CiddiGazete- İyi Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın, siyaset gündemini Sözcü'den Saygı Öztürk'e değerlendirdi.

İşte Koray Aydın'ın sorulara verdiği cevaplar:

- Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 50 artı 1 demokrasi açısından milleti bir arada tutan bir oran ama öyle bir dönem oluştu ki, getirilen sistem dünyada hiçbir yerde olmayan tek adam düzeni oldu. Yani parlamentonun bütün yetkileri ellerinden alındı, denetim mekanizmaları ortadan kaldırıldı, şu anda yaptıklarıyla ilgili denetim yapabilen bir kurum yok. Böyle bir çürümüş sistem içindeyiz. Bu çürümüş sistemin evrileceği yer de 'parti devleti'dir. Türkiye'nin böyle bir yola girdiğini zaten herkes görüyor ve kabul ediyor. Bana göre yüzde 50 artı 1 tartışılacak bir konu olmaktan bile çıktı.

HALK DAYAĞI

- Şimdi halktan dayak yiyeceğini anlayan siyasal bir iktidar var. Halk cezalandıracak. Bence AKP açısından sonuç yapılan anketlerdeki oranlardan daha da vahim olacağıdır. Bunu öyle gözlemliyorum. Dolayısıyla onların da artık bu durumun farkına vardığını düşünüyorum. İktidarı elinden kaçıranların, yüzde 50 artı 1'i şimdi yeni ataklar yapacağı bir olay olarak görüyorum ve ciddiye almıyorum.

- Önce partileri yoklayacaklar. Oradan aldıkları havaya göre de girişimde bulunacaklar. Şu an bizim partimizde bu konu görüşülmüyor ve bu konuda şu an oluşmuş bir fikrimiz yok. Çünkü biz kararları istişareyle alıyoruz. Şu an itibarıyla fikrimiz şudur diyemem. Ama '50 artı 1'den vazgeçiyorum' demek 'Ben seçimi kaybediyorum ne olur bana yardımcı olun' demek oluyor.

ÇILGINLIK SENDROMU

- Erdoğan'ın, genel başkanımıza yönelik saldırılarını ben şöyle değerlendiriyorum: Artık benim rakibim Meral Akşener ve onun partisi. Dolayısıyla oy geçirgenliğini kazanmasının getirdiği çılgınlık sendromu yaşadığını düşünüyorum. Çünkü şu an partimize, AKP'den muazzam bir akış var. Bunun giderek artarak devam edeceğine eminim. Çünkü bu akışın en çok muhatap olduğu kişi Teşkilat Başkanı olmam nedeniyle benim. Gözlemlerim bu yönde.

- Bütün illerden muazzam bir talep var. Bu durum Doğu ve Güneydoğu illerimiz için de geçerli. Bu geçişleri kontrol edememesi, yaptığı bütün hamlelerin boşa çıkması, teşkilatını bir türlü ayağa kaldıramaması, kitlesini bir türlü motive edememesi böylece bütün argümanları kullanmasına rağmen havayı istediği şekle döndürememesinin getirdiği bir ıstırap içinde.

KORKU İKLİMİNİ YIKTIK

- Sayın Erdoğan'ı tanıyoruz. Tek silahı saldırmak, tehdit etmek, korkutmaya çalışmak.

- Bugüne kadar bizi tehdit etmediği konu kalmadı. Biz de geri adım atmak değil sürekli karşılık olarak ileriye adım atarak cevap verdik. Dolayısıyla o alanda, onun için sınanmış, denenmiş, karşısında dipdiri duran, tehditlere boyun eğmeyen, tam tersine daha da bilenip sahada olan, çalışmasını arttıran bir parti var. Zaten İYİ Parti'nin bu duruşunun Türk siyasetine çok şey kattığını düşünüyorum.

- Korku iklimini yıktık. Genel başkanımıza "seni hapse atacağım" demedi mi? En son Rize'de "Bunlar senin iyi günlerin" demedi mi? "Trabzon'a bile giremezsin" demedi mi? Biz ne yaptık, konuşmasının ertesi haftasında Trabzon'a gittik. Bütün sözlerini boşluğa çıkardık. "Senden korkmuyorum" diyen bir siyasi partinin liderine şimdi çıkıp en son tehdit dili kullanmasını yadırgıyorum. Halbuki bundan bir sonuç alamayacağını öğrenmiş olması gerekirdi. Tehditler bize vız gelir.