AKP'nin ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, canlı yayınına bağlandığı A Haber’de seçim gündemini değerlendirirken çok ilginç açıklamalarda bulundu.

Yıldırım yayında, “CHP’nin amacı belediye alıp hizmet etmek değil. ‘Demokrasiye geçeceğiz, tek adam rejimini yıkacağız’ diye iddia eden bir genel başkanı var. Hedef bu. Dolayısıyla bu olur mu? Olur. Bunu yapmaya çalışırlar mı? Yapmaya çalışırlar. Buna müsaade etmememiz lazım” ifadelerini kullandı.

DUYDUĞUNU ANLAMAYAN MİLLET İÇİN YAŞAR YILDIRIM AÇIKLAMA YAPTI!

İlginç açıklamasıyla gündeme gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamalarının “hükümeti devirmek maksadıyla devletin tüm kurumlarının topyekün iflas etmesine razı gelen mahfillerce ısrarla çarpıtıldığını” savunan Yıldırım, “Ahaber kanalındaki açıklamalarımızın özeti CHP, Cumhurbaşkanını seçen iradeyi görmezden gelerek, kendi politik duruşuna uygun olan sistem neyse, onu demokrasi diye tanımlamaktadır ki bu kendinden olmayanı ‘faşistlikle’ suçlayan marjinal geleneğin devamıdır” dedi.

İSTANBUL'DA SEÇİM TEKRARLANMALIDIR!

İstanbul seçimlerine gölge düştüğü ileri süren Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Sandıkta istediğini elde edemeyen CHP, aba altından sokağı göstererek ülke siyasetini dizayn etme gayretindedir, Demokrasinin tecelligahı sandıktır, Türk Demokrasisinin gelişmesi içinde İstanbul seçimleri yenilenmelidir. 16 Nisan referandumundan sonra, ’19 büyükşehirde hayır bloku olarak seçimi aldık, önümüzdeki seçimlerde ‘Tek Adam' sistemini yıkacağız, demokrasi getireceğiz’ diyerek yerel seçimlerdeki propaganda tarzını bir yıl önceden açıklayan Kılıçdaroğlu'dur, CHP stadyumlarda kendince boy göstererek kitleleri sokaklara davet eden tahrikkar bir tutum takınmaktadır. CHP'nin tüm siyasi psikolojisi, seçim takvimi, seçim programı halkın iradesiyle seçilmiş Cumhurbaşkanını bertaraf etmek, demokratik kurumları işlemez hale getirmektir. Açıklamalarımız tamamen bu minval üzeredir. Bu açıklamalardan başka bir anlam çıkarmaya, hele hele şahsımızı ‘demokrasi düşmanı’ diye yaftalamaya çalışmak teke altında buzağı aramaktır. Bu çabaları yine beyhude, gayretler yine nafiledir. Tüm Türk ve dünya kamuoyu bilmelidir ki, milliyetçilik sınıfsal ayrımların tamamını reddettiği için demokrasinin hem ikiz kardeşi hem teminatıdır. Bu zamana kadar ülkemizde demokrasinin muhafazası, inkişafı için siyasal / sosyal en ağır bedelleri ödemek pahasına nasıl tavizsiz bir mücadele vermişsek, bundan sonra da bu mücadelemiz aralıksız sürecektir.”