İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli için kullandığı, "Eylemsiz doçent", "Sarayın memuru" açıklamalarına cevap gecikmedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, bugün yaptığı açıklamada Meral Akşener için sert ifadeler kullandı.

Semih Yalçın'ın açıklaması şöyle:

Yeni oluşumun pek heveskâr müdiresi; politikada ipe sapa dair bütün söylem, benzetme ve kıyaslamaları üzerine alınmakta; bütün şimşekleri paratoner gibi üzerine çekmektedir.

Müdire Hanım; ne giriş cümlesi ne de perde gazeli okumakta, destursuz politika sahnesine dalmaktadır.

Perdeyi yıkıp viran etmektedir. Her şeyi kırıp dökmekte, yıkıp devirmektedir.

Müdirenin son marifeti, bir hanıma yakışmayan, “…memuru”, “eylemsiz…” gibi seviyesiz ve sakil ifadelerle Genel Başkanımıza dil uzatması olmuştur.

Okyanus ötesinin projesi olan Müdire Hanım, daha ilk makul eleştiride tahammülsüzlüğünü ve hoşgörüsüzlüğünü ortaya koymuştur.

“Cümbüş İttifakı”nı duyunca aklına geleni sayan İplilerin bu etkisiz elemanı, ağzını bozmak için aradığı fırsatı bulmuş gibi hücuma geçmiştir.

Pensilvanya Kardinalinin sözcüsü ve memuru şayet “Cümbüş ittifakı” yakıştırmasını beğenmediyse kendisine; “Darbe İttifakı”, “FETÖ Muhipleri İttifakı” veya “Yurtta Sulh İttifakı” gibi alternatif isimleri de tavsiye edebiliriz.

Cumhur İttifakı, FETÖ başta olmak üzere bilumum terör örgütlerine karşı millî mutabakat ihtiyacının bir sonucudur. Bu gelişmeden rahatsız olan İP’in siyasi başterzisi, demek ki makarasındaki FETÖ ipini zımnen kabullenmiştir.

Mezkûr müennesin Sayın Genel Başkanımızın Türk Siyasetindeki eylemlerine aklı ermez. Sadece bir tanesini hatırlatmak gerekirse o da; kendinde liderlik vehmeden bu hanımefendinin ve açtığı politika dükkânının ipliği yakında pazara çıkarmasıdır. Bu sayede millet, İPin ucunun kimin elinde olduğunu ve bu hanımın makarasındaki ipi kimin ürettiğini görmüştür.

İP makarasına milleti dolamak isteyen hanım; “Terbiye” kelimesinin anlamını hoyratça kullanarak gerçek yüzünü ve kıratını göstermiş, Allah’ın kadınlara verdiği incelikten nasibini almamış bir terbiye mahrumu olduğunu en kaba ifadelerle ifşa etmiştir.

Böylece Müdire Hanım’ın çok kolay tahriklere kapıldığı ve her an zıvanadan çıkmaya müsait olduğu su yüzüne çıkmıştır.

Bu gidiş kendisi için “iyi” gidiş değildir, bu yol “iyi” yol değildir.

Haddini hududunu bilmez bu yeni oluşum müdiresi, siyasette daha çok testi kırmadan, kendisine nasihatte bulunmak elzem olmuştur:

Terbiye kavramının cinsiyeti yoktur ve herkesi içine alır. Terbiye bağına destursuz girip bağbanı hırpalamaya kalkana dersini mülkün asıl sahipleri verir.

Adabımuaşeret bilmeyen, siyasetin hukukuna tecavüz eder.

Siyaset;

Edep ister, üslup ister.

Seviye ister, terbiye ister.

Ehliyet ister, liyakat ister.

Herkes için incelik ve hoşgörü, kadınlar için de hanımefendilik ister.

Büyüklerine saygı göstermeyen, muhataplarından söz ederken diline hâkim olamayan; dil iklimine buyur edilmez.

Edep bilmeyenin edep sergilemesi, biçarenin ilaç üretimi gibidir. Terbiyeden nasibini almayanın başkasına terbiye dersi vermeye kalkması, cehalet alametidir.

Cahil sohbetini kelam, densiz gıybetini selam bilir.

Hadsizin çizmeyi aşması cahile ümit verir.

Huysuzun gönül meskenine tecavüzü, gönül ehline eziyet verir.

Bülbülün çektiği dili belasından, serçenin öttüğü nasipsizliktendir.

Hesaplı hesapsız, ölçülü ölçüsüz, yerli yersiz her şeye tepki veren; hüsrana uğrar. Yol yordam bilen, usul erkân bilen; her hana uğrar.

Politika; önüne gelenin meslek edineceği, üzerinde yürüyeceği bir yol değildir.

Siyaset yolunda kutlu yük taşıyan kervanın önüne çıkan yaya bezirgân, kervanın altında kalıp ezilir.

Kutlu yük taşıyan kervanı taşlayan; ya uğru, ya nasipsiz, ya mecnun ya da meczuptur.

Eğer haramilikse maksadı; varını yoğunu yitirmezse de istikametini, yolunu kaybeder.

Müdire Hanım’ın, son olarak şu üç küpeyi ömür boyu kulağına takmasını öğütlüyoruz:

- İyi görüneceğine iyi ol

- İyilik istiyorsan önce sen iyi ol.

- Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.