim ilkelerinin uygulandığı, ekonomi politikasında ise öncelik sıralamasının,

1- Toplum (TOPLUMSAL FAYDA)

2- Vatandaş ve çalışan (EMEK)

3- Müteşebbis, girişimci, yatırımcı veya sermayedar (SERMAYE) sıralaması ile olan,

Ekonomide tercih ve etki alanının yukarıdaki sıralama önceliğine göre belirlendiği, bilimsel olarak her işlemin ölçüldüğü, projelendirildiği ve gerçekçi olarak planlandığı bir ekonomiden bahsetmeyiz.

Özel sektör, yatırımcı ve girişimcinin küresel (global) piyasada rekabet edebilmesi için ve bu amaçla geliştirme (inovasyon) ve yenilikçilik ile üretim ve satış yapabilmesini mümkün kılacak şekilde kamu tarafından açıkça ve yoğun biçimde desteklendiği (geliştirme-üretim-pazarlama-satış) bir serbest piyasa anlayışını destekliyeceğim. (Serbest Piyasanın bu kadar kısıtlama ve kuraldan sonra serbestliği üzerine ciddi davranmak gerekiyor )

Diğer tarafta kamu yönetiminde ise Devletin düzenleyici, denetleyici ve planlayıcı olduğu (kamu yönetiminin kendi hedefleri için planlı ekonomik faaliyet yürüttüğü) bir milli ekonomi anlayışından, kayıtdışı ekonomik faaliyetin çok çok azaltılmasından, denk bütçeye yaklaşılmasından da bahsetmekteyim.

(Tüm bu ifadelerin idealist cümleler olduğunu bilmeme rağmen Ay-Yıldız hareketinde bu söylemin karşılığı yani ekonomi yönetiminde eylem programlarının ve tabi ki planlamasının bulunduğunu, hazırlığın tam olduğunu altını belirtmek istiyorum)

Ay-Yıldız hareketi, toplumsal mutabakat ile yani hep birlikte alacağımız kararlar ile İmalat Sanayini (üretimi), KOBİ'leri, Tarım Sektörü ve çiftçilerimizi, finans sektörü ve kurumlarını ve nihayet hizmet sektörü için büyük bir dönüşüm hareketi de başlatacak.

Tüm kurumların ve bireylerin bu çalışmaya başlamak için artık hazır olmaları gerekiyor.

Ekonomide bir dayanışma modeli ve yeni bir ekosistem modeli oluşturacağız, yabancı değil bu sistem Türk insanına aslında.

Yukarıdaki bahsi geçen özel sektöre ve girişimciye "Kamu desteği" ifadesinin arkasında ve temelinde hem Sosyal Devlet anlayışı var ve hem de 70 yıldır çözülemeyen, "gelir dağılımı bozukluğunu" çözme isteği, hem 50 yıldır çözülemeyen enflasyon ve hem de 30 yıldır çözülemeyen işsizlik sorununu da çözme azmi var.

Ekonomide artık kronikleşen ve önemini aşırı borçlanmadan dolayı yitiren Dış Ticaret Açığı ve buna bağlı olarak Cari Açık benzeri eskimiş ve kökleşmiş problemlere çözüm üretmek üzere de çalışılmıştır.

Kısacası Sistem Problemi derken sadece bazılarının yaptığı gibi 2001 yılından bu yana yaşanan neolberalizm ve küreselleşmenin dayattığı ve yönetmeyi beceremediğimiz ekonomik problemlerden bahsedilmemekte olup, sistem problemi derken de son 75 yıl göz önünde bulundurulmaktadır.

Bu problemler tek tek ve adım adım çözülmesi için eylem planı ve program hazır durumdadır.

Sistem problemlerinin tümü bir ekonomist gözü ile bakarak tekrar ifade edersem, a) sürekli fakirleşme, b)sürekli işsizlik, c)kronik olan hissedilebilen ama ölçülemeyen enflasyon ve getirdiği değer kaybı, d)sürekli gelir dağılımı bozukluğu ve bunun giderek ağırlaşması sayılabilir yani karşımızda şimdi bu problemlerin bir birleşkesi ve sonuçları var.

Maalesef artık tüketim toplumuyuz (ülke bu nüfusu ile bir pazar haline geldi bile) ve adı ne ise mesela "dış güçler"veya yüz yıllık tanımı ile emperyalizm hiç elini üzerimizden çekmedi, bunun içinde hem doğal kaynaklarımızı hem insanımızı ve emeğimizi kullanıyor ve bu değişim ağor bir borç ile gerçekleşti.

Kırılamayan bir borçlanma ve kırılamayan bir ithalat bağımlılığı her alanda ve sektörde mevcut.

Toplumun %80i oluşturan çalışan emekçi ve emekli kesim ile bunların bakmakta olduğu vatandaşlar (akademi dünyası da bunun içinde) yani her türlü üretim için üretim faktörlerinden “emek” hep ekonomide yaratılan değerden daha az pay aldı.

Bu kör düğümü çözmek için öncelikli olarak bir ekonomi politikası oluşturulurken ve sadece Büyüme değil, Kalkınma ile birlikte Büyüme hedefi olması gerekiyor. İşte kalkınma ve büyümenin birlikte sağlanması vazgeçilmez bir kriterler olarak belirlenmiş ve ekonomi eylem planları da bu kapsamda da oluşturulmuştur.

Ekonomi politikası için bazı ip uçlarını paylaştım,

Bilgilerinize sunuyorum ayrıca sabrınız için teşekkür ederim.

Saygı ve sevgilerle

Erman Dinçel

13 Ağustos 2021 /Ankara

Not: Daha önce de belirtildiği gibi, bu paylaşım sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu kadar büyük ekonomik problemlerin, yangın, sel veya sığınmacı problemi benzeri afet ve kaosun arasında kişisel kararlarımızın hiç önemi bulunmaz, sadece bilginiz olsun istedim, umutsuz olmayalım istedim. Geleceğin daha güzel günler olacağını umut ediyorum.