CiddiGazete- Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı canlı yayında gündeme dair değerlendirmelerde bulunuyor.

"TALİBAN YÖNETİCİLERİNİ KABUL EDEBİLECEĞİMİZİ DAHA ÖNCE DE İFADE ETMİŞTİK"

Afganistan konusunda da açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

- Bazı ülkeler Afganistan’a tıpkı Suriye’de yaptıkları gibi sadece terör ve göç zaviyesinden bakıyor. ‘Terör ve göç bize gelmezse sorun yok’ diyorlar. Oysa terörü de göçü de var eden on yıllardır izlenen yanlış politikalardır. Bunlarla yüzleşmeden barış ve istikrara katkıda bulunmak mümkün değil.

- Ülkelerimiz arasında 1 Mart 1921’de imzalanan ittifak anlaşmasında iki ülkenin kaderi ve saadeti birbirinindir ifadesi var. Yönetimde kim olursa olsun, iyi ve kötü gününde Afganistan’ın yanında yer almak hem ahde vefanın hem de kardeşliğimizin gereğidir.

- İlgili kurumlarımız bir süredir Taliban’la irtibat halindeydiler. Biz de Taliban yöneticilerini kabul edebileceğimizi daha önce ifade etmiştik. Afgan halkının huzuru, ülkemizin çıkarlarının korunması noktasında her türlü işbirliğine hazırız. Taliban yöneticilerinin itidalli ve ılımlı açıklamaları memnuniyetle karşılıyoruz.

- Özellikle Taliban’ın Türkiye’ye yaklaşımı köşeli değildir. Daha dikkatlidir ve bizimle olan ilişkilere yaklaşımı çok daha hassastır. Temenni ediyorum ki bundan sonra da aynı hassasiyet devam edecektir.

- Biz bir NATO ülkesiyiz ve bu ülkenin istikrarı için elimizden gelen gayreti gösterdik. Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliğine katkı sunmanın yanı sıra ülkenin ayağa kalkınması için de çaba harcadık. Afganistan’a ciddi yatırımlar yaptık, bundan sonra yapacağımızın bazı alametleri de ortada.

- Afganistan’daki askerlerimiz hiçbir zaman muharip bir güç olarak görev yapmadı. Biz askerlerimiz orada asla yabancı bir güç olarak görmedik, kullanmadık.

- Amerika’nın çekilmesi sonrasında amacımız havalimanının emniyetini temin ederek bu ülkenin güvenliğine katkı sağlamaktı. Bu niyetimiz bakidir. Türkiye’nin Afganistan’daki varlığı yeni yönetimin de uluslararasında işini kolaylaştıracaktır.

- Libya’daki gibi ikili bir anlaşmayla bunu çözebiliriz. Bu, Taliban olabilir, daha önceki gibi mevcut yönetim olabilir. Bunlarla arkadaşlığımız var. Abdullah Abdullah bakidir, şu anda ülkesinden ayrılmış olan başkan yine bunlardan bir tanesidir. Şu anda farklı tarafta kalmış olan arkadaşlarımız da bunların içerisindedir, örneğin Burhaneddin Rabbani’nin oğlu gibi.

AFGANİSTAN’DA TALİBAN DÖNEMİ

- Ülkemizin sunduğu şartların önemli bir bölümü muhataplarımız tarafından kabullenilmeye de başlamıştı. Taliban’ın ülkede kontrolü sağlamasıyla önümüze yeni bir tablo çıktı.

- Şimdi sahada oluşan yeni gerçeklere göre planlarımızı yapıyor, görüşmelerimizi de ona göre sürdürüyoruz

DİPLOMATİK İLİŞKİLER

- Bu ara trafik çok yoğun. Örneğin bu hafta sonuna kadar Merkel’le bir görüşmemiz söz konusu, sayın Putin’le hafta sonunda görüşmemiz söz konusu. Avrupa’dan birçok ülkenin liderleriyle görüşmeler söz konusu.

- Bugün Etiyopya Başbakanı Ahmed'i kabulümüz yeni değil. Randevu eskiydi, ama ülkemizi ziyareti Etiyopya ile diplomatik ilişkilerin 125. yıl dönümünde gerçekleşmesi nedeniyle ayrı bir önem taşıyor. Etiyopya ile ilişkilerimizi bütün alanlarda güçlendirecek adımları ele aldık.

TÜRKİYE - BAE İLİŞKİLERİ

- BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı’yla da bir görüşmemiz oldu. BAE’nin Türkiye’ye yönelik yatırımlar noktasında ciddi bir görüşme yaptık. Bu görüşmede de hangi alanlarda ne gibi yatırımlar yapılabilir, bunları görüştük.

- Gerek Varlık Fonu Başkanımı davet ettiğim gibi Yatırım Destek Fonu Başkanımı da davet etmiştim. Çok ciddi bir yatırım hedefleri, planları var. İnşallah çok kısa zamanda BAE ülkemizde ciddi yatırımlara girecek.

- Devletler arasında gidiş gelişler hep olabilir. Burada da benzer bazı durumlar oldu. Şu an itibarıyla yaklaşık birkaç aydır bizim istihbarat örgütümüz başta olmak üzere Abu Dabi yönetimiyle bazı görüşmeler yaparak, bu görüşmelerle birlikte belli bir yere gelmiş bulunuyoruz. Bölgedeki bazı sıkıntıları, temenni ediyorum ki, aynı kültürün, inancın mensupları olarak gidermiş oluruz.

AFGANİSTAN’DAKİ TÜRK VATANDAŞLARININ TAHLİYESİ

- Afganistan’daki vatandaşlarımızın güvenliğini ve huzurunu temin etmek bir numaralı önceliğimiz. Vatandaşlarımızı özel uçak seferleriyle tahliye işlemlerimizi sürdürüyoruz.

- Havalimanının 2 boyutu var: bir sivil, bir de askeri. Biz bu çalışmayı daha çok askeri havalimanı üzerinden yapıyoruz. Afganistan’daki vatandaşlarımıza seri bir şekilde ulaştık. Devletimizin tüm imkanlarıyla yanlarında olduğunu kendilerine vurguladık.

- Ülkemize dönmek isteyenleri devletimizin tüm imkanlarıyla bilgilerini derledik, toparladı ve bildirdik. Bugün askeri uçağımızla 201 vatandaşımızı İslamabad’a götürdük, oradan da THY ile ülkemize gelmelerini sağladık. Şu an itibarıyla toplam 552 kişiyi tahliye etmiş durumdayız.

- Karzai Uluslararası Havalimanı'nın işletme ve güvenlik bizde olmasının avantajlarından en iyi şekilde yararlanıyoruz

SINIRLARDA SON DURUM

- Düzensiz göçle mücadele noktasında bu etkinliğin artırılması amacıyla yoğun bir çaba harcıyoruz. Sınır güvenliğimiz tahkim etmek için farklı önlemleri devreye aldık. İran sınırımızda 4 ilimiz var: Ağrı, Hakkari, Iğdır, Van. Bu sınırımızın tamamı duvarla örülecek.

- Ağrı ve Iğdır sınırındaki duvar çalışmalarını tamamladık. Hakkari’de yarısına geldik. Van’da da yoğun şekilde sürüyor çalışmalarımız. Şu an itibarıyla 157 kilometresi tamamlandı.

- Sadece göç değil, teröre karşı da bunlar bizim için önemli bir bariyer. Bu duvarı oluşturan 3 metre yüksekliğindeki beton blokların üstünde 1 metre de dikenli tel bulunuyor. Tamamlanan duvar uzunluğu bundan sonra da çok hızlı şekilde artacak.

- Bunları ayrıca termal kameralarla da takip ediyoruz. 109 kilometrelik kısmı aydınlatma sistemiyle donatılmış durumda. 79 kilometre boyunca yerleştirdiğimiz kamera ve algılayıcı sistemlerle düzensiz göç hareketlerini sürekli izleyip anında müdahale ediyoruz.

- Gözetleme kulelerimiz ileri teknolojik donanıma sahip. Kara gözetleme radarı, termal kamera, GPS alıcısı, lazer uzaklıkölçer gibi sistemleri de bünyesinde barındırıyor.

KILIÇDAROĞLU SORUSUNA CEVAP

Erdoğan, “Son bir-iki gündür sizin NATO toplantısı çerçevesinde ABD Başkanı Biden’la yapmış olduğunuz görüşmede -bunu özellikle sayın Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi söylüyor- 1 milyon göçmeni kabul edeceğiniz yönünde ABD’ye bir söz verdiğinizi iddia ediyor CHP yönetimi. Böyle bir anlaşma oldu mu? CHP lideri, neden böyle söylüyor?” sorusuna şu cevabı verdi:

- Hukukta bir kaide vardır: Müddei, iddiasını ispatla mükelleftir. Bu adam nereden bunu gördü? Kim kendisine bunu sufle etti? Kendi büyükelçisi bile öyle bir şeyin olmadığını söylüyor.

- Yahu bu adam yalancı ya. Bu adamın bugüne kadar doğru bir sözü var mı? Yok. Olmayan bir şeyi savunmak, ortaya koymak… Söyledikleri tek şey var; Orada dışişleri yetkilisi yoktu diyor. Ne demek dışişleri yetkilisi yoktu? İlla dışişleri yetkilisin olması mı lazım? Ben varım orada. Dışişleri kime bağlı? Bana bağlı. Ben konuşuyorum. Kiminle? ABD başkanıyla. Kafayı takmışlar tercümanımıza…

- Orada diyorlar ‘Sadece tercüman vardı.' Başınıza tercümanım kadar taş düşsün. Dürüst konuşun ya. Bunu ispatla ben mükellef değilim, sen mükellefsin. Madem böyle bir iddian var bunu ispatlaman lazım. İspatlayamıyorsan özür dile. Ama bunlarda o karakter yok.

- Kalkıp işleri güçleri acaba Türkiye'nin uluslararası diplomaside yaptığı görüşmelerde ülkeyi nasıl düşüreceğiz… İşte bu tür yalanlar üzerinden ülkemizi, bu ülkenin Cumhurbaşkanını itham etmek ahlaksızlığın daniskasıdır ve bunlar da ahlaksızdır.

DOĞAL AFETLERDE SON DURUM

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

- Sel afeti önce Artvin, Rize’den başladı. Artvin, Rize’den bu sel afeti başlayınca ben de hemen ertesi gün bölgeye gittim. Zaten bunlardan bir tanesi de benim ana-baba ocağımdı. Oradaki durumları yerinde tespit ettik.

- Oradan Artvin’in Arhavi ilçesine geçtik, durumları yerinde inceledik. Bu bölgelerde metrekareye düşen yağış miktarı bile yaşanan afetin büyüklüğünü göstermeye tek başına yeterlidir.

- Öbür taraftan batıda da Bartın, Sinop ve Kastamonu’daki felaket Doğu Karadeniz’e göre daha büyük bir felaket. Selin yaşandığı bölgelerdeki yağış miktarını geçmiş dönemlerle karşılaştırdığımızda çarpıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz. Bozkurt’ta bir yılda görülen yağmurun yarısı sadece 63 saatte oraya düştü.

- Yiten canlarımızı geri getiremesek de maddi kayıplarımızı en kısa zamanda telafi etme kabiliyetine sahip bir devletimiz var.

- 1 gün izinle ilk defa bakan arkadaşlarım yarın Kabine toplantısı için Ankara’ya gelecekler, sonra tekrar bölgeye gidecekler. Şu anda halihazırda sel bölgesinde 10 binden fazla personel, 22 helikopter, binin üzerinde araç, binin üzerinde iş makinesi, 42 bot, bir İHA, bir jandarma insanlı keşif aracı, bir sahil güvenlik korveti, 4 sahil güvenlik botu, 18 itfaiye aracı, 83 ambulansla bu çalışmalar yürütülüyor. İhtiyaç duyulan her türlü araç gereç bölgeye gönderildi.

- Toplam 2 bin 400’den fazla vatandaşımız tahliye edildi. Sel nedeniyle yolları kapanan köylerimize bile Türkiye’de ilk defa havadan jeneratör nakliye ederek elektrik verdik, elektriksiz köy bırakmadık.

- Vatandaşlarımız eşya zararlarını karşılayacağız. Evleri yıkılanlara yeni konutlar yapacağız. İş yeri ve araç zararlarının karşılanması için destek olacağız. Kaydırma köprü sistemi buraya getirilerek ırmaklar üzerinde kuruldu. İlk defa bu tür bir afette bu uygulamayı yaptık.

"BİZ NE ZAMAN BİR VE BERABER OLACAĞIZ?"

- Biz ne zaman, hangi şartlarda bir ve beraber olacağız? Her zaman karalamak için bir şeyler mi bulmak, söylemek lazım? Yapılması gerektiği halde yapılmayan bir şey mi vardı da karalama kampanyası sürdürüyorlar?

- Antalya’da, Rize’de bunu gördük. Bu muhalefetin karalama dili bu ülkede ne zaman acaba yok olacak? Bunlar gerçekten çok üzücü. Onlar bunu yapsa da yapmasa da biz görevimizi yaptık, yapmaya devam ediyoruz, edeceğiz.

"AFAD'A KİMSE 'ZORLA PARA VER' DEMİYOR"

- "AFAD’a para mı verecekmişiz" diyorlar. Sen cebren AFAD’a para verecek değilsin. AFAD bu tür afetler için kurulmuş. Kimse gırtlağını sıkarak para istemiyor. Hayırda bulunmak isteyen olursa verir, bulunmak istemeyen de vermez. Bugün itibarıyla 181 milyon TL bağışta bulunan oldu. Yarın kabine üyelerimiz de bağışta bulunacak.

- Dere yatağına konut yapımını belediye başkanlığımdan beri aksini söylemişimdir. Dikey mimariye tevessül etmeyin, aşırı yüksek binalar yapmayın. Bunları söylerken dünyada yaşanan tecrübelerden hareketle söyledim.

- Dere yataklarında debisi yüksek akış olduğu zaman binaların altını alıyor. Ben Karadenizliyim, Rize'de eskiden ağaçlar vardı, bu kızılağaçları kestiler, bunların yerine çay diktiler.

- Çay dikmekle kalmadılar, çaya gübre verirken azot ağırlıklı gübre verdiler. Azot ağırlıklı olan bu gübre toprağı yakıyor, eritiyor.

- Yağmurla buluştuğu zaman bu adeta bir lapa haline geliyor ve akıp gidiyor. Bunların hepsini bu olaylarda da gördük.

- Bunları defalarca yaşadığımız halde herkes bildiğini okuyor. Antalya, Manavgat, Muğla, buralarda da buna benzer olayları yaşadık.

- Oralarda da binalar noktasında öyle yerlere binalar yapılmış ki, bu binalar her an bir tehdit altında. Şimdi bizim attığımız adımlarla mümkün olduğunda bu binaları süratle yapacak ve buralardaki yaşam koşularını daha iyi şartlara taşıyalım istiyoruz.

- Vatandaşlarımızın birçoğunun hayvanlarıyla ilgili ahır sorunu var, onların düşüncelerine dikkat ederek ahırlarına kavuşmasını da temin edelim dedik. Arıcılık noktasında da arı kovanlarını da süratle temin edelim dedik.

- Arıcılık noktasında da arı kovanlarından tutunuz, nereye bunlar yerleştirilebilir, kovanlarını süratle temin edelim dedik. Bu çalışmaları da yürütüyor.

- Bölgede enerji, su gibi sıkıntıları da süratle gidermek üzere çalışmalarımızı yaptık, yapıyoruz. Bartın, Sinop, Kastamonu’da moloz, balçık kaldırma çalışmalarının tamamlanmasıyla riskli bölgelerin boşaltılmasını sağlayacağız.

- İlla her şey bakanlık olursa çözülecek değil. Bu işle ilgilenen gerek tarımla ilgili, gerek İçişleri Bakanlığımız benzer orada idari yapılanmalar var. AFAD bunlardan bir tanesi. Böyle bir şey olduğu zaman AFAD zaten devreye giriyor.

- Biz tabiatta ilahi bir denge olduğuna inanıyoruz. Bu denge ne kadar tahrip edilirse doğal felaketlerin yıkıcılığı da o kadar artacaktır. Tabiat kendisine isyan kabul etmez.

- Kastamonu'da, Rize'de aynı şeyi gördük. Tabiat için bir rahmet olan yağmur bozulan denge ile felaket haline dönüşebiliyor.

- Hava olaylarının da daha sert yaşanması ve bir bölgede kuraklık, diğer bölgede aşırı yağış görülmesi gibi durumların sebebi elbette iklim değişikliğidir.

ORMAN YANGINLARI

- Almanya’nın batısında geçen ay yaşanan sel felaketinde 186 kişi hayatını kaybetti. Temmuzda İtalya, İsviçre, Rusya, Bulgaristan, İran’da da sel baskınları meydana geldi. Son olarak Japonya’da da benzer olaylar yaşanıyor. Bütün bu seller dünyada zarara neden oldu. Yaşanılan çevreye uygun yapılaşmaya gitmemiz gerekiyor.

- Geçmişteki iyi örneklerden, doğru mimariden faydalanarak yeni bir yapılaşma modeli geliştirmemiz gerekiyor.

- Meteoroloji tahminlerde bulunuyor. Bu tahminler bazen isabet ediyor, bazen etmeyebiliyor. Birçok meteoroloji haberlerini zamanında alabiliyoruz diyebilirim. Buna karşı tedbirler noktasında da şu anda bakanlığımızın ve kurumlarımızın ciddi tedbirleri var.

- Termik santralinde bazı ihmaller olmuş olsaydı orada çok büyük bir felaket yaşanabilirdi. Ama orada biz her türlü tedbiri aldık, her türlü çalışmayı yürüttük. Çevredeki vatandaşlarımızın bile destekleriyle santralden oradaki ağaçlardan arındırmayı temin ederek bu 2-3 santrali de yanmaktan, patlamaktan kurtararak oradaki enerji noktasında çalışmalarını durdurmadık ve devam ettirdik.

- Hatalarımız olmuş olabilir, ‘Şunu yapmasaydık daha iyi olurdu’ diyebileceğimiz şeyler olabilir. Ama bazı şeyler insanoğlunun gücünün üstündedir.

"YALAN TERÖRÜNÜN TÜRKİYE'DE MİMARI BAY KEMAL'DİR"

- Yalan terörünün Türkiye’de mimarı bay Kemal’dir. Antalya’da belediye başkanlığı CHP’de, Muğla’da, İzmir’de CHP’de. Bütün buralarda acaba sizin karadan bu işlere müdahalelerde nerede itfaiyeleriniz? Hepsinde de biz devlet olarak bu işlere müdahale ettik. Helikopterlerle, uçaklarla müdahale ettik ve bunları yaparken de kalkıp kimseyi suçlamadık. DSİ bütün imkanlarıyla seferber oldu.

- Sen sel afetinde ne yaptın? Bunu ortaya koy. Biz şu anda bu gayretle bütün ekibimle, benim 6 tane bakanım gece, gündüz demeden sürekli bu bölgelerde görevli olarak bulundular.

- Yalan ve iftira konusu bizim siyasi hayatımızın her döneminde mücadele ettiğimiz bir sorun. Birlik ve beraberliğimizi en çok güçlendirmemiz gereken tabii afetlerde bile bunlar yalan ve iftira çarkını işletmekten geri durmuyor. Sellerde HES yıkılması diyorlar. Baraj dediğin olay borularla suyun nakledilmesi olay olur mu?

SOSYAL MEDYAYA YÖNELİK DENETİM ADIMLARI ATILACAK

- Böyle bir boru sistemiyle suyun nakledildiği bu olayda patlama ya da kapakların açılması nedeniyle taşkına sebep olması zaten mümkün değil. Bu yalan ve iftira kampanyasının en başında muhalefet adına konuşan siyasetçiler, milletvekilleri bulunuyor. Yalandan başka hiçbir şey konuşmayanlar sosyal medya mecralarını adeta kendilerine yuva edinmişler.

- Tüm vatandaşlarımızı, muhalefetin başını çektiği sosyal medyada terörüne, yalan rüzgarlarına karşı dikkatli olmaya davet ediyorum. Geleneksel medyada denetim görevini yerine getiren Kurulumuz var.

- Meclisin açılmasıyla birlikte sosyal medyaya yönelik denetim konusunda da gereken adımları atacağız. Sahada yürüttüğümüz cansiperane mücadelenin kendini bilmez birilerinin yalanı ile baltalanmasına, gerçeklerin çarpıtılmasına müsaade etmeyeceğiz.

CORONA VİRÜSÜ SÜRECİ

- Türkiye salgın sürecini hem sağlık, hem kamu güvenliği hem de ekonomik bakımdan en iyi yöneten ülkelerin başı geliyor. Pek çok ülkede insanlar aksayan hizmetlere isyan ederken ülkemizde kayda değer hiçbir sorun yaşanmadı.

- Aşılamada dünyada oldukça önlerde yer alıyoruz. Toplam aşı sayısında 86 milyonu geride bırakarak nüfusumuzun üzerinde bir rakama ulaştık. İlk doz aşıda 45, ikinci doz aşıda 34 milyonu, üçüncü doz aşıda 7 milyonu geçtik. Bu sayede, bir ara yükselme seyrinde olan vaka sayımız 18 binli rakamlara geriledi.

AŞI ÇAĞRISI

- Milletimin karşısında üç doz aşısını olmuş bir cumhurbaşkanı olarak bulunuyorum. Aşı konusunda bir sıkıntı, tereddüt olsaydı kendimizi böyle bir duruma sokmazdık.

- Benim buradaki tezim gönüllülük esasıdır. Cebren, zorlamayla böyle bir şeyi doğru bulmuyorum. En yüksek risk gruplarından başlayarak aşı yaşını genel uygulamada 15’e, kronik hastalarda ise 12’ye kadar indirdik.

- Hastaneye başvuranların, hastanede yatanların, özellikle yoğun bakımda hayatta kalma mücadelesi verenlerin neredeyse tamamının aşı yaptırmayanlardan oluştuğunu görüyoruz.

- Önümüzde böyle net bir tablo olduğu halde ilmi ve akli hiçbir gerekçeye dayanmadan aşı karşıtlığı kampanyası yürütülmesini doğru bulmuyorum.

- PCR testi olayı zaten hepimiz için belli yerlerde gerekli. Bunu da kurumlar ilan ediyor. Gelen turistler için bu uygulama kapılarda da yapılıyor. Ama şu anda turizmde Rusya’dan gelen turistlerin tercihi daha çok Türkiye, Antalya.

TURKOVAC’TA SON DURUM

- Aşıyla ilgili çalışmaların başında olanlar tahmini olarak yıl sonuna kadar biteceğini söylüyorlar. Bu konudaki dışa bağımlılığımızı da azaltmayı hedefliyoruz diye bu müjdeyi bize söylediler.

YÜZ YÜZE EĞİTİM AÇIKLAMASI

- Dün akşam bakanımla bu konuyu görüştük. İnşallah yüz yüze eğitimi başlatacağız. Eğitim sistemi gayet güzel bir yerde.

- Milli Eğitim Bakanımız kendi istifasının kabulünü, affını bizden istirham etti, biz de bu talebi yerinde bulduk, "Hayırlısı olsun" dedik.

- Yardımcılarından bir tanesini, Mahmut beyi bu göreve getirdik. O da milli eğitim camiasını tanıyan bir arkadaşımız. Şu andan itibaren onunla beraber süreci devam ettiriyoruz. Şu anda bırakılan yerden yola devam ediyoruz.

TOKYO OLİMPİYATLARI

- Özellikle kadın sporcularımızın bu performansı ilklerin öne çıkması demektir. Bu da bizleri sevindirmiştir. Neredeyse 2 altına gidiyorduk boksta, orada bir haksızlığa kurban gitti. Ama 2 altını almış olsaydık boksta çok daha farklı olmuş olacaktı.

- Olimpiyatlardaki derecemizi biraz daha artıracaktı. 2 altın 2 gümüş olmuş oldu, 9 da bronz almış olmak üzere şu ana kadar ilk defa olimpiyatlarda böyle bir performansı yakalamış olduk.

- Paralimpikte de daha başarılı olacağımıza inanıyorum. Bundan önceki olimpiyatlara göre daha başarılı şekilde dönecekler, bunu görüyorum.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

- Devlet bey kendi hazırlıklarını bana daha önce gönderdi. Ben de bu çalışmayı yürüten arkadaşlarıma ve bu işin başındaki arkadaşımıza o çalışma taslağını verdim.

- Arkadaşlarımız da onunla birlikte çalışmalarını yaptılar. Biz de çalışmamızı belli bir noktaya getirdik.

- Nihai noktaya gelince çıkan neticeyi sayın Bahçeli’ye takdim edeceğim. Onların da incelemesinden sonraki durumu tekrar değerlendirmeye alacağız.

ERKEN SEÇİM İDDİALARINA CEVAP

- Bunları artık biz unuttuk. Artık hedef Haziran 2023. Muhalefetin başka işi gücü yok, sürekli bunlarla meşgul oluyor ve netice alacağını zannediyor. Bırakın da işinize bakın.

- Ülkenin kalkınmasına bir katkınız var mı? Bunları söyleyin. Bunlarda böyle bir dert yok.

- Erken seçim olup da bunlar netice alacaklarından değil, hedef saptırmaktan başka bir şey değil bunlar. Bu ülke artık açıklanan yol haritasını değiştirmek isteyenlere fırsat vermeyecek.

- Bizim öğrencilik yıllarından öğrendiğimiz tekerleme var, "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur." Bunların söylediği bu.

SEÇİM KANUNUNDA BİR DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU MU?

- Hayati Bey'in riyasetinde bir ekip MHP'den ekiple görüşmelerini yaptılar. Bu çalışmalarına ben de baktım. Son çalışmalarını yapıyorlar, o çalışmadan sonra Sayın Genel Başkan ile gelinen noktayı müzakere etme imkanımız olacak.

"TOPLU İĞNE ÜRETEMEZKEN BUGÜNKÜ HALE GELDİK"

Ankara'da 26 fabrikanın açılışının yapıldığı programda Melek Tuğ isimli bir kaynak ustası kadının konuşması ekrana getirilerek hatırlatılmasından sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Melek Hanım o fabrikada kaynakta ustabaşı. Artık üniversiteyi de bitirmesi lazım. Bu azimle üniversiteyi de bitirir. Patronun Melek'ten memnun olması, onu orada önde bir yer vermiş olması kadının geldiği yeri göstermesi bakımından çok önemli. Kadınımızı hor görmek, onların ilim tahsilinde, mevki makam sahibi olmasına engel olmak kimseye bir şey kazandırmaz" dedi.

Erdoğan, "Türkiye toplu iğne üretemeyen bir ülkeydi. Biz toplu iğne üretemezken bugünkü hale geldik" diye konuştu.