CiddiGazete- Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ayasofya’daki cuma hutbesinde Atatürk’e hakaret etmediğini savunarak, “Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir” dedi.

Bahçeli’nin açıklaması şöyle:

ANASINDAN DOĞMAMIŞTIR

Diyanet İşleri Başkanı’nın Cuma Hutbesi esnasında Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’in minberinde yaptığı değerlendirmeleri bağlamından koparıp Atatürk’e lanet şeklinde tavzih ve tevil edenler, bu ülkeye en büyük kötülük yapan sorumsuzlardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız, istiklal mücadelemizin lideri ve Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, bu topraklarda lanet okuyacak bir hayasız ve hamiyetsiz henüz anasından doğmamıştır.

Ali Erbaş, Atatürk'ün annesine bile ağır hakaretler eden Kadir Mısıroğlu'nu ölmeden önce "Diyanet İşleri Başkanı cübbesiyle" evinde ziyarete gitti. Erbaş, "Fesli Kadir"e kitap hediye etti. Ali Erbaş, FETÖ'cü Adil Öksüz'e "doktora" ünvanı veren beş isimden biri oldu. Erbaş'ın ayrıca, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'le mektuplaştığı ortaya çıktı.

VATAN HAİNLİĞİDİR

Atatürk’e hakaret ve hıyanet vatan hainliğidir. Herkes susup seyretse bile böylesi bir rezilliğe Milliyetçi Hareket Partisi’nin sessiz kalması, seyirci olması varlığını inkârdır. Aziz Atatürk’e lanet değil, rahmet okunur, dua edilir, minnet, şükran hisleriyle muhterem hatırası yad edilip emanetlerine sahip çıkılır. Atatürk’e lanet okunduğu yalanıyla imal ve inşa edilen kutuplaşma zalim bir bölücülüktür, Türkiye’yi uçuruma çekmenin zehirli hazırlığıdır.

BOŞUNA ÇIRPINIŞ

Lekeli dostlarıyla iktidar olmak için hedef koyan CHP’nin, arada ve arafta kalmanın sancısını çeken İP’in, kendilerine bizzat Cumhuriyet’in bekçisi rolü vermiş kişi ya da grupların Atatürk ve laiklik üzerinden yeni bir mevzi arayışları boşuna bir çırpınıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti 29 Ekim 1923 kuruluş ruhuna aynen bağlı ve sadıktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin iftihar ve itibar zirvesidir.

FATİH NEYSE ATATÜRK ODUR

Hiç kuşku yok ki, İstanbul’u fetheden yüksek iman kadar işgalden kurtaran muhteşem irade de değerlidir, yok sayılması düşünülemeyecektir. Şayet Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’ten ezanlar yükselip tevhid inancımızın sancağı dalgalanıyorsa bunun şeref payesi hem Fatih Sultan Mehmet Han hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tedir.

Osmanlı İmparatorluğu ile Türkiye Cumhuriyeti birbirinin zıttı, tarihin iki ayrı devlet modeli, birbirine yabancı iki egemenlik anıtı değildir, olamayacaktır.

Osmanlı İmparatorluğu Oğuz neslinin devamı, Türkiye Cumhuriyeti bu neslin varisidir. Fatih neyse Atatürk odur. II. Abdülhamid Han nasıl değerliyse, Atatürk de bir o kadar değerlidir.