CiddiGazete/Adil Deniz- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli'nin salı açılışını yaptıkları Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nden skandal bir haber geldi.

Ressam Ratip Tahir Burak'ın daha önce sergilenen "Ergenekon'dan Çıkış" tablolarının, restorasyondan sonra depoya atıldığı öğrenildi.

FETÖ'cü hakim ve savcıların Kozmik Oda'dan çaldıkları şifreli bilgileri "devlet sırrı" diyerek çözmediği için TÜBİTAK'tan atılan Siber Güvenlik Uzmanı Umut Barış Erdoğan, yenilenen müzeyi bugün ziyaret ettiğini söyledi.

Daha önce olan tabloların sergilenmediğini gören Erdoğan, yetkililere sorduğunu ve depoya kaldırıldığını söylediklerini belirtti.

Skandalı sosyal medya hesabından duyuran Umut Barış Erdoğan, "Türk Ocağı - Ankara Devlet Resim Heykel Müzesi'ni yenileme sonrasında bugün ziyaret ettim. Ratip Tahir Burak'ın Ergenekon'dan Çıkış tabloları ortada yok. Sordum, depoda dediler! Sizi buradan uyarıyorum, bu yapılan Türk'ü tarihten silme projesinin yerel alt yükleniciliğidir" dedi.

ÜMİT ÖZDAĞ ÇOK SERT TEPKİ GÖSTERDİ

İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, Erdoğan'ın sosyal medya paylaşımını alıntılayarak, "Ergenekon'dan Çıkış tablosunu depoya kaldıran Türk düşmanı zihniyeti Türk milleti günü geldiğinde tarih çöplüğüne atacak" ifadelerini kullandı.

Ümit Özdağ, ciddigazete.com'a yaptığı açıklamada, skandal için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a cevaplandırması için soru önergesi vereceğini söyledi.

UMUT BARIŞ ERDOĞAN KİMDİR?

Kozmik Oda'dan çaldığı devlet sırlarını yurt dışına kaçıran FETÖ’cü eski TÜBİTAK Siber Güvenlik Enstitüsü Uzmanı Ünal Tatar, ABD’nin en prestijli üniversitelerinde çalışırken, tuttuğu tutanaklarla savcı ve polisler arasındaki işbirliğini açığa çıkartan eski TÜBİTAK Elektronik ve Kriptoloji Enstitüsü Baş Uzman Araştırmacısı Umut Barış Erdoğan’ın başına gelmeyen kalmadı.

Umut Barış Erdoğan’ın görevlendirildiği kozmik odada o gün şunlar yaşandı: 27 Aralık 2009’da Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’ndaki Kozmik Oda’ya girilecekti.

Hakim Kadir Kayan tarafından görevlendirilen bilirkişinin adı Umut Barış Erdoğan’dı. Erdoğan, kurula geldiğinde Savcı Mustafa Bilgili de oradaydı, polislerin kendisiyle görüşmesini istediğini söyledi.

Erdoğan, kumpasın farkındaydı ve tarafsızlığını kaybetmemek adına Bilgili’nin bu isteğini bir peçeteye yazarak askeri savcı Tezer Türkay Güven’e gösterdi. Erdoğan’ın polislerle yaptığı görüşmeden sonra tutturduğu üç sayfalık tutanak, yıllar sonra kozmik ihanetin de belgesi oldu.

KABUS BAŞLIYOR

Erdoğan’ın bu davranışı FETÖ’cü savcı, hakim ve polislerin gözünden kaçmadı. Olaydan 1 gün sonra telefonları dinlemeye alındı. Yıllardır çalıştığı TÜBİTAK’ta mobbinge uğradı. TSK içinde yürüttüğü projelerden el çektirildi. Yeni odası, bilgisayarı bile olmayan bir depoydu.

Dayanamayan Erdoğan 2012’de istifa edip eğitim için yurtdışına gitti. Döndüğünde iş bulamadı. 17-25 Aralık operasyonunun ardından TÜBİTAK’a geri döndü. Ancak FETÖ üyeleri yine rahat bırakmadı. Tekrar istifa etti.

1.5 ay süren işsizliğinin ardından Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda işe başladı. Ancak burada da benzer durumlar söz konusuydu. Yine işsizdi.

2016 yılında Havelsan’da işe başladı. Kurum halen FETÖ’cülerin etkisi altındaydı. Bunu dile getirmeye başladığında, insan kaynakları biriminden, "Yönetim sizinle çalışmak istemiyor" sözünü duydu.

Edirne’deki bir operasyonda ismi FETÖ’ye karıştırıldı. Şimdi kendi kurduğu bilişim şirketinin başında. (Hürriyet)