CiddiGazete- Yeni partinin çoban ateşini orta asyada yakan İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, birlikte hareket ettiği Ayyıldız Hareketi mensuplarıyla Kazakistan'a gitti.

Özdağ ve yol arkadaşları, Kazakistan gezisinin ilk gününde Ahmet Yesevi Hazretlerinin hocası Arslan Baba'nın türbesini ziyaret ederek, diğer Türk illerinden gelen soydaşlarla birlikte toplu duaya katıldı.

ÖNCE ARSLAN BABA ZİYARET EDİLİR

Ahmet Yesevi Hazretlerini ziyaret için Kazakistan'a gidenler, önce Arslan Baba Türbesi'ni ziyaret ederler.

Bununla ilgili Ahmed Yesevi Hazretlerinin bu konudaki vasiyeti şudur:

- Beni ziyarete gelenler, önce Arslan Babama uğrayıp sonra bize gelsinler. Bizden önce Arslan Babamız ziyarete layıktır.

Hoca Ahmed Yesevi Hazretleri'nin vasiyeti nedeniyle Ümit Özdağ ve ekibi de "Yesi" şehrinden önce Arslan Baba'nın metfun bulunduğu "Otrar" şehrine gitti.

Türkistan olarak anılan bölgedeki Otrar şehrinde sadece Arslan Baba yok. Farabi'nin köyü de orada ve ayrıca Emir Timur da burada vefat etmiş.

Arslan Baba, Ahmet Yesevi Hazretleri'nin ilk hocası olarak biliniyor.

Ümit Özdağ ve yol arkadaşları, bugün Yesevi hazretlerini ziyaret ederek Kazakistan gezilerini tamamlayacaklar ve pazartesi günü Türkiye'ye dönecekler.

ARSLAN BABA KİMDİR?

Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Bazı kaynaklar ismini Baba Arslan, Arslan Baba veya Arap Arslan Baba şeklinde kaydetmektedir. Yesevî menkıbelerine göre siyah ırktan olan Arslan Baba ashabın büyüklerinden olup dört yüz veya yedi yüz yıl yaşamıştır. İki ayrı rivayete göre, sahâbîler bir gazâ sırasında veya Arslan Baba’nın evindeki bir toplantıda acıkırlar. Bu arada Hz. Peygamber’in duasıyla Cibrîl cennetten bir tabak hurma getirir. Hurmalardan biri yere düşünce Cibrîl o hurmanın ileride doğacak Ahmed Yesevî’nin kısmeti olduğunu söyler. O zaman Hz. Peygamber ashabına, "Bu hurmayı Yesevî'ye kim ulaştıracak?" diye sorar. Göreve Arslan Baba talip olur ve Hz. Peygamber hurmayı onun ağzına koyar. Arslan Baba nice yüzyıl sonra Türkistan’ın Sayram şehrinde henüz yetim kalan yedi yaşındaki Ahmed Yesevî'yi bulup emaneti ona teslim eder. Bazı rivayetlere göre Hz. Peygamber'in verdiği bir hırkayı da ona giydirir. Ayrıca Yesevî'ye "binbir zikir" telkin eder ve biraz sonra öleceğini bildirerek cenaze namazını kıldırmasını emreder. Hûriler Yesevî'ye yardımcı olmak için gelip Arslan Baba’ya ipekten kefen biçerler ve onu cennete götürürler. Ahmed Yesevî de Arslan Baba’nın son işaretine uyarak Buhara’ya gidip Şeyh Yûsuf el-Hemedânî'nin yanında sülûküne devam eder.

Bu bilgiler tamamen efsanevî olmakla birlikte Arslan Baba'nın gerçekten yaşamış tarihî bir şahsiyet olması da mümkündür. Fuad Köprülü, Arslan Baba'nın Ahmed Yesevî'nin babası Şeyh İbrâhim'in kardeşi olabileceğini söyler. Ahmed Yesevî'nin başhalifesi Mansûr Ata’nın Arslan Baba’nın oğlu olduğu konusunda ise bütün kaynaklar birleşmektedir. Onun Yesevî'den başka bir de Sûfî Muhammed Dânişmend adlı birini yetiştirdiği kaydedilmektedir. Müẕekkir-i Aḥbâb müellifi Hasan-ı Nisârî ile Nakşibendiyye ve Yeseviyye tarikatları hakkında birkaç değerli eser yazan Hâzinî de kendilerinin Arslan Baba'nın soyundan olduklarını ileri sürmüşlerdir.

Arslan Baba'nın nerede gömülü olduğu kesin olarak belli değildir. Bazı kaynaklarda Otrar’da, bazılarında ise Ahmed Yesevî'nin Yesi'deki (Türkistan) türbesinde medfun olduğu söylenmektedir. Başka bir rivayete göre Kırgızistan'ın Oş şehrine yakın Bazar Kurgan bölgesindeki Arslan Baba Türbesi onundur. 1964'te Kazak Komünist Partisi'nin emriyle yıktırılan bu türbenin yeri bugün de halk tarafından ziyaret edilmektedir. (Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi)