Potansiyel oy komedisi

Abone Ol

Seçimler yaklaştı, partiler kendilerini buğday ambarında sanmaya başladı.

Hangi parti yetkilisine sorsanız, kapağı yüzde 20, yüzde 30, yüzde 40'tan açıyor...

Siyasette temel hastalık; etrafında 10 şakşakçı gören, adını "iktidar" diye yazıyor.

Kimse sahaya mağlubiyet için çıkmaz, elbette ki iddia olacak, kazanmak için çalışılacak, kazandırmak için değil. Siyasi parti olmanın temel hüviyeti bu zaten.

Kendi siyasi kimliği olup, başka siyasi partiye çalışan da ayrı bir patolojik vaka olarak değerlendirilebilir.

Oy hesabı aktarılırken bir komediye daha imza atılıyor: "Bizim yüzde 30 oy potansiyelimiz var."

Eğer öyle bir oy potansiyelin varsa, neden söylediğinin ancak yüzde beşini alıyorsun?

Yüzde 30 oy potansiyeli olan bir parti, yüzde 1, 3, 5'lerde geziyorsa; bunu söylemek her şeyden önce o partinin başındaki genel başkanın, genel merkez yöneticisinin ayıbı değil mi?

Sen yüzde 30 potansiyeli olan bir siyasi partiyi 1'e, 3'e 5'e abone etmişsin. Demek ki potansiyel "müşterin" sana güvenip oy vermiyor. Parti değiştirmiyor; partisinin zihniyet ve yönetiminin değişmesini bekliyor.

Bu şu anlama geliyor; "Çok iyi oynadık ama tesadüfi yediğimiz gollerle 5-0 mağlup olduk! Önümüzdeki maçlara bakacağız!"

Bu hikaye futbolda günü kurtarır ama siyasette izahı olmadığı için mizahla ifade edilir.

Kendinize güldürmeyin!

Ne kadar potansiyelin varsa, o kadar oy alıyorsun.

Yüzde 1'lik, 3'lük, 5'lik partisin işte o kadar... Ne çıkar bundan; iktidar limanına yaklaşıp genel başkanı milletvekili yapmak. Kime faydası var? Genel başkandan başka kimseye bir faydası yok.

Hala üst perdeden "potansiyel" masalı anlatıyorsan, o siyasi yapıya oy verme niyeti olan ancak vermeyen vatandaş sana güvenmediği için tercih hakkını kullanmıyordur. Sen git, güven veren başka bir yönetim kademesi gelsin, belki oy oranı ivme kazanır.

Ancak "vatan, millet, Sakarya" masalı burada devreye girer; işin aslı "Ben yoksam yıkılsın dünya" güdüsüyle koltuk "küçük olsun, benim olsun" yaklaşımıyla iyice sahiplenilir. Sorun genel başkanlara, hepsi vatan için hizmetkârdır ve onlardan daha iyi bu vatana hizmet edecek kimse yoktur!

"Dayı gel şöyle kenara dinlen biraz, başka arkadaşlar da yarışa katılsın" desen hemen "vatan haini" olursun!

Koltuğu çalarlar diye Ankara'dan çıkmayan genel başkanlar var!

Bu anlamsız ısrar ve egoist tavır sadece koltuğa oturana kazandırır, vatana millete zerre fayda sağlamaz; görüyoruz, sağlamıyor da...

Önerim; seçim döneminde sakın potansiyelden bahsetmeyin. Eğer o potansiyelle, aldığınız oy eşdeğer değilse, ortada bariz bir başarısızlık var demektir. Ne kadar eder, o kadar oy.