CİDDİGAZETE

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik’in görevden alınması gerektiğini vurguladı.

Özdağ, Arınç’ın KHK ile ilgili sözleriyle Çevik’in Mehmet Altan’ın beraati, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın ise serbest bırakılması ile ilgili mesajlarına tepki gösterdi.

‘BÜLENT ARINÇ FETÖ İŞBİRLİKÇİSİDİR’

“Bülent Arınç’ı bütün Türkiye tanır. Bülent Arınç, FETÖ’nün devletin bütün kanallarına sızdığı dönemlerde, yargıyı, polisi ele geçirdiği dönemde sevinç çığlıklarını atmaktan çekinmeyen, yanlış tavır sergileyen bir politikacıydı” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olarak televizyonlarda yapmış olduğu açıklamalarda, KHK mağduru küçük memurları değil, FETÖ’nün en önde gelen Danıştay üyelerinden, genel müdür yardımcılarından bahisle bir KHK karalaması yapıyor ve FETÖ yanlısı propagandaya devam ediyor. Bülent Arınç FETÖ işbirlikçisidir. Geçmişte öyleydi, bugün de böyledir. Ama şaşırtıcı olan Bülent Arınç’ın hâlâ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklaması sonrası görevde tutulmaya devam etmesidir. Eğer Erdoğan, Arınç’a eleştirisinde samimiyse ve FETÖ ile mücadelesini bundan sonra mücadeleye devam eden bürokrasiye inanç vererek sürdürmek istiyorsa bu zatı görevden almalıdır.”

İLNUR ÇEVİK’E TEPKİ

Prof. Dr. Ümit Özdağ, Gülen yapılanmasının medya ayağına ilişkin "darbe çağrışımı" davasında Mehmet Altan'ın beraatini, hapis cezası verilen Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkında, cezaevinde kaldıkları süre göz önünde bulundurularak tahliye kararı çıkmasını olumlu karşılayan İlnur Çevik’in sosyal medya hesabından “Mehmet Altan beraat etti, çook güzel haber” ve “Adalet yerini buldu yargı Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ı suçlu buldu Mehmet Altan’ı da suçsuz” mesajlarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Keza, Erdoğan’ın başdanışmanı İlnur Çevik de FETÖ’nün psikolojik savaş mekanizması elemanlarının serbest kalmasını sevinçle karşıladığını açıklamıştır. Bunu anlamak mümkün değildir. İlnur Çevik de ya görevden alınmalıdır ya da istifa etmelidir. FETÖ ile mücadele, devlet aklından yoksun bir mücadele olarak sürmüştür.”

STRATEJİ BELGESİ

Prof. Dr. Ümit Özdağ, konuşmasının devamında ise Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir strateji belgesini kamuoyuyla paylaştı. Belgeye göre temel amacın Suriyelilere vatandaşlık verilmesi olduğunun altını çizen Özdağ, iktidarın Suriyeli sığınmacılar konusunda vatandaşlara yalan söylediğini ileri sürdü.

Özdağ, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Cumhuriyet gazetesi yazarı sayın Mustafa Balbay’ın yeni kitabı matbaadan çıktı. Kitapta sayın Balbay, ilk defa bir belgeye yer verdi. Bu belge, ‘ak trol’ olarak çalışmadığı zamanda başka çalışmalar da yaptığını düşündüğüm Göç İdaresi Genel Müdürlüğü… Belgenin adı Uyum Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı. Belgede, ilk stratejik öncelik toplumsal uyum. Neymiş stratejik amaç; göçe ve göçmelere ilişkin toplumsal algının, yabancılara ilişkin algının toplumsal uyuma katkı sağlayacak şekilde yönetilmesi.

Hedefler; göçmenlere ilişkin toplumsal kabul düzeyinin güçlendirilmesi, göçmenlerin toplumsal kabulünü artırmak için gerekli tedbirlerin alınması.

‘BÜYÜK BİR YALAN SÖYLENİYOR’

Göçmen diye bir kavram yoktur. Bunlar Türkiye’de geçici sığınmacı statüsündeler. Eğer, geçici sığınmacı statüsünde olanlara siz yeni bir kavram üretip göçmen diyorsanız, Suriyelilerin Türkiye’de kalacağını açıklıyorsunuz demektir. Yapmış olduğunuz bütün planlamalar Suriyelilerin Türkiye’de vatandaşlık verilerek kalması üzerine yapılmış planlamalar demektir. Zaten bu 38 sayfalık belgeyi incelediğinizde, amacın Suriyelilerin geri gönderilmesi değil, Suriyelilerin Türkiye’de kalması için hangi devlet kuruşunun hangi görevi yerine getirmesiyle ilgili görev dağılımıdır. Bu, Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar konusunda ne kadar büyük bir yalan söylendiğinin açık devlet belgesidir.”

‘SURİYELİ SIĞINMACILARI GERİ GÖNDERECEĞİZ'

Biz İYİ Parti olarak Türkiye’ye söz veriyoruz. Biz iktidara geldiğimiz andan itibaren Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların geri dönüşleri başlayacak. Bu sadece gönüllü olmayacak. Gönüllü dönenler döner, gönülsüz dönecekler de gönülsüz dönerler. Burada uygulayacağımız yasa ve yönetmelik, AKP döneminde çıkmış olan yasa ve yönetmeliktir. Çünkü AKP kendi çıkardığı yasa ve yönetmeliği açıkça ihlal ediyor. Savaştan kaçanları açıkça geri göndereceği yönünde çıkardığı yasa ve yönetmeliği açıkça ihlal ediyor.

SÜLEYMAN SOYLU’YA TEPKİ

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, gazetecilerin sorusu üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sert tepki gösterdi. Bakan Soylu’nun Afganistan’dan Türkiye’ye yapılan kaçak girişler konusunda bir çalışma yapıp yapmadığını soran Özdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Süleyman Soylu’yu bir politikacı olarak değil atanmış bir memur olduğunu ifade etmek lazım. Ama bakanlığın eski kimliğinden ötürü kendisini muhatap olarak kabul ediyoruz. Türkiye’de 500 binin üzerinde Afgan var. Bu Afganların pek çoğu köylere gitmiş durumda. İran’dan da çok sayıda Afgan Türkiye’ye girmek için bekliyor. Süleyman Soylu’nun bu konuda bize öğreteceği bir şey yok ama bizden öğreneceği çok şey var. Ben basından gelen bir bilgiyi toplumla paylaştım. Burada önemli olan 500 bin Afgan ve İran üzerinden girmeye çalışan Afganlardır. Burada açıklamış olduğum Kabil üzerinden mafya aracılığıyla vize alarak giren Afganlar konusunda şu ana kadar Süleyman Soylu ne yapmış? Benim açıklamamı ihbar kabul etmişler de Afganistan’da bir çalışma başlatmışlar mı? Ya da Dışişleri Bakanlığı böyle bir araştırma yapmış mı? Önce bunları yapsınlar ondan sonra konuşsunlar."

BÜLENT ARINÇ NE DEMİŞTİ?

Bülent Arınç, OHAL ve KHK'larla ilgili Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü gazeteci Kemal Öztürk'ün Youtube kanalına konuk olmuş, dikkat çeken açıklamalarda bulunmuştu.

KHK'lar için, "Bir faciadır" diyen Arınç, "Çevremde o kadar çok bu felaketi yaşayan insan var ki, ben onlara acıyorum, merhamet ediyorum. Aslında onlardan da özür diliyorum. Evime temizlik yapmaya gelen daire başkanlığından ihraç edilmiş kadını gördükçe, eşi polis ihraç edilmiş başka bir polisi gördükçe ben yerin dibine geçiyorum" ifadelerini kullanmıştı.