CİDDİGAZETE

İYİ Parti’de Hasan Seymen’e tepkiler artarak devam ederken, parti yönetimi sessizliğini koruyor. Son olarak partinin Kurucular Kurulu üyeleri de Seymen’e tepki göstermeye başladı.

UĞUR TARHAN:

Aydınlık'tan Ercan Küçük'ün haberine göre; kuruculardan Ali Dinçer Çolak, Seymen’e gelen tepkileri paylaşırken, Uğur Tarhan, Seymen’in İYİ Parti geçmişini anlattı. Tarhan, Seymen’in bir sene önce Genel Başkan Meral Akşener tarafından Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak atandığını yazdı. Tarhan, Seymen’in ismini MHP’deki kongre süreçlerinde de İyi Parti’nin kuruluşunda da görmediğini de ekledi. 25 Mayıs’ta yapılan 3. Olağanüstü (Tüzük) Kurultayını hatırlatan Tarhan, hazırlanan ve Siyasi İşler Başkanlığı’nı kuran tüzüğün Yargıtay tarafından reddedildiğini, 4. Olağanüstü Kongrenin de bu nedenle yapıldığını açıkladı. Sorumlu olarak Seymen’i işaret eden Tarhan, buna rağmen Seymen’in yeniden atandığını belirtti. Tarhan, yazısının sonunda “Nedir bu Hasan’ın kerameti? Kimdir bu Hasan’ın referansı?” sorularını sordu.

Seymen’in istifasını isteyen Kurucular Kurulu ve Genel İdare Kurulu (GİK) Üyelerinin tepkileri şöyle:

CEVAT SARAÇ:

Hasan Seymen’in “Çerkezler’in asimile edilmesi” ile ilgili açıklamaları; Tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize, ülkemizin reelpolitiğine, İyi Parti’nin görüşlerine, “Türk milleti” kavramına, birliğimize, beraberliğimize ve muhabbetimize yakışmamıştır! Siyasi ve kurumsal temsiliyet makamında olanların görüşleri sadece kendilerini bağlamaz! Söz konusu kurumu ve camiayı da hem ifade eder ve hem de bağlar! Siyasette söz ve söylemlerin, sözlük anlamlarının dışında, ifade ettikleri, ideolojik ve siyasi anlamları çok daha önemlidir! Açılım Süreci gereği (!) yaptığınız, “Çerkesler asimile ediliyor!” konuşmanızdan dolayı, gelen eleştirilere, cevabi açıklamanız, inadına, “Çerkesler asimile ediliyor”un tekrarından başka bir şey olmadı! Sözde asimilasyon iddianız, Türk Milleti’nden özür gerektirir!

ABDULLAH ALAGÖZ:

Kendi delegemize güveneceğimize birkaç kişinin itibarı için çarşaf liste içine hülle yoluyla blok liste eklersek orada Hasan Seymenler vs. çıkar. Bu olayın müsebbipleri bu vebalin ortaklarıdır. İYİ Parti tabanı Sayın Hasan Seymen’i bu saatten sonra içine sindiremez. Fazla zarar vermeden ve tabanın baskısına maruz kalmadan istifa etmelidir. Bu istifa hem kendisi hem de partimiz için iyi olacaktır.

HAKAN ÜNSER:

Çerkez kökenli Türkleri Türk milletinden farklı göstermek, “aydın çocuk desinler” hastalığı değilse başta genel Rus siyasetine hizmettir. İçte dışta her Çerkez bilir ki; Türkiye güçlü ise Kafkasya’nın kurtuluş ümidi yaşıyor demektir. Türk; sivil ayrımcılık kültürüne sahip olmadığı için asimilasyonculukla suçlanan talihsiz bir millettir. Kabul edersin “asimilasyoncu” olur adın. Kabul etmezsin ne ırkçılığın kalır ne dinsizliğin. Oysa, kabul görme sorunu olmayanın asimile olma sorunu da yoktur. Ne istiyorsunuz, amacınız sivil nefretle yaşayan bir ülke mi yaratmak? Kimlik siyasetinin bizi götüreceği yer; nefret ateşi ile harlanan bir cehennemdir. İYİ Parti ırkçı felsefenin değil milliyetçi düşüncenin partisidir. Türk milliyetçisiyiz; kökene, mezhebe bakmaksızın milletimizi hür ve eşit insanlar topluluğu olarak kabul ederiz.

SAMET REİS:

Ülkü Ocakları Başkanı olduğum dönemde düzenlediğimiz hemen her etkinlikte, “halk oyunları” bölümünde bir Kafkas dansları grubu sahne alırdı. Ülkü Ocaklarının kültürlerini “halk oyunları” kapsamına aldığı Çerkeslerin asimile edildiğini iddia etmek en iyi ihtimalle işgüzarlıktır.

SULTAN NESLİHAN SEVEN:

İYİ Parti, Cumhuriyetimizin kurucu iradesine bağlı olarak, Anayasa’nın ilk dört maddesinde yer alan temel niteliklerin varlığını devletimizin bekasının teminatı olarak kabul eder. Demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, özgür düşünce, hür irade, liyakat, bağımsız ve tarafsız yargı, denge ve denetim sistemleri gibi demokratik hukuk devletlerinin temel kavram ve ilkelerini benimser. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu yana, Türk Dünyasını, Akraba Topluluklarımızı ve “Gönül Coğrafyamızı”; ırk, din, dil, mezhep, etnik ve diğer tüm farklılıkları sorun etmeden kucaklar. Bu kucaklama siyasi sınırların ötesinde bir “kardeş kucaklaşması”dır. Aksi yönünde düşünceleri reddediyor ve bu yönde yapılan beyanatları şahsen kınıyorum.

SEYİT YÜCEL:

1860 ve sonrasında Kafkasya’dan Anadolu’ya gelen Çerkezler’in çok büyük çoğunluğunun Altay çıkışlı Karaçay/Balkar kökenli Türk soylu olduklarını bilmiyorsan konuşmayacaksın. Ortaya bir laf atıp hem Türkiye’de yaşayan Çerkezler’i hem de içinde bulunduğu siyasi oluşumu sıkıntıya sokmaya kimsenin hakkı yoktur. Herkes oturduğu kalktığı yeri bilecek ve boyundan büyük laf etmemeyi öğrenecek. Annem Çerkez’dir. Kaç gündür tüm tanıdık Çerkezler’e de bu asimilasyon lafını sordum; “tövbeler olsun bu nerden çıktı?” dediler. Annem bu lafın manasını bilmediği için dilim döndüğünce izah ettim ve ona da böyle bir şey var mı diye sordum, verdiği cevap : “Ne asimilasyonu ulan, Biz hepimiz Türk’üz!”oldu.