İstanbul eski milletvekili Ahmet Kutalmış Türkeş, seçim kampanyasını "beka" meselesi üzerine kuran MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye manifesto niteliğinde bir yazı kaleme aldı. İşte Ahmet Kutalmış Türkeş'in ses getirecek o yazısı:

Neymiş; devletin beka sorunu varmış, dış güçler tehlikesi varmış!..

Peki hemen ispat edelim: Diyelim ki AKP Türkiye'nin gelmiş geçmiş en "milli" partisi ve hersey harika gidiyor... Bir anda dış güçlerin ülkeyi işgal ettiğini farzedelim! Dış güçlerin kesin olarak yapacağı bir kaç şey nedir? Tabi ki devletin adı ve sembolü olan T.C.'yi kaldırmak, “Ne mutlu Türk'üm diyene” yazısını her yerden silmek ve Andımız'ı da yasaklatmak!

Zaten PKK'nın da isteği bunlar değil miydi? Bu durumda devletin bekasının Türk milletinin bağımsızlığının sembolü olan bu ana unsurları zaten dış güçlere ve PKK'ya hiç gerek kalmadan kaldıran, yasaklatan siz değil misiniz?

O zaman hangi devletin, hangi milletin bekasından söz ediyorsunuz?

Siz zaten Türk devletinin beka, Türk milletinin varlık sembollerini ortadan kaldırmışsınız. 15 Temmuz'dan önce "Türk" diyemeyen, demeyen siz değil miydiniz?

Bu takdirde, bahsettiğiniz "beka" olsa olsa Ermeni, Rum, Pontus ya da Kürdistan devleti bekası mı?

Zaten, "Andımız'ı tekrar okutmazsam, Ne mutlu Türk'üm diyene ve T.C.'yi tekrar yazdırmazsam namerdim" diyen Devlet Bahçeli değil miydi?

Aslında ayağına bu fırsat mucizevi ve mükemmel bir şekilde de gelmişti. Yani bütün bunları yaptırıp yeminini yerine getirebilirdi; şöyle ki:

Geçmişte "İhanet" dediği başkanlık sistemi bizatihi Bahçeli tarafından MHP eliyle getirildi. Erdoğan da AKP oyuyla başkan olması imkansızken bir anda yine Bahçeli tarafından MHP eliyle başkan yapılıp, en zor anında kurtarılmış oldu böylece!

Peki diyelim ki yapılması gereken en doğru hamle buydu ve 50 yıllık MHP'nin bir anda dönüp "İhanet" dediği sistemi getirmesi ve "Milli tehdit" dediği birini başkan seçmesi gerekiyordu!

Bu durumda bile sana en çok muhtaç oldukları anda millete bas bas bağırarak verdiğin sözü söke söke alır ve yerine getirebilirdin! Yani; "Peki arkadaş seni destekliyeceğiz, seni kurtaracağız ve seni devlet başkanı yapacağız; şahsımız bir tarafa, parti tabanımız için bile hiç birşey istemiyoruz ancak tek istek ve şartımız var; devletin ve milletin beka sembollerini yerine koyacaksın; Andımız'ı okutacaksın, her yere tekrar 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazacaksın, T.C. sembolüyle bir daha oynamaya kalkmayacaksın" deseydin, HEM MECBUREN BUNLARI KABUL EDECEKLERDİ, HEM DE SEN TARİH ÖNÜNDE "TÜRKLÜĞÜN SEMBOLLERİNİ KURTARAN ADAM" OLARAK KAYITLARA GEÇECEKTİN VE GÖNÜLLERDE TAHT KURACAKTIN. AYRICA SÖZÜNÜ YERİNE GETİRİP, NAMERD VE NAMUSSUZ OLMAKTAN KURTULACAKTIN!

Ama nedense hiç böyle bir şart koşmadın, tıpkı bugün "PKK'lı" dediğin sol görüşlülerle 1999'da yaptığın koalisyondaki gibi ülkücüleri ve MHP'yi hibe ettin ama bu yapı ve güç sana ait değil, senin eserin de değil. Bu yapı sadece Alparslan Türkeş'e ve ağır bedel ödemiş ülkücülere ait. Yani böyle hibe etme hakkın da yok hiçbir zaman!

Sonuçta eline ne geçti? Ne milli beka sembolleri geri geldi, ne de parti ve tabanın birşey elde etti. Tek yaptığın "Adam bizi ziyaret etti" diye üzülmek yerine, cahilce sevinmek!

Gördüğünüz gibi; olan biteni ana unsurlarıyla ispat ettik!

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az! Türkiyenin en çilekeş ve en ağır bedelleri ödemiş partisi ve teşkilatı, kendilerine kafatasçı, vampir diyenlere hibe edilip peşkeş çekilemeyecek kadar değerlidir! MHP yönetimi ve Meclis kadrosu da en zor zamanlarda KUDRETLİ BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ'E HAKARET VE İHANET EDENLERE PEŞKEŞ ÇEKİLEMEYECEK KADAR DEĞERLİ, ESRARLI VE TEHLİKELİDİR!