Amerikalı teknoloji uzmanı, yazar ve aktivist Arthur Robert Firstenberg, bu yıl devreye alınması planlanan 5G teknolojisinin doğal hayatı olumsuz etkileyebileceğini ve insanlarda kanser dâhil tedavisi imkânsız hastalıklara yol açabileceğini iddia etti.

Başlattığı bir online kampanya ile Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü gibi uluslararası organizasyonlardan 5G geliştirme çalışmalarının derhal durdurulmasını isteyen Firstenberg, İngiliz Daily Star gazetesine konuştu.

5G ile dünya yörüngesine 20 bin civarında uydu konuşlandırılmasının düşünüldüğünü ve Elon Musk’ın kasım ayında 12 bin uydu daha fırlatmak için resmi makamlardan onay aldığını vurgulayan Firstenberg “Dünya çapında her yerde 5G antenleri kuruluyor ve bana gelen raporlara göre şu anda bile insanlar bunlar yüzünden hasta olmaya başladı ve böcek popülasyonu da etkileniyor” dedi.

Firstenberg şöyle konuştu: “Bu küresel bir felaket olabilir. İlk uydular 1990'ların sonlarında cep telefonları için piyasaya çıktı. Yörüngeye yerleştirilmeye başlandıkları günden itibaren bunlara duyarlı insanlar çok hastalandı. ABD'de ölüm oranı da %5-10 arttı ve bazı kuşların uçamadığı bildirildi. Bunu en çok anlayan insanlar güvercin besleyenlerdi. Kuşlarını bıraktılar ama geri dönen olmadı. Ve bu sadece 77 uydu içindi, bu yüzden 20 binden fazla uydu ihtimalinden çok korkuyoruz.”

Birleşmiş Milletler Dış Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) verilerine göre Ağustos 2018 itibariyle dünya yörüngesinde 4 bin 857 uydu bulunuyor.

Firstenberg online başvurusunda kablosuz ağların insan sağlığına zararlı olduğunu ve 5G’nin bu zararları çok daha fazla arttıracağını öne sürüyor.

Firstenberg başvurusunda şu ifadelere yer veriyor: “5G, hâlihazırda telekomünikasyon için kullanılan 2G, 3G ve 4G şebekelerinin ürettiği radyo frekansı (RF) radyasyonuna maruz kalmayı büyük ölçüde artıracak. RF radyasyonunun insanlara ve çevreye zararlı olduğu kanıtlandı. 5G'nin konuşlandırılması aslında insanlık ve çevre üzerinde bir deney ve bu uluslararası hukukta suç olarak tanımlanır. Yaygın olarak inkâr edilmesine rağmen, radyo frekansı (RF) radyasyonunun yaşama zararlı olduğuna dair kanıtlar zaten çok fazla. Hasta ve yaralı insanların birikmiş klinik verileri, çok çeşitli canlılarda DNA, hücreler ve organ sistemlerinde meydana gelen hasarlar ve modern uygarlığın başlıca hastalıklarının (kanser, kalp hastalığı ve diyabet) elektromanyetik kirliliğin bir sonucu olduğunu gösteren epidemiyolojik kanıtlar bir araya geldiğinde; 10 binden fazla hakemli araştırmaya dayanan büyük bir literatür oluşturuyor."

Ancak birçok ana akım bilim insanı bu iddiaları reddediyor ve telefonlardan kansere neden olan radyasyonun kesin bir kanıtı olmadığını düşünüyor.

Dünya Sağlık Örgütü, yirmi yıldan uzun bir süredir yapılan çalışmalara rağmen cep telefonlarının neden olduğu zararlı etki kanıtı bulunmadığını belirtiyor.

(dha.com)