CiddiGazete- Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısını sosyal medya hesabından, "Türk kadınlarının haklarını savunması gerekirken, kaçak tacizcileri savunan Süleyman Soylu'ya ve kurduğu komploya da cevap vereceğim basın toplantısını saat 11.00'de Zafer Partisi Genel Merkezi'nde düzenleyeceğim" mesajı ile duyuran Özdağ, özetle şunları söyledi:

STRATEJİK GÖÇ MÜHENDİSLİĞİ

- Ülkemizin karşı karşıya olduğu en ağır sorun şüphesiz stratejik göç mühendisliği ile ülkemize yönlendirilen kaçak göçmenlerdir. Bu sorun ülkemizin geleceği üzerine bir kabus gibi çökmüştür. Eğer önlem alınmazsa demografik yapımız değişecek. Türkiye açlığa, sefalete ve en önemlisi bir dış savaşa sürüklenecektir.

10 MİLYONUN ÜSTÜNDE

- Göçün temel nedeni AKP'nin yanlış göç politikasıdır. Sonuç olarak İçişleri Bakanlığı kayıtlarına göre 7 milyon 730 bin yabancı yaşamaktadır. Kayıtsızların tahmini rakamı buna dahil değildir. Şimdiye kadar 8 milyon üzerinde olduğunu düşünüyorduk ancak şimdi görünüyor ki Türkiye'deki yabancı sayısı 10 milyonun üstüne çıkmıştır. Sığınmacılar için harcanan para Nisan 2022 itibariyle 100 milyar doları aşmıştır.

AKŞENER'E ELEŞTİRİ

- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, benim orada olduğum sürede tüm ısrarlarıma rağmen AKP'yi rahatsız etmemek için şike yaparak mülteci konusunu gündeme getirmemiştir. Sayın Akşener, "Yaptık" dediğiniz çalıştayı ben ve arkadaşlarım düzenledi. Yaptığınız konuşmayı da sizin için ben yazmıştım, yoksa sizin konudan haberiniz yok.

DAVUTOĞLU'NA SESLENDİ

- Ahmet Davutoğlu'na sesleniyorum. Korkmayın! Haziran ve Kasım ayı arasında ne oldu, çıkın anlatın. Çünkü aynı tezgahı bu sefer Zafer Partisi üzerimizden yapacaklar!

- 15 Temmuz'un nedeni Soylu gibi FETÖ ile iç içe geçmiş siyasetçilerdir. Soylu'yu AK Parti'ye getiren FETÖ'dür!

HAPİSTE PAZARLIK

- Bir grup devlet görevlisi hapiste bir mahkumu ziyaret ederek, "Özdağ aleyhinde konuş, karşılığında sana yardımcı olalım" demişler. Bu, rezalet olmanın ötesinde bir durum. Erdoğan'ın böyle bir pazarlığa razı olmadığını düşünmek istiyorum.

- O devlet görevlilerine sesleniyorum; devletimiz benim dedem ve babamdan itibaren tüm yaşantımı en ufak noktasını bilir. Arzu ederseniz hangi meslek büyüklerinizin benimle ilgili bilgi vereceğini kamuoyu önünde açıklayabilirim ama mahcup olursunuz.”

SÜLEYMAN SOYLU

Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Zafer Partisi'nin politikasından rahatsızlık duyanların başında geldiğini belirterek şöyle konuştu:

"Çünkü Soylu, Suriyelilerin sözde entegrasyon politikasını yürütürken Türk halkını yanlış yönlendirmekte ve yanlış bilgi vermekte, Türk halkına yalan söylemekte ve aldatmaktadır. Zafer Partisi ise Türk milletine Soylu ve küçük ekibi tarafından söylenen yalanları ifşa etmektedir. Süleyman Soylu benimle kamuoyu önünde girmiş olduğu, ‘Türkiye'de doğan Suriyeli bebeklere vatandaşlık verelim’ tartışmasını fena halde kaybetmiş ve utanç içinde geri çekilmişti.

MAĞLUBİYET KIZGINLIĞI

Daha sonra bir silah ruhsatı meselesinde kamuoyu önünde benimle tartışmaya girmiş ve kendisine bağlı emniyet müdürünün yalanlamasıyla bu tartışmayı da kaybetmişti. Soylu'nun TGRT'deki hezeyanları ancak mağlubiyetlerin kızgınlığı ve Türk milletine karşı kurulmak istenen komplo çerçevesinde anlaşılabilir. TGRT'de benimle ilgili olarak Soylu, 'Soros çocuğu' ifadesini kullanmıştır. Soros ve desteklediği vakıflar sığınmacıların Türkiye'de kalması için başından beri çalışmaktadır.

OPERASYON YAPTIM

Zafer Partisi de sığınmacıların vatanlarına dönmesi için çalışmaktadır. Soylu ise sığınmacıların Türkiye'de kalması için mücadele etmekte ve Soros'la aynı çizgiyi temsil etmektedir. Süleyman Soylu bana ‘operasyon çocuğu’ demiş. Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinin değişik kurumları için yurt içinde ve yurt dışında Türkiye'nin milli güvenliği konusunda kanunlar çerçevesinde ve yazılı görevlendirmeyle bazı operasyonlar yaptım doğrudur, bazı operasyonlar yönettiğim doğrudur.

ANNECİĞİM DİYE...

Ben bu ülke için çalışırken, Soylu, DYP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı olarak Tansu Çiller'in etrafında 'anneciğim' diye dolaştığını da sonrasında bir genel başkanın çantacılığını yaptığını da biliyoruz.

Soylu'nun yer aldığı operasyonlarla benim gerçekleştirdiğim operasyonlar arasında gerçekten çok fazla fark var. Onun hangi operasyonları yaptığını Youtube'da birazcık dolaşınca bütün Türkiye hatta bütün dünya izledi. Soylu'ya, moralini bozacak ama bir şey daha söyleyeyim, kendi bakanlığı döneminde İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan ama yaptırılan bazı bilimsel çalışma merkezli operasyonlarda benim yetiştirdiğim kadrolar tarafından gerçekleştirilmiştir. Soylu ve ekibi, Türk devletinin son 20 yılda ne kadar yıpratılmış olursa olsun hâlâ varlığını sürdürdüğünü unutmasınlar.

İSTİHBARATÇI DEĞİLİM

Soylu ayrıca bana istihbarat elemanı olarak saldırmış, istihbaratçılık önemli ve saygın bir meslektir. Keşke kendisi de istihbaratçı olabilseydi. Ancak ben istihbaratçı değilim. İstihbarat ve milli güvenlik birimleri konusunda çalışan bir akademisyen ve siyasetçiyim. 15 Temmuz sonrasında Soylu'nun bakanlığının yaptığı İçişleri Bakanlığı'na bağlı istihbarat kuruluşlarında benim istihbarat teorisi kitabım ana okuma kitabı olmuştur. O kitabı okuyup geçemeyen istihbaratçı olamamıştır. Eğer ben istihbaratçıysam Süleyman Soylu bunu açıklamaktan dolayı hapse girer. Açıklanması yasaktır.

YENİ VİDEOLAR

Soylu programa çıkmadan önce ne içtiyse, Türk kadınlarının, kızlarının videolarını çeken sapıkları savunuyor ama korumakla görevli olduğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını savunmuyor. Soylu hezeyan içinde 'Sessiz İstila' filminin finansmanıyla ilgili beni yabancı fonlardan para almakla suçluyor. 'Sessiz İstila' filmi yasalar önünde suç değil. Soylu, benim banka hesaplarımı kontrol ediyorsunuz, kredi kartı ödemelerimi kontrol ediyorsunuz, borçla çalıştığımı biliyorsunuz. Sana söz veriyorum, yeni borç alacağım, yeni videoları çektireceğim."

SOYLU VE FETÖ

Soylu'nun, "15 Temmuz'da yarım bıraktığımız şeyi tamamlayacağız" sözlerine de cevap veren Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suç işliyor. Üstelik 15 Temmuz sadece FETÖ'nün eseri değil, AK Parti'nin FETÖ ile birlikte eseridir. Soylu'nun 'Milletim, çocuklarım, geleceğim adına savcı Zekeriya Öz'e teşekkür ederim' dediğini unutmadık. 15 Temmuz Soylu gibi FETÖ'yle iç içe geçmiş siyasetçilerin eseridir. Soylu'yu AK Parti’ye getiren FETÖ'dür!

Bir süre önce FETÖ'cü bir genel müdür valilik makamına atandı. İyi niyetle bir AK Parti milletvekiline, 'Soylu'ya söyleyin, bu adam önce FETÖ ile çalıştı ve üst düzeyde' dedim. Milletvekili gidip söylemiş. Soylu, 'Ya o zaman herkes FETÖ'cüydü' cevabını vermiş. Hayır Soylu, herkes FETÖ'cü değildi. Sen herkesi kendin gibi zannediyorsun."