Dış politikayla ilgili tezlerinin doğruluğuyla tanınan İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Diken'den Minez Bayülgen'e röportaj verdi. Suriyelilerle ilgili ilginç değerlendirmeler yapan Özdağ, Suriyelilerin vatandaşlık verilmesi durumunda Türk siyasetinde belirleyici noktaya geldiklerini söyledi.

İŞTE ÖZDAĞ'IN İLGİNÇ DEĞERLENDİRMELERİ:

- Suriye’deki TSK gözlem noktasına saldırı oldu. Türkiye’den ve Rusya’dan birbirine zıt, tuhaf açıklamalar geldi. Suriye’de hangi ülkeler hangi ülkelerin yanında ve kim kiminle savaşıyor?

ÜÖ- Böylesine dar bir coğrafyada her şey o kadar iç içe geçmiş durumda ki... Bir tarafta ABD, yanında PKK, PYD, İsrail var. Öte yandaysa Rusya-İran, Irak’ın Şii rejimi ve Hizbullah’ı görüyoruz. Böyle bir koalisyon var.

- Peki Türkiye nerede?

ÜÖ- Türkiye’nin ortak olduğu güçler bir yanda ÖSO (Özgür Suriye Ordusu), diğer yandaysa HTŞ (Heyet Tahrir El Şam) – El Kaide.

Türk dış politikasını anlatan harika bir karikatür var. Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na “Japonya ile aramız nasıl” diye sorar. Çavuşoğlu da “Mükemmel efendim, bozalım mı?” der. Durumumuz böyle işte.

'BEN IRKÇI DEĞİLİM, BU EMPERYALİST BİR POJE'

- Toplumun büyük bir kesimi Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı varlığından rahatsız. Siz de öyle. Resmi kaynaklara göre Türkiye’de 3. 8 milyon Suriyeli yaşıyor. Siz bu rakama itiraz ediyorsunuz değil mi?

ÜÖ- Türkiye’de 5 milyonun üzerinde Suriyeli yaşıyor. Bakın, ben ırkçı değilim ve Suriyelilerden nefret etmiyorum. Allah kimseye Suriyelilerin başına geleni vermesin. Ancak bu emperyalist bir proje.

- Suriyelilerin Türkiye’deki varlığını çok tehlikeli buluyorsunuz. Neden bu kadar karşısınız?

ÜÖ- Suriyeliler burdaki varlıklarıyla Türkiye’nin etnik kompozisyonunu, kültürel dokusunu, siyasal yapısını değiştirecek. Gelin, iktidarın resmi rakamını yani 3.8 milyon kişiyi baz alarak hesap yapalım... Bu hesaba göre, bugün her 20 kişiden biri Suriyeli. 2040’da bu rakam her 13 kişiden biri Suriyeli olarak değişecek. Bu kadar kalabalığı Türkiye kaldıramaz.

- Siz, uzun yıllar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da etnik sorunlar üzerine çalışmalar yaptınız. Bugün de o bölgelerde bir demografi değişimi yapıldığını söylüyorsunuz. Size göre tam olarak ne yapılıyor?

ÜÖ- Mesele Suriyeliler de değil. Ortada bir komplo var. Bu komplo hem Suriyelilere hem de Türkiye’ye kuruluyor.

- Nasıl?

ÜÖ- Suriye’nin kuzeyinde etnik bir temizlik yapıldı. Şimdi orada bir Kürdistan kurulmaya çalışılıyor. Türkiye’de tüm muhalefet partileri Esad’la el sıkışıp, Suriyelilerin evlerine dönüşlerinin şartlarını oluşturma görüşünde. Bir tek HDP, Suriyelilerin dönmesine karşı. PKK, PYD de öyle.

'SURİYE'DE İÇ SAVAŞ YOK, İDLİB'DE İÇ SAVAŞ VAR'

- Suriyelilerin gerçekten dönmek isteyeceğine, Esad’ın da onları kabul edeceğine inanıyor musunuz?

ÜÖ- Dönmek zorundalar. Kamuoyu artık tutulamaz hale geldi. Bugün siyasetteki en belirleyeci parametrelerden biri Suriyeli sığınmacılar meselesi. Yine bugün milletin üzerinde en çok uzlaştığı tek şey Suriyelilerin vatanlarına dönme talebidir. Kaldı ki artık Suriye’de bir iç savaş olmadığını da kabul etmek gerekiyor. Yalnızca İdlib’de iç savaş var.

- Esad ile Suriyeli Kürtlerin varacağı bir anlaşmaya Türkiye neden karışıyor?

ÜÖ- Bakın, biz Suriye’nin kuzeyinde ne olacağına karar vermek durumunda değiliz. Biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklemeliyiz. İnsanların da evlerinde, vatanlarında oturma haklarına destek vermeliyiz. Yani “Suriye’nin kuzeyinde ne olacağına karar veremeyiz ve bu yüzden de etnik temizliğe sırtımızı dönelim” diyemezseniz.

- 79 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiği açıklandı. Sizdeki rakam da aynı mı?

ÜÖ- Hayır, 79 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini düşünmüyorum. Daha yüksek olduğu konusunda bilgiler geliyor. Bu konuyu zaten araştırıyorum, kanıtlandığında paylaşacağım.

- Suriyeliler ile uyum içerisinde yaşayabileceğimiz bir entegrasyon mümkün değil mi?

ÜÖ- Bu kadar büyüklükte bir millet entegre olmaz. Varlığını sürdürür.

'SURİYELİLER, ARAP ÜSTÜNLÜĞÜ ÖĞRETİSİYLE YETİŞTİ'

- Niye ?

ÜÖ- Suriyeliler bir Arap milli devleti içerisinde ve Arap ırkı üstünlüğü öğretisiyle yetişti. Türkleşmek, entegre olmak onlar için bir seviye düşüşü. Bunu kabul etmezler. Almanlar aradaki bu kadar büyük coğrafi farklılığa rağmen 50 senede Türkleri entegre edebildi mi? Öte yandan hemen Suriye’nin yanında hafta sonu Suriye’ye gidip gelebilecek 10 milyon insan olacak. Bunlar da Türkiye’ye entegre olacaklar, öyle mi? Bunu söyleyen sosyoloğu sopayla döverler.

- Diğer Arap ülkelerinde de Suriyeli misafirler var. Oralarda toplumsal uyum yok mu peki?

ÜÖ- Yok. Ürdün ve Lübnan bizim uyguladığımız politikaların tam tersini uyguluyor.

- Ne uyguluyor?

ÜÖ- Bakın, dil aynı, kültür aynı ancak buna rağmen Araplar, Arapları entegre etmeyi reddediyor. Ürdün ve Lübnan’daki Suriyeliler ülkelerine dönmeye başladı. Rusya da buna aracılık etti. Biz ise “Arapları entegre edeceğiz” diyoruz. Suriyelilere yardım edelim ama bu yardımın bir ölçüsü olmak zorunda. Ev halkı açken, komşuya yardım edilmez.

- Peki Suriyeliler Türkiye’den gitmez, vatandaşlık alırsa siyaseten ne gibi değişiklikler olur?

ÜÖ- Suriyelilerin parti kurma faaliyetleri başladı bile. Vatandaşlık alır almaz kendi partilerini zaten kurarlar, bu çok normal. Türk siyasetinde belirleyici olurlar. Belirli il ve ilçelerde nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları için yarın belediyeleri de alırlar, milletvekilli olurlar. Türkiye yönetilebilir olmaktan çıkar.

- AKP, hem seçim kazanmak istiyor hem de kendi tabanındaki şikayeti görmezden geliyor ve Suriyelilere vatandaşlık veriyor. Bu çelişkiden ne anlamalıyız?

ÜÖ- Bir grubun kafasında Suriyelilere vatandaşlık verilmesi ve İslami bir sosyoloji oluşturma hayali var. Ümmet sosyolojisi diyebiliriz buna. Bu özetle bir hilafet modellemesi. Diğer yandaysa emperyalistlerin kendi hesapları var.

- Onlar ne yapıyor?

ÜÖ- Dışarıdan bu coğrafyaya yabancı bir dokuyu enjekte ederek bir iç çatışma, gayri nizami harp zemini oluşturuyorlar. Ayrıca içinizde milyonlarca Suriyeli varken Avrupa Birliği’ne sizi kimse almaz.

'TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ BİR CİHATÇI SELEFİLİK AĞI VAR'

- Sık sık Türkiye içinde güçlü bir selefi ağı oluştuğundan söz ediyorsunuz. Biraz açar mısınız?

ÜÖ- Cihatçı selefilik, emperyalizm tarafından kullanılmaya müsait bir anlayış. Bu dokunun Türkiye’ye yönelmesi olağanüstü büyük bir tehlike. Türkiye içinde çok güçlü bir selefi ağı oluşuyor çünkü senelerden beri Türkiye’yi tanıyorlar. Devletin reaksiyonlarını da… Devletle ilişkiye geçtiler ve bu sayede istihbaratının reflekslerini öğrendiler. Aynı Hizbullah gibi. IŞİD 1.0 ve 2.0’yi yaşadık. Türkiye şimdi IŞİD 3.0’ü yaşayacak.

- Size göre Suriye politikası, saydığınız tehlikeleri oluşturuyor. Peki bunları AKP ve MHP’li vekillerle paylaşıyor musunuz? Onlar da aynı tehlikelerin var olduğunu düşünüyorlar mı?

ÜÖ- Yaptığım gayrıresmi konuşmalarda vekillerin de benimle benzer düşünceler içinde olduğunu görüyorum. Gidişattan kimse memnun değil.

'AFGAN MÜLTECİLERİN SAYISI ÜÇ MİLYONU BULABİLİR'

- Türkiye’nin köylerinde ciddi nüfus artışları olduğunu tespit ettiniz. Kimler var köylerde?

ÜÖ- İlk defa köylerdeki yetişkin erkek nüfusu arttı. Bir yerde yetişkin erkek nüfusu artıyorsa, oraya dışarıdan göç var demektir. Köye gelen nüfusun buradan çıkıp gitmesi tabii daha zordur. Köylere Afganistan’dan gelenler de yerleştiriliyor.

- Afganların rakamı ne?

ÜÖ- Türkiye’ye 500 bin Afgan geldi. Bunların yaklaşık yüzde 65’i Taciklerden oluşuyor. Çok farklı bir süreç de oralarda gerçekleşiyor.

- Neden farklı bir süreç olduğunu söylüyorsunuz?

ÜÖ- Çünkü Afgan göçü bitmedi, devam ediyor. Bu rakam üç milyona yaklaşabilir. Bu kadar büyük bir göç en son Türkler Anadolu’ya geldiğinde yaşanmıştı.

'SELEFİ MEDRESELERİN SAYISI ÇOK ARTTI'

- Kısa süre önce Birleşmiş Milletler (BM) İdlib’den Türkiye’ye bir, iki milyon Suriyelinin daha gelebileceğini açıkladı. Yeni bir sığınmacı akını bekliyor musunuz?

ÜÖ- Eğer bölgede çatışma süreci olursa evet, bir milyon da, iki milyon da gelir. Bu yalnız Türkiye için değil, hiçbir ülke için kaldırılabilecek bir yük değil. Ortada Pakistan – Afganistan örneği var ve bu bizim için öğretici olmalı.

- Afganistan- Pakistan örneğini hatırlatır mısınız?

ÜÖ- Sovyet müdahalesi olduğunda komşu ülke Pakistan’a yoğun bir Afgan göçü yaşandı. Bir bölümü İran, geri kalanı Pakistan’a gitmek üzere toplam yedi milyon Afgan ülkesini terketti. Pakistan, Hindistan ile her alanda rekabet içinde bir ülkeydi. Bugün ise sürekli Afganistanlaşan bir ülke konumunda. Örneğin, Afgan göçü öncesinde Pakistan’da sadece bir medrese vardı.

- Şimdi kaç tane var?

ÜÖ- Bugün 17 bin medrese var. Medreseler bugün Afganistan’dan sonra Pakistan’daki siyasal sistemi değiştirme merkezlerine dönüşmüş durumda. Özetle, Afgan göçü Pakistan’daki İslamı hızla sert selefi Afgan yorumuna bıraktı. Türkiye’de de aynı şey olacak. Türkiye-Suriye sınır bölgesinde selefi yaklaşımla eğitim yapan medreselerin sayısında büyük bir artış var.