CiddiGazete- 31 Mart 2019'da gerçekleştirilen yerel seçimler kapsamında yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı seçiminin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından iptal edilmesi üzerine 23 Haziran 2019'da gerçekleşen seçime giden süreçte PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın mektubunu kamuoyu ile paylaşan akademisyen Ali Kemal Özcan, Habertürk yazarı Nagehan Alçı’ya açıklamalarda bulundu.

Ali Kemal Özcan, Öcalan’ın eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ‘Seni Başkan Yaptırmayacağız’ projesinden haberdar olmadığını savundu.

Nagehan Alçı’nın yazısının konuya ilişkin bölümü şöyle:

“Pazartesi günü bu köşede çözüm sürecine dair Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyarbakır’daki sözlerini hatırlatmış ve bu sürece sahip çıktığı için Tayyip Bey’e teşekkür etmiştim.

O yazıda Abdullah Öcalan ile iki kez görüşen ve 23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri öncesi bu görüşmeyi kamuoyuna açıklayan PKK uzmanı akademisyen Ali Kemal Özcan ile Öcalan arasında geçen diyalogları ve Öcalan’ın öfkeden deliye dönüşünü Türk basınında ilk kez detaylarıyla paylaşmıştım. Kaçıran okurlarıma “Teşekkürler Tayyip Bey…” başlıklı yazımı muhakkak okumalarını tavsiye ederim.

Abdullah Öcalan Asrın Hukuk Bürosu’nun kendi açıklamalarını Kürt halkına duyurmamakta ısrar etmesi üzerine çok öfkelenmiş ve İmralı'da şöyle haykırmış:

“Gerekirse bir avukatımı sağına öbür avukatımı soluna oturtacaksın ve zorla açıklatacaksın Ali Kemal. Ama sakın ola kendin açıklama, sakın. Sen kendin açıklarsan Kürt halkı sana devletin ajan provokatörü gözüyle bakar ve hepsi birden bu kavgada inadına İmamoğlu tarafını tutar. Bu siyasal kavgada taraf olmak da Kürtleri önümüzdeki süreçte mahvedecek yolu açar.”

Ben o yazıda 2015’te 7 Haziran öncesi ve sonrası sürece dikkat çekip Selahattin Demirtaş’ın şu an pişman olduğunu düşündüğüm ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ sloganının Öcalan’ın bilgisi dışında olmasının mümkün olmadığını, Öcalan-Demirtaş dikotomisinin bir yanılsama olduğunu ve Demirtaş’ın son tahlilde Abdullah Öcalan’ın önderliğine bağlı olduğunu da söylemiştim. Öcalan’ın da çözüm sürecinin çökmesinden sorumlu olduğu görüşünü belirtmiştim.

ÖZCAN'IN İTİRAZI

Ali Kemal Özcan bu yazı üzerine beni aradı.

“Yazınızın beni ilgilendiren kısımlarıyla alakalı ifade ettikleriniz doğru ama bu derece doğru bilgi aldığınız kaynaklarınız benim Mudanya’da açıklama yapmak istemediğim bilgisini de size söylemedi mi Nagehan Hanım? Neyse herhalde o bölümü yazmak istemediniz. Ancak Öcalan’ın ‘Seni Başkan yaptırmayacağız’ projesinden haberdar olduğu konusunda yazdıklarınız yanlıştır. Bu konu bizzat en fazla Öcalan ile konuştuklarım arasında oldu. Öcalan’ın bu çıkıştan haberi yoktu. Demirtaş’ın o çıkışı Öcalan’dan kesinlikle habersiz yapılmıştır Nagehan Hanım. Öcalan-Demirtaş dikotomisi konusunda yazdıklarınızı da yanlış buluyorum.”

Özcan’a “O halde Abdullah Öcalan neden çözüm sürecini bitirme ve Kürtlerin yeniden ağır bedeller ödeme sürecini başlatan bu konuşmaya dair herhangi bir karşı çıkış yapmadı? 21 Mart 2015’te Abdullah Öcalan’ın PKK’nın silahları tamamen bırakma kararını Sırrı Süreyya Önder Diyarbakır meydanında açıklayacaktı. 28 Şubat 2015’te bu konuda görüşüldü ve anlaşıldı. 17 Mart 2015’te çözüm sürecinin ortasına bomba koyan bu işlevsiz ve anlamsız grup konuşması yapıldı. Öcalan, Demirtaş’ın bu çıkışını doğru bulmadığı yönünde bir mesaj neden göndermedi?” diye sordum.

“Haklısınız, Öcalan daha sonra bunu telafi etme yoluna gitmedi. Elbette sebebi yoruma açıktır. Kürt meselesinde barışçı çözüm isteyen bir Türk aydını olarak siz de bu bağlamda Öcalan’ı tenkit edebilirsiniz. Benim 'Ova eliti' diye adlandırdığım çevre kendisini o süreçte tamamen yanlış bilgilendirdiler Nagehan Hanım.“ diye cevap verdi.

Ali Kemal Özcan’ın bu açıklamalarını bir başka yazıda ele alacağım…”