İstanbul'un seçilmiş son Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ramazan Bayramı’nın birinci gününde annesi Hava İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu ve kız kardeşi Neslihan Yakupçebioğlu ile birlikte, hava yoluyla Trabzon’a geldi.

Vatandaşlar, İmamoğlu’nun uçağı inmeden alan içinde ve dışında toplanmaya başladı.

İmamoğlu, havaalanından çıkmadan gazetecilerin ”Bayram için Trabzon’a mesajlarınız nedir” sorusuna, ”Valla Trabzon’a ne mesaj verilir? Trabzon’a ve bütün Karadeniz’e güzel mesajlar verilir. Öncelikle bütün hemşehrilerimin Ramazan Bayramı kutlu olsun. Güzel bir bayram gezisi olacak. Uzun süredir bayramda gelemiyordum Trabzon’a. Gerçekten içimde bir uhdeydi. Denk düştü. Seçimin de tam ortasına denk geldi ama olsun. Köyümü ziyaret edeceğim. Aile büyüklerimin mezarlıklarını ziyaret edeceğim. Yarın Trabzon’da bir bayramlaşmamız var. Ardından Giresun ve Ordu’da bayramlaşmamız olacak. Özlemle geliyorum, kucaklaşmaya geliyorum. Trabzon, doğduğum şehir. Karadeniz, benim ruhumun, benliğimin, kimliğimin oluştuğu yer. Bütün hemşehrilerimle buluşmaya ve kucaklaşmaya geldim. Beslendiğim bu kentin insanlarıyla kucaklaşmaya geldim. Bütün özlemimle buradayım. Karadeniz’i ve tabii ki doğduğum şehri çok seviyorum. Her zaman duamdır. Önce Allah’ım derim, ”Aileme ve doğduğum topraklara beni mahcup etme.” Duam budur” cevabını verdi.

”GELİYOR ARKADAŞLAR!”

İmamoğlu’na, alanın içinde gösterilen yoğun ilgi, alanın dışında bekleyen vatandaşlardan birinin, ‘Geliyor arkadaşlar” sözüyle doruğa ulaştı.

”Trabzon’un gururu Başkan İmamoğlu”, ”Her şey çok güzel olacak” ve ”Trabzon evladını karşılıyor” pankartları ile horon gösterisiyle karşılandı.

Havaalanı içi ve dışında bekleyen yüzlerce vatandaş, İmamoğlu’nu, ”Ekrem Başkan”, ”Her şey çok güzel olacak” ve ”Trabzon seninle gurur duyuyor” tezahüratlarıyla karşıladı.

İmamoğlu, yaşanan izdiham nedeniyle seçim otobüsüne zorlukla binebildi.

İzdiham sırasında İmamoğlu’na ulaşmayı başaran vatandaşlar, seçilmiş İBB Başkanı’na çiçek verdi. Vatandaşlar, uzun süre seçim otobüsüne eşlik etti. Birçok vatandaş da araçlarıyla seçim otobüsünü takip etti.

Yol boyu büyüyen araç konvoyu, Trabzon caddelerini renklendirdi. İmamoğlu, zaman zaman otobüsü durdurup, yol boyu kendisine sevgi gösterilerinde bulunan vatandaşlarla bayramlaştı. Konvoy, İmamoğlu’nun köyü Cevizli’ye kadar devam etti.

DOĞUM GÜNÜNDE DOĞDUĞU EVİN BALKONUNDAN KONUŞTU

Yaklaşık 300 metre uzaklıktaki doğduğu eve, yoğun ilgi nedeniyle 1 saatte ulaşabilen İmamoğlu, evinin önünde ”Ekrem Başkan” ve ”Her şey çok güzel olacak” tezahüratlarıyla karşılandı. 4 Haziran 1970 doğumlu İmamoğlu, konuşmasını, tam da doğum gününde, dünyaya geldiği doğduğu evin balkonundan, yaptı. İmamoğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

”ALLAH NASİP ETTİ, İSTANBUL’DA GÖREV ÜSTLENDİK”

”Burada akrabalarım, köylülerim ve komşularım var hem benim köyümden hem de çevre köylerden. İskenderli’den benim şehit babası bir ağabeyim var. Evine de gitmiştim. Allah razı olsun ondan. Onun evlatları sayesinde biz buradayız. Bugün baba ocağına geldim, çünkü ben özledim. Benim köyüm ve doğduğum ev burası. Çocukluğumun 4-5 yılı burada geçti. Sonra Yıldız Köyü’ne taşındık. Şu köyde 17 yaşına kadar yaşamış bir kardeşinizim. Allah nasip etti, İstanbul’da büyük bir görev üstlendik. Bunun güzel tarafı şu: insan kökünden, kendinden, geçmişinden, eşinden, dostundan, ahlakından, yaşamından, çevresinden, komşularından emin oldu mu, bu kadar referans oldu mu… Boş konuşuyor millet, boş. Benim için esas olan, biriktirdiğin dostluklar, akrabalıklardır, eştir, dosttur.”

”GERİYE DÖNÜP BAKTIĞIMDA HER BİRİNİZİ GÖRÜYORUM”

”Allah hiç kimseyi, kendi ailesine, eşine, dostuna mahcup etmesin. Zaten öyle olursa bir insan, ahlaklı olursa, annesine, babasına, akrabalarına layık oldu mu, o zaman bütün hayır duaları peşinden gelir. Ben, onun için dua ediyorum. Allahım, ”Beni, aileme ve doğduğum topraklara mahcup etme” diyorum. Buna ister Zanane’yi kat, Sera’yı kat, Akçaabat’ı kat, Trabzon’u kat, Köprübaşı’nı kat, Rize’yi, Giresun’u, Ordu’yu, Artvin’i, Samsun’u kat. Doğduğum topraklar; Karadeniz. Sonra diyorum ki; ben bu güzel toprakların en nadide çiçeğine, İstanbul’a hizmet edeceğim. Dolayısıyla, ”Allah’ım beni, İstanbul’a ve bu millete mahcup” etme diyorum. Yürüdüğüm yol bu. Geriye dönüp baktığımda, her birinizi görüyorum. Niye? Bu hayat fotoğrafı. Yani dünden bugüne çakma çıkmış değiliz ki biz. Adam, dün yoktu, bugün var. Biz, neysek oyuz. Allah’ımıza şükürler olsun.”

”BURADAN TOPLADIĞIM GÜZEL DUYGULARLA İSTANBUL’DAKİ 16 MİLYON İNSANI BARIŞTIRACAĞIM’

”Yüreğimiz net. Doğrulardan sapmayız. Büyüklerimizin öğüdünü almışız. Ailemizde her görüşten insan vardı. Ne mutlu bana ki, büyük dedemin elini öpmüşüm, ninemle yaşamışım, babaannemle, dedemle, büyük amcalar, halalar, teyzeler, dayılar hepsi. Babam anam, 150-200 kişi hep bir arada. Kavgası da boldur, mutluluğu da boldur. Ben, hepsini yaşamışım. Bazen çok konuşan, geveze olanlara diyorum ki; ‘Bak, çok gevezelik yapmayın. Ben, kavgaya da alışığım, insanları barıştırmaya da alışığım. Benimle, benim iyilik damarımla uğraşamazsınız.’ Benim iyilik damarım, herkesi terbiye eder. Benimle ilgili ismini ağzına alanlar oluyormuş, üzülüyorum. Allah, herkese iyi düşünce versin. Biz, herkes hakkında iyi düşündük. Buradan topladığım enerji, sevgiler, saygılar, o güzel duygularla İstanbul’daki 16 milyon insanı barıştıracağım. O 16 milyonun içinde herkes var. Bu ülkenin 82 milyon insanı da var. İstanbul’un her yerini de buradaki gibi yeşillikle buluşturacağım.”

”DÜRÜST OLURSAN BÜTÜN DAĞLAR, TEPELER SENİN...”

”Bazıları da Trabzon’a gelip bana laf yetiştiriyor. Allah’ın adamı, bir mahallesini bilmezsin Trabzon’un. İşine bak. Git işini yap Ankara’da. Benimle uğraşma. Benimle uğraşamazsın zaten. O, anladı ne demek istediğimi. Buradan gider ona bu ses. Onun için Allah akıl versin onlara. Aklı olmayan bazı devlet yöneticileri var. Dün bir tane bakan yardımcısı, o da bakanı konuştukça ondan yüz buldu herhalde, diyor ki benim için; ‘Yunan.’ Ben, 8-9 isim sayarım soyumdan ama bu övünülecek bir şey değil. Övünülecek şey, adam olmaktır, adam. İnsan olmak. O konuşan zavallı, adamlıktan nasibini almamış, üsttekine yalakalık yapacak. Sanıyorlar ki yalakalık yaparak bir yerlere gelinecek. Yalakalık yaparak bir yere gelemezsin. Dürüst ol var ya; bütün dağlar, tepeler senin. Bir gün bakmışsın Karadağ’da, Zigana’da, Nemrut’ta, Ağrı’da… Tırmanır gidersin. Böyleleri var ya, akşamdan sabaha yok olur. Onun için kötü sözden uzak, iyi söze yakın, Allah’ın izniyle ahlaklı bir kardeşiniz, inançlı, milli değerlerine sahip çıkan ve bu ülkede yaşayan herkesi barıştıran güzel bir kardeşiniz, evladınız, ağabeyiniz olmaya devam edeceğim. Hakkınızı helal edin…” İmamoğlu, gazetecilerin sorularını da çocukluğunun geçtiği evin bahçesinde cevapladı.

Fotoğraflar: Sözcü