CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tez-Koop-İş'in düzenlenen 11. olağan genel kuruluna katıldı.

Burada yaptığı konuşmada, sendikalaşma hakkının sosyal devletin önemli bir parçası olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'de insanların 1980 darbesinden sonra sendikalı olmanın önüne bariyerler konulması nedeniyle rahatlıkla sendikalaşamadığını ifade etti.

Yıllarca "Ne demek işçi hak arayacak ben ne kadarını verirsem sen de ona razı olacaksın" mantığıyla gidildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "12 Eylül darbe hukukundan Türkiye arındırılmadıkça Türkiye'ye demokrasi gelmez. İşçilerin örgütlenmesi, sendikalaşması lazım. Bu olmadığı takdirde hak talebiniz havada kalıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sendikalı olmanın önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Flormar işçilerini düşünün, bir yılı aşkın süredir toplu sözleşme için bekliyorlar. Bizim sendikalaşma hakkımız bize teslim edilecek mi diye. Kim yapacak bunu, Çalışma Bakanlığı. Yapıyor mu, yapmıyor. Tepki? Tepki cılız. Niye cılız? Sizin güzel bir sloganınız vardı, 'susma, sustukça sıra sana gelecek' diye, sırayla geldi." diye konuştu.

Fabrikaların sırayla kapatılmaya başlandığı esnada sloganların atıldığını ama fabrikalar özelleşirken hiç ses çıkarılmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, bunun en büyük sorun olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Diyeceksiniz ki sendikanın genel kurulunda Genel Başkan çıkıp bizi eleştirir mi? Ben sizdenim, ben sizin ailenizin bir parçasıyım. O yüzden benim sizi eleştirmeye hakkım var. Sizin de beni en acımasız biçimde eleştirmeye hakkınız var. Biz bir aileyiz. Siz demokrasiyi savunuyorsunuz ben de her koşulda, her ortamda sizin haklarınızı savunmak zorundayım. Bu benim görevim. Ben bu görevi yerine getireceğim" ifadelerini kullandı.

KAYIT DIŞI ÇALIŞMAYA DİKKATİ ÇEKTİ

"Binlerce, milyonlarca insan kayıt dışı" diyen Kılıçdaroğlu, kayıt dışı çalışmanın dört şekilde gerçekleştiğini, bunların, tamamen kayıt dışı, 30 gün çalışıp 15 günlük çalışmış gibi gösterilme, daha yüksek maaş almasına karşın sigortayı asgari ücretten yatırma ve bunların tamamının birleşimi ile olabileceğini anlattı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kayıt dışı çalışma bu ülkenin temel sorunlarından birisidir. Diyeceksiniz ki 'ne olacak, şimdilik çalışıyor, idare eder.' Peki bu kişinin emeklilik hakkı olmayacak mı, emekli olmayacak mı, çoluk çocuğu yok mu, kıdem tazminatı hakkı olmayacak mı? Kayıt dışı çalışmayla mücadele... Dünyada bilinen en etkin tek mücadele vardır, sendikalaşma. Eğer bir yerde sendika varsa kayıt dışı çalışma yoktur. Kimin ne kadar, kaç saat çalışacağı, ne kadar ücret alacağı zaten yazılı orada. Siyasal iktidarların sendikalaşmayı engellemelerinin temeli kayıt dışı çalışmayı teşvik etmektir. Daha az ücret ödensin, kişilerin ne kadar süre çalıştığı, ne kadar ücret aldığı olmasın, görülmesin diye. Havaalanı işçilerini düşünün kıyamet koptu, hak arayanları götürdüler hapse tıktılar. Ben isterdim ki üç konfederasyon da ayağa kalksın. Hak arayan işçi hapse mi atılır? 'Ücretimi zamanında ödeyin, bankaya yatırın ücretimi' diyor. 'Neden? Kayıt dışı çalıştırıyorlar beni.' Bu hak talebinin karşılığı hapishane oldu."

'KANUNU ANAYASA MAHKEMESİ'NE TADIŞIK'

Kılıçdaroğlu, taşeronlaşmanın "21. yüzyılın kölelik düzeni" olduğunu belirterek, taşeron işçilere Erzurum'dan İstanbul'a kadar dernek kurdurduklarını, sonra da kendi belediyelerinde sendika kurmalarına da izin verdiklerini kaydetti.

Ardından bu işçilerin kadroya alınmaları için mücadele ettiklerini ve işçilerin bu mücadelelerden sonra kadroya alındığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ama bir şey yaptılar, 'bir kanun hükmünde kararname ile sizi kadroya alıyoruz ama sizler ücret zammı olarak en fazla yüzde 4 alabilirsiniz.' Asgari ücret yüzde 26 zam gördü ama onlar yüzde 4. Niçin? Kölelik düzeni aynen devam ediyor. Ne ile yaptılar, kanunla yaptılar bunu. Kanunu Anayasa Mahkemesine taşıdık. Bütün sendikaların bunu takip etmesi lazım. Taşeron işçinin kayda alınması ne demektir? Kayıtlı sendikacı gidecek taşeron işçiyi alacak ve sendikalaşın, birlikte hak arayın diyecek. Bunu sağlamak için mücadele ettik" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, emeklilikte yaşa takılanların durumuna ilişkin, "Emeklilik yaşı 65 oldu. Vatandaş primini ödedi, çalışma süresini doldurdu. Emekli olacak, 'yaşı bekleyeceksin' diyor. Gidiyor patrona, 'işsizim' diyor, 'sen yaşlısın. Daha gençler var, seni alıp ne yapacağım' diyor. Gidiyor devlete, 'beni emekli et', 'sen daha gençsin. Bekle daha 65 yaşını dolduracaksın' diyor. Peki bu düzenleme yapılırken yeterli tepki gösterildi mi, hayır. Sorun nerede, sorun geleceği görememekte. Geleceği görüp tepkiyi koymak lazım." değerlendirmesini yaptı.

2008'de yapılan Sosyal Güvenlik Reformu'nun çalışanların sırtından yapıldığını, Bağ-Kur'lu çalışanların emekli aylıklarının düşürüldüğünü ve o dönem buna itiraz ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, sonrasında hükümetin "bin liranın altında emekli aylığı olmayacak" diye açıklama yaptığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Ben isterim ki bunu önce sendikalar dillendirsin. Sendikalar bunun mücadelesini versin, ne oluyoruz arkadaşlar desin. Güç farklı bir şeydir, hak isteme farklı bir şeydir. Hak isterseniz geniş kitlelerin desteğini alırsınız" dedi.

'SENDİKALI OLMAK SUÇ!'

Kılıçdaroğlu, sosyal güvenliğin asgari normlarının bulunduğunu belirtti.

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1952'de kabul ettiği anlaşmayı, 1971'de TBMM'nin onayladığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 8 sigorta dalının uygulandığını ancak uygulanmayan bir sigorta dalı bulunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Aile yardımları sigortası uygulanmıyor. Talep eden kim? Uygulanması gerekir diyen kim? Biz diyoruz ama bunu önce sendikaların söylemesi lazım." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, bu sigorta kapsamında, 60 yaşında işine son verilen bir kişinin, emekliliği hak edeceği 65 yaşına kadar aile yardımları sigortasından yararlanması gerektiğini anlattı.

Asgari ücretin yarısının altında ücret alan 2 milyon 136 bin kişinin bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sokak ekonomisi çalıştayı yaptıklarını anımsattı. Kılıçdaroğlu, "Toplumun her kesimine sahip çıkmak zorundayız. Türkiye'de işsizlik dünyanın en temel sorunlarından birisini yaşıyor şu anda. İşsiz sayısı 8 milyona dayandı" dedi.

Kıdem tazminatı konusunda 3 konfederasyonun genel başkanını bir akşam yemeğine davet ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Kıdem tazminatı konusunda oturun, uzlaşın nasıl bir çözüm bulunacaksa. Sizin uzlaşmadığınız hiçbir metni biz parlamentoda savunmayız dedim. Sorun var mıdır, yok mudur o ayrı bir şey ama benim gördüğüm kadarıyla sendikalı olmanın suç olduğu bir atmosfer içinde Türkiye ilerliyor." diye konuştu.

Kılıçdardoğlu, "Vergiyi tabana yayacağız." sözünün ülkede defalarca konuşulduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geliri nereye götürecekler? Yukarıya. 'Vergiyi, tabana yayacağız' dedikleri andan itibaren itirazın sizden gelmesi lazım. Gırtlağa kadar vergi ödüyor vatandaş. Asgari ücretin vergi dışı kalması lazım. Adı zaten asgari ücret, bunu da vergilersen daha ne olacak. Beyler, paşalar vergi ödemezler. Asgari ücretli en ağır vergi. Şimdi göreceksiniz dilim atlayacak, asgari ücretli bakacak ki aldığı ücret düşmüş. Ne için? Ek vergi geldi. Vergiyi yukarıya taşıyacaksın, geliri tabana yayacaksın. Geliri tabana yayıyorsan o zaman sen sosyal devleti savunuyorsun demektir, bunun olması lazım."

Sendikası olan tek siyasi partinin, CHP'nin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Taşeron işçiler vardı, onları da kadroya aldık, diğer sendikalı işçilere verdiğimiz hakların tamamını verdik" dedi.

'HEPSİ KAHRAMANDIR VE VATANSEVERDİR'

Kılıçdaroğlu, Sakarya'daki tank-palet işçilerinin "Bu fabrikada çalışmak istemiyoruz." şeklinde dilekçe verdiklerini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Gerekçe? Bu fabrikada silah üretiliyor, silah üretilirken devletin en temel ve gizli bilgileri var. Buraya Katar ordusunun subayları, elemanları geldiği zaman bütün bu sırları öğrenecekler. Biz, devletin sırlarının yabancı bir orduya verildiği bir fabrikada çalışmak istemiyoruz. O işçilerin tek tek alınlarından öpüyorum, hepsi benim gözümde birer kahramandır ve vatanseverdir."

'BU SORUNUN CEVABINI ALMIŞ DEĞİLİZ'

Türk Harb-İş Sendikasının Ankara'da miting yapmak istediğini belirten Kılıçdaroğlu, güvenlik nedeniyle mitingin yaptırılmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Amaç, kimse duymasın. Katar'a silah fabrikasını sattık, kimse duymasın. Katar'a bu silah fabrikasının yüzde 50'sini kaça verdin arkadaş? İhaleyi ne zaman yaptın sen? İhale şartnamesi nerede yayınlandı? Değeri 20 milyar dolar. Aynı konuda üretim yapan dünyadaki 5 önemli fabrikadan birisi. Acaba bedava aldığını söylediği uçak karşılığında mı o tank paletin yüzde 49,9'unu Katar ordusuna verdi? Bu sorunun cevabını almış değiliz."

Kılıçdaroğlu, son 17 yılda iktidarın topladığı verginin 2 trilyon doların üzerinde olduğunu, 70 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını kaydetti.