AK Parti Genel Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da MHP’nin “yerelde de ittifak” önerisine olumlu yanıt vermesiyle Cumhur İttifakında devam sağlandı.

MHP’nin beklentisi, Adana, Mersin, Manisa başta olmak üzere “elinde tuttuğu başkanlıkların korunması” şartıyla diğer bölgelerde AK Parti’ye destek vermek.

Aslında bir zamanlar AK Parti’ye gitmiş % 6-7 oranındaki oyların dönüşüyle genel seçimde %11.10 almış MHP açısından kantara çıkmadan seçime girmeyi sağlayacağı için büyük avantaj…

AK Parti açısından handikabı ise barajın olmaması ve kişisel kimliklerin öne çıkması nedeniyle yerel seçimlerin, iktidar partileri açısından milletvekili seçimi kadar oy getirmiyor olması.

Yerel ile milletvekili seçimi arasında her seçim 4 ile 10 puan arasında fark oluyor.

Örneğin AK Parti 2009 yerel seçiminde %38.80 oranında oy alırken, 2011 milletvekili seçiminde %49.95 oranına ulaştı…

En parlak dönemi 2014’te gerçekleşen yerel seçiminde ise %45.60’a geriledi.

Bu seçimde de olmaması imkansız…

BİRBİRİNE İHTİYACI VAR

Dolayısıyla AK Parti’nin de özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya gibi metropollerde MHP’ye ihtiyacı var.

Çünkü AK Parti’nin bu kentlerden birini kaybetmesinin yaratacağı etkinin çarpanı yüksek olur.

Hele ki AK Parti’nin iktidara gelmesinin gerisindeki en büyük başarısının yerel seçimler olduğu anımsandığında...

Sadece AK Parti değil, 1989’da da SODEP’i iktidar ortaklığına taşıyan en önemli etkendi yerel seçim...

Dolayısıyla ‘Cumhur İttifakı’nın iki partisinin birçok bölgede birbirine ihtiyacı var.

Bununla birlikte bazı yerlerde kayba neden olacağı da aşikar…

İstanbul’un mütedeyyin Kürt ve muhafazakar liberal seçmenin yoğun yaşadığı ilçeleri iyi bir gösterge…

Ya da İstanbul’un Esenyurt, Bağcılar veya Mersin’in Akdeniz ilçesi gibi Kürt seçmenin yoğun olduğu diğer büyük kent ilçeleri örnek alınabilir...

Örneğin, Adana’da efsane başkan Aytaç Durak’ın adaylıktan çekilmesiyle, DYP-ANAP kökeninden gelenlerin oylarına CHP desteğinin eklenmesi sonucu MHP adayı Büyükşehir’i alabilmişti; tabanda sandık ittifakı gerçekleşmişti.

Benzer durum Mersin ve Manisa büyükşehir belediyeleri için de geçerliydi.

“AK Parti almasın” diye MHP adayına CHP başta olmak üzere, öteki sosyolojik tabanlardan oy akmıştı.

Bunu tersine çevirme şansı ne derece olabilir onu sandık gösterecek.

Ancak şurası kesin ki AK Parti yerel seçimde her daim azalan oyunun, milletvekili seçimindeki gibi MHP başta olmak üzere diğer partiler tarafından emilmesini durdurmanın tek yöntemi olarak Cumhur İttifakını görüyor…

Bunu yaparken, Erdoğan’ın AK Parti’li adaylardan vazgeçip MHP’li adaylara yöneleceği de sanılmasın…

“AK Partililiğinden şüphe duyulmayacak adaylar” diyerek duruşunu net ortaya koydu.

KÜRT SEÇMEN ETKİSİ

Bununla birlikte geçen seçimdeki taktiğini yineleyip, “CHP’nin HDP’den, HDP’nin CHP’den aday göstermesi bizi ilgilendirmiyor” diyerek CHP’yi HDP zeminine itmeye başladı.

Nasıl bir süreç izlenecek kestirmek zor ancak şurası gerçek ki HDP’ye oy veren seçmen tabanının oylarına CHP kadar AK Parti’nin de ihtiyacı var.

Eğer bir zamanlar kendisine akan bu oyların kalmasını başaramazsa İstanbul başta olmak üzere birçok bölgede sıkıntıya girer…

Bu CHP açısından da geçerli…

CHP o nedenle adayların parti kimliğinden çok, nerede kiminle kazanacağına bakıyor; parti rozetsiz adaylarla bölgesel ittifaklara kapıyı aralıyor…

Konuyu yarın MYK’da masaya yatırıp stratejisini belirleyecek CHP’nin Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi’nin “Tabanda birleşmeyi sağlayacak adaylar olacak” sözü de bunun göstergesi.

1989 MU, 1999 MU

CHP yerel seçimi çok önemsiyor.

Çünkü bu yerel seçimin büyük kentleri aldığı 1989 mu, yoksa hepsini kaybettiği 1999 gibi mi sonuç getireceğinin CHP’nin geleceğini de etkileyeceğini görüyor.

Bu nedenle İYİ Parti ve HDP’ye giden oylarını geri çevirmenin yöntemini ararken, bölgesel ittifaklarla elindeki büyükşehir belediyelerini diğer partilere kaptırmaktan kaygı duyuyor.

Daha büyüğüne yönelirken mevcudu kaybetmemek için yöntem geliştiriyor.

İYİ PARTİ’YE YÜKLENİRSE

CHP’nin endişe ettiği noktalardan birisi AK Parti’nin geçen seçimlerde hiç dikkate almadığı İYİ Parti’ye bu seçim yüklenmesi…

Böylece özellikle batı illerinde CHP oylarının İYİ Parti’ye kaymasını sağlayarak aradan AK Parti’li adayın kazanmasını sağlayacak stratejiye karşı çözüm üretmeye çalışıyor.

Son seçimdeki seçmen kızgınlığını yatıştıracak, parti içi çekişmeyi tüketecek politikalara ağırlık veriyor.

Bu aşamada HDP’yi ihmal etmeyi kesinlikle düşünmüyor; adaylar üzerinden teması yürütmeyi amaçlıyor.

AK PARTİ- İYİ PARTİ BERABERLİĞİ

Bütün bu nedenlerden dolayı CHP adaylarını önceden ilan ederse şaşmamalı…

Ancak İYİ Parti de CHP gibi resmi ittifakı ilan etme niyetinde değil; ancak bu ittifaka girmeyeceği anlamına da gelmiyor.

İYİ Parti duruma göre bölgesel ittifaklarla hareket ederek “hatırı sayılır sayıda” belediye kazanmayı hedefliyor.

Önceliğinde de geçen seçim CHP desteği ile MHP’nin aldığı belediyeler var.

Dikkat çeken “AK Parti ile de farklı bölgelerde ittifak yapar mısınız” sorusuna verilen, “Neden olmasın” yanıtı…

HDP’nin öncelikli hedefi ise doğu, güneydoğuda kazanıp kayyuma devredilen belediyeleri almak…

MHP liderinin dile getirdiği “kayyum uygulamasının devam etmesini sağlayacak yöntemin geliştirilmek istemesinden” de endişeli…

CHP ile işbirliğine açık, ancak resmi bir işbirliği şeklinde lanse edilmesine de kapalı…

Bu seçim, hem örtük, hem açık, hem de farklı bölgelerde başka ötekiyle ittifakı sağlayan ‘yeni dünya düzenine’ uygun sandığı önümüze koyacak.

Her parti açısından oyu evine döndürme çabasının derin ve bir o kadar da oynak ittifak mücadelesine tanıklık edilecek…

Baş döndürecek…