- Yahu daha geçen yerel seçimde koskoca İstanbul’un tamamını teslim ettiğiniz Mustafa Sarıgül’ü, bu seçimde Şişli’den aday göstermemenin mantığı nedir Allah aşkına?

*

- Yahu Sarıgül, Şişli’ye bile aday yapılmayacak bir siyasetçi ise... Geçen seçim adamı ne diye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiniz? Sorunun cevabı var mı Allah aşkına?

*

- Yahu İstanbul’da yüzde 41’e yakın oyla CHP tarihinin en yüksek oyunu alan Mustafa Sarıgül’e, bu seçimde Şişli’yi bile koklatmama çabasının arkasındaki neden nedir Allah aşkına?

Sarıgül’ü eline yüzüne bulaştırdın be CHP

*

- Yahu alınacak ilçelerin ve oy oranlarının büyükşehiri almak açısından hayli önem taşıdığı bir seçimde... Şişli gibi garanti ve önemli bir ilçeyi, en azından “sorunlu” hale getirmenin anlamı nedir Allah aşkına?

*

Yahu seçime çok az bir süre kala Mustafa Sarıgül gibi bir ismi partiden istifa etme noktasına getirecek kadar kötü bir oyun planıyla bu seçimden siz nasıl başarıyla çıkacağınızı sanıyorsunuz Allah aşkına?

ATATÜRK TİCARETİ BAYAĞI İŞ YAPIYORMUŞ

SAAT 9’u 5 geçe satışa sunulan 2500 liralık kitap, anında tükenince...

Bazıları bana...

“Gördün mü Ahmet Hakan! Anında nasıl da satıldı kitap!” falan diye laf sokmaya kalkıştılar.

*

Oysa benim tezim aynen şöyleydi:

*

Ekonomiden anlamam ama bu ülkede şu iki şeyin ticareti her zaman iş yapar:

- BİR: Din ticareti...

- İKİ: Atatürk ticareti...

*

Dün itibarıyla anlaşıldı ki...

- Din ticareti daha çok sürümden kazanırken...

Atatürk ticaretinde “yükte hafiflik pahada ağırlık” söz konusuymuş!

AYSUN KAYACI İÇİN BİR ŞARKI

SARI saçlı Aysun’um! Ela gözlü Kayacı’m! Neredesin nerede?

Lütfen bir daha gel televizyon ekranlarına...

Gel ve haykır:

“Benim oyum ile dipnotu bulunmayan, kaynakçası olmayan uyduruk bir kitaba 2500 lira verenin oyu nasıl bir olur?”

İKİ MÜRİT TİPİ

- Cübbeli’ye laf ettim diye Cübbeli cemaatinden...

- Yılmaz Özdil’e laf ettim diye Yılmaz Özdil cemaatinden...

İşitmediğim laf kalmadı.

*

Bu arada şöyle bir tecrübe de edindim:

*

Cübbeli Ahmet’in müritleri ile Yılmaz Özdil’in müritlerinin...

Üslupları, şeyhlerini aklama biçimleri, şeyhlerine olan bağlılıkları falan...

Birbirine süper benziyor!

*

İnsan ister istemez soruyor:

E hani Türkiye şeyhler, müritler, meczuplar ülkesi olmayacak idi?

LEBLEBİDEN PUT

MALUM kitabın çocuklar için yazılan versiyonunda şöyle bir bölüm var:

“Kavrulmuş leblebiye hiç hayır demezdi. Havaya atar, ağzıyla yakalamaya çalışırdı.”

*

Size bir şey söyleyeyim mi?

Bunun bir adım sonrası, leblebiden put yapıp yemektir!

ZORLA MI SATIYORMUŞ

BAZILARI da güya etkili bir argüman yakalamış gibi...

Zorla mı satıyor birader? Satan razı, alan razı! Size ne oluyor” falan diyorlar...

*

İyi de biraderler!

Cübbeli Ahmet...

O yanmayan kefenleri, o cennete götüren terlikleri millete zorla mı satıyordu da ağzınıza geleni söylüyordunuz?

YAPMAZLARSA ENAYİDİRLER

BU ülkede...

Yararlandığı tek bir kaynağı bile göstermeden yazılmış 2500 liralık biyografi kitabının 1881 adedini iki dakikada tüketen bir kitle var!

*

Buradan yazara ve yayıncıya sesleniyorum:

Böyle bir kitle varken... Bu kitleye 1938 adet, 1920 adet, 1923 adet, 1919 adet yeni satış imkânları sunmazsanız enayisiniz!

ÇOCUK GİBİ BİR HOCA: CELAL ŞENGÖR

HANİ çocuklar dikkat çekmek için saç çekerler, ağlarlar, yerlerde yuvarlanırlar, bağırıp çağırırlar falan ya...

Celal Şengör Hoca da aynı o çocuklar gibi...

*

“Elin dangalağına organ bağışı yapıp onu yaşatmanın anlamı yok” demesi de...

- “Türkiye Afganistan’dır, gördüğüm en ilkel ülkelerden biridir” demesi de...

Hep o dikkat çekme hastalığından...

*

Celal Hoca’nın terbiye olması için...

Kendisine “Evladım, yapma, etme” falan diyerek şefkatle yaklaşmak şart.

KAN TER İÇİNDE

RÜYAMDA İngiltere Başbakanı Theresa May, bir dans pistinde tek başına alabildiğine abartılı figürlerle dans ediyordu. Kan ter içinde uyanıverdim.

AYŞEN GRUDA İÇİN BEŞ ŞEY

Sarıgül’ü eline yüzüne bulaştırdın be CHP

- BİR: Türkiye’nin en zeki, en hazırcevap, en esprili kadınlarından biriydi.

- İKİ: Eksiği yok fazlası var: Eski Türk filmlerindeki yeri Şener Şen’in yeri gibiydi.

- ÜÇ: “Domates güzeli” diye nam yaptığı günlerden bu yana sevildi, çok sevildi.

- DÖRT: Onunla birlikte gitti çocukluğumuzun en önemli dayanaklarından biri daha.

- BEŞ: Millet olarak hepimizin ablasıydı... Nur içinde yatsın... Allah rahmet eylesin...