CİDDİGAZETE

1994 yılından beri Milli Görüş çizgisinden gelen siyasi partilerin her yerel seçimde istisnasız şekilde kazandığı Ankara büyükşehir Belediye Başkanlığı için 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ve İyi Parti’nin kurduğu “Millet İttifakı”nın ortak adayı Mansur Yavaş yarışacak.

Daha önce 2014 yılındaki yerel seçimlerde de bu ipi göğüsleme konusundaki kararlılığını sandık sonuçlarında gösteren Yavaş, yüzde 1 farkla Ankara belediye başkanlığını kıl payı kaçırmıştı. Peki bu sefer farklı olacağını düşündüren sebepler neler?

Doğma büyüme Ankaralı bir avukat olan Yavaş’ın Ankara’ya dair hayalleri ve korkuları nedir? İlham aldığı Avrupa başkentleri var mı? Suriyeli sığınmacılarla yerel halk arasındaki gerilimi düşürmeye dönük ne tür politikalar benimseyecek? Seçim kampanyasında ısrarla vurguladığı gibi, yoksulluğu “birlikte” bitirmek için hangi politikaları uygulayacak?

Yavaş, tüm bu soruların ve daha nicelerinin cevabını, Euronews Türkçe'nin sosyal söyleşi programı RÖP’te verdi.

İŞTE EURONEWS'TE YER OLAN O RÖPORTAJ:

"ANKARA'NIN PERİŞAN DURUMU"

“Ankara benim gözümde imar olsun, insanların genel mutluluğu olsun perişan durumda” diyen Yavaş, Beypazarı belediye başkanlığını yürüttüğü dönemde elde ettiği yerel yönetim tecrübesini, seçilmesi durumunda Ankara’nın farklı boyutlarına da aktarmayı planlıyor.

“Küçük ilçelerde başarı elde etmek daha zordur,” diyor Yavaş. Kendisi, Beypazarı’nda kadınların evde hazırladıkları yemekleri gelen turistlere pazarlaması suretiyle sosyo-ekonomik açıdan güçlenmeleri, hane halkı gelirinin artırılması ve turizm verilerinin iyileşmesi gibi alanlarda somut ilerlemeler kaydetmişti.

MANSIR YAVAŞ İLE ANKARA'DA NE DEĞİŞECEK

Ankara’ya İstanbul’dan eski İpek Yolu rotası üzerinden turist getirmekten, yurt dışındaki turizm şirketleriyle bağlantı kurup başkentin etrafındaki termal tesislere uygun fiyatla romatizma hastalarının çekilmesine dek birçok güçlü projeyi gündeme getiriyor Yavaş.

Türkiye’nin imzaladığı Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ile ilgili katılımcılık, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi unsurları ön plana çıkarmak isteyen Yavaş, musluktan içilebilir su, temiz hava, konforlu ve makul ücretten toplu taşıma, dar gelirlilere düşük fiyattan su temini gibi başkentteki kronik sorunlara da çözüm önerileri sunuyor.

Yavaş, “Bir önceki seçimlerde belediye başkanı olmuş olsaydım, çarpık kentleşmenin hakim olduğu Ankara’da yatay mimarinin sağlanması için çalışacaktım. Etrafta gördüğünüz tüm bu gökdelenler olmayacaktı,” diyor ve ekliyor:

“Ankara büyükşehir belediyesi giderek ulaşılamaz hale geldi. Alt geçitlerde su baskınları oldu, ama belediye bu konudaki sorumluluğundan dolayı bile özür dilemedi.”

Yavaş ayrıca Paris, Amsterdam, Kopenhag gibi başkentlerin, çok fazla sayıda turist çeken şehircilik anlayışından, çok amaçlı parklara ayrılan alandan ve çevreci uygulamalara önem verilmesinden ilham aldığını belirtiyor.

Yavaş, her mahallede mobil uygulamalarla mini referandumlar yapılmasını sağlayarak vatandaşın taleplerinin belediye başkanlığına rahat bir şekilde ulaştırılmasını önemsiyor ve önceliklerin vatandaşlar tarafından belirlenmesi gerektiğini vurguluyor.

“Belediyedeki makam araçları azaltılacak; sıradan vatandaşlar gibi yaşayacak. Ankaralılar yönetime katılacak,” diyor Yavaş.

Yavaş ayrıca Beypazarı Belediye Başkanlığı sırasında meslek odalarıyla, üniversitelerle işbirliği yapılmasının büyük faydasını gördüğünü kaydediyor ve katılımcılığa dayalı bu yaklaşımını, seçilmesi durumunda devam ettireceğini belirtiyor.

“Bir insan her şeyi bilemez, ama bilmediğini de bilmesi lazım. Bilmediği şeyleri sorarak, araştırarak, işbirliği yaparak uzmanlardan öğrenmesi lazım” diye vurguluyor.

Yavaş, detaylandırdığı projeleriyle, kadın istihdamının artırılması için her mahalledeki kreş sayısının artırılmasını, üniversiteden yeni mezunlar için istihdamı artırmak ve beyin göçünü önlemek amacıyla bilişim merkezleri açılmasını, şehrin kadın ve çocuk dostu haline getirilmesini hedefliyor.

Kendisi ayrıca kaynak tasarrufu yaparak sosyal konutlar inşa edilerek evsizlerin ev sahibi yapılması gibi yoksulluğu gidermeye dönük somut projeleri ön plana çıkarıyor.

Yavaş, “Ankara büyükşehir belediyesinin bütçesi bunları yapmaya yeterlidir. Har vurup harman savurmamak gerekir. Öncelikleri iyi belirlemeliyiz” diye ekliyor.

SURİYELİ SIĞINMACILAR

Ankara’da yaşayan ve sayıları yaklaşık 88 bin 855 olan Suriyeli sığınmacılara yönelik olarak, “ülkelerine dönene kadar Suriyeli çocukların eğitimlerinin alınması için elimizden geleni yapacağız” diyen Yavaş, Suriyelilere yönelik olarak bulundukları bölgelerdeki Arapça tabelalara mutlaka Türkçe karşılıklarının da eklenmesi gibi yerel düzeyde gerilimleri azaltmaya dönük öneriler getiriyor.

2014 yılındaki yerel seçimlerden beri aktif siyasetin içinde olmayan Yavaş’ı, beş yıl içerisinde ülkede siyasi açıdan yaşanan değişimler, yeniden siyaset kulvarına çekti.

“Ben Türkiye’de ılımlıları, olaylara keskin çizgilerle bakmayan kişileri temsil ediyorum. 2014 yılındaki yerel seçimlerde de her partiden oy aldım. Belediye başkanı, seçildikten sonra tarafsız olmalı. Herkese eşit mesafede olmalı” diyor Yavaş ve Türkiye’de insanların barışa, uzlaşmaya, kutuplaştırmamaya dayalı bir dile özlem duyduğunu vurguluyor.

"SEÇİLİRSEM CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE BİRARAYA GELECEĞİM"

Bunun için de seçim kampanyası sırasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adayı olan rakibi Mehmet Özhaseki ile ve seçilmesi durumunda da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelebileceğini belirtiyor.

Yavaş ve ekibi, bir önceki seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) 505 sandık sonucunun YSK’ya ulaştırılmadığı doğrultusunda yaptıkları başvurunun ardından, bu seçimlerde benzeri vakaların yaşanmaması ve seçim güvenliğinin sağlanması amacıyla 60 bin gönüllüyle çalışacak.

KAYNAK: EURONEWS