CiddiGazete- Ülkücü camianın yakından tanıdığı usta gazeteci Çınar Coşkunserçe'nin, "Karanlık ilişkiler" başlıklı röportajının bir bölümü şöyle:

KARANLIK İLİŞKİLER...

Bugün ilginç bir görüşme yaptım. ismini vermek istemeyen bir arkadaşımız, AKP-MHP ittifakı temellerinin nasıl atıldığını, Devlet Bahçeli ve Mümtazer Türköne'nin kamuoyundan saklanan görüşmelerini ve Ramiz Ongun'un bu üçgende üstlendiği rolü, yaşadığı bir olay üzerinden anlattı.

Tarihe not düşmek adına bu görüşmeyi sizlerle röportaj olarak paylaşıyorum.

İsminin yazılmasını istemeyen bu arkadaşa isterseniz biz Tanık diyelim.

Çınar: Neden isminizin açıklanmasını istemiyorsunuz?

Tanık: Olayla alakası olmayan insanlar tarafından rahatsız edilmek istemiyorum. Bir de şu an bunlarla mücadele edecek ekonomik gücüm yok. Siz yazın benim olduğumu zaten anlayan anlar.

Çınar: Anlatacağınız olayın 2010 Anayasa değişikliği ve takip eden 2011 seçimlerinde geçtiğini söylediniz. 2010 Anayasa değişikliğinde evet mi diyordunuz hayır mı diyordunuz?

Tanık: Ben bir ülkücüyüm. 12 Eylül Anayasa'sını kabul etmiyordum. Bu nedenle de değişikliği destekledim.

Çınar: AKP tarafından getirilen daha doğrusu o zaman ki adı ile Fetullah Cematinin Yargıyı ele geçirmek için milletin önüne koyduğu Anayasa değişikliğine evet mi dediniz?

Tanık: Evet destekledim. Evet dedim.

Çınar: "12 Eylül generallerinin yargılanmasını sağlayacak değişiklik" diyerek sizlerin desteğini aldılar. Ama HSYK'yı ele geçirecek şekilde düzenleme yaptılar.

Tanık: Evet öyle oldu. Benim öncülüğünü yaptığım Cezaevi çıkışlı bazı arkadaşlarla oturup konuştuk. Anayasa değişikliğini desteklememiz gerektiğine karar verdik. Bunu da yüksek sesle dile getirmeye başladık.

Çınar: O zaman bu değişikliği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli şiddetle karşı çıkıyor hayır diyordu. Bizler de hayır dedik. Sizler ise MHP'ye rağmen evet dediniz. Nasıl tepkiler aldınız?

Tanık: Evet, Anayasa değişikliğini desteklemeye başladık. Bu durum ilk olarak Fetullah Gülen Cemaatinin dikkatini çekti. Bizlerle irtibata geçmeye başladılar. Televizyonlarının ekranlarını bizlere sonuna kadar açtılar. Cezaevinde yatan ülküdaşlarımız, bizim camianın önde gelen isimleri, her gün televizyonlara çıkıp Anayasa değişikliğini destekliyoruz dediler.

Çınar: Bu olanlardan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın haberi var mıydı?

Tanık: Olmaz olur mu tabii ki vardı. Biz kendisi ile görüşelim istedik.

Çınar: Görüştünüz mü?

Tanık: Görüşüldü. Çok ilginç, tarihe geçecek olaylar yaşandı. Bakın anlatayım. Söylediğim gibi biz Anayasa değişikliğini desteklemeye dışarıdan hiç bir telkin almadan başladık. Başbakan ile görüşme konusu çıkınca Ramiz Ongun Ağabey'e söyleyelim. Onun bir ismi var. Başkana onunla gidelim istedik. Konuyu gittim kendisine anlattım. Ramiz Ağabey'in bürosunda Mümtazer Türköne de vardı. O sıralar çok sık geliyormuş. Bir odaya girip fiskos fiskos konuşuyorlarmış.

Çınar: Mümtazer Türköne'nin etkili olduğu dönemler değil mi o günler?

Tanık: Evet çok etkiliydi. Hanımı da milletvekiliydi. Konuyu dağıtmayayım. Ramiz Ağabey, Başbakan ile görüşme konusuna hemen atladı. "Tamam tabii ki görüşürüz" dedi. Sonradan görüşmeye Mümtazer'i de dahil etti. Hanımı üzerinden Başbakandan randevu alıp görüşmüşler. Anlayacağınız, benim pişirip hazırladığım aşı başkası yedi.

Baktım olaylar benim düşündüğüm gibi gelişmiyor, görüşmeye ben gitmek istemedim. Ramiz ve Mümtazer gittiler.

Çınar: Bu durumda, 2010 Anayasa değişikliğini MHP'ye rağmen destekleyen ülkücüler adına, Ramiz Ongun ve Mümtazer Türköne, Başbakan Erdoğan ile görüştü diyebilir miyiz?

Tanık: Evet diyebiliriz.

Çınar: Neler görüşmüşler?

Tanık: Görüşmeden sonra Ramiz Ağabey'in bürosuna gittim. Merak ediyoruz tabii ki. Ne oldu diye sordum. Başladı anlatmaya, Mümtazer ve Devlet Bey gizli saklı olarak sürekli görüşüyorlarmış. Mümtazer, Devlet Bey'in mesajını Başbakana götürmüş. Devlet Bey bizleri kastederek, 'Beni bunlara boğdurmasın. Önümüzdeki dönemde (2011 seçimleri) bir koalisyon ortamı doğarsa sizinle severek oraklık yaparız' demiş. Yani anlayacağınız şimdiki ittifakın temelleri 2010 yılında atılmış. Bunların konuşulmasına Ramiz Ağabey biraz bozulmuş.

Çınar: Çok ciddi şeyler anlattınız. Şimdiye kadar duyulmamış bizim camianın da kamuoyunun da bilmediği duymadığı konular. Bunları ispatlayabilir misiniz?

Tanık: İsmi geçen kimselerin nerede ise tamamı yaşıyor. Gerekirse yüz yüze geliriz. Tek kelimesine hayır böyle olmadı diyen olursa yüzüne tükürürüm. Bu olaylara benim dışamda şahit olan arkadaşlarım da var.

Çınar: Devlet Bey'in, Mümtazer'in neden yargılanmasını istediğini şimdi daha iyi anlamaya başladım. Fetö'nün en güçlü adamlarından Mümtazer, aynı zamanda Bay Bahçeli'nin de en yakın çalışma arkadaşı, Başbakan'a mesaj götürecek kadar da güvenilir biri. Yanlış hatırlamıyorsam MHP'deki kaset olayı da o sıralar patlamıştı?

Tanık: Ben yaşadıklarımı şahit olduklarımı anlattım ip uçlarını verdim. Bunları birleştirmek kişilere kalmış bir şey.