Belki de çelişki seviyordur.

Belki de bir arkadaşına bakıp çıkacaktır.

Belki de şaşırtmak istiyordur.

Belki de bazı mümin erkeklerin orada ne aradığını gözlemlemek istemiştir.

Belki de tebliğ yapacaktır.        

Belki de bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyordur ne işi olduğu.

Belki de kafası bozuktur.

Belki de “Keyfimin kâhyası mısın birader?” demeye zemin hazırlamak için gitmiştir.

Belki de Suudi Arabistan’a gitmek istemiyordur.

Belki de şaka yapıyordur.

Belki de Akitçi tayfa ile Kemalist tayfayı aynı çizgide buluşturmak istiyordur.

DEVLET BEY’E BEN DE ŞU FİLMİ ÖNERİYORUM

DEVLET Bahçeli, AK Partililere “Our Brand is Crisis/Bizim Adımız Kriz” adlı filmi önermiş.
Onlar da izlemişler.

Seçim kampanyalarında yapılan numaraların anlatıldığı bu filme benzeyen başka bir film daha var.
Ben de onu tabii eğer izlemediyse Devlet Bahçeli’ye tavsiye ediyorum.

Filmin adı: “No”
Şili’de bir seçim kampanyasını anlatan bu film, biraz solcu perspektifli bir film ama Devlet Bey idare etsin artık.

ŞEYMA’YI YORAN HAYAT

DÜNYA hayatını bir kulüp hayatına çeviren ve her ay hesabına yüz bin lirayı aşan para yatan Şeyma Subaşı, şöyle demiş:

“Aslında çok yoruldum.”

 “Şeyma’yı yoran hayat, bize ne yapmaz” diyor...

Ve Şeyma’ya Yozgatlı hemşerim Mümin Sarıkaya’nın...

“Ben Yoruldum Hayat” adlı şarkısını armağan ediyorum.
 

KENEVİRDEN GÜNDEM

CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın en önemli özelliği şu:

Milletin diline konuşacak bir konu vermek.

Ne yapıyor, ne ediyor, buluyor bir mevzu...

Konuşulacak konuyu mutlaka kendisi belirlemek istiyor.

Ve bunu da büyük ölçüde başarıyor.

Ben Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın...

Kenevir meselesini ortaya atmasını, sürdürmesini...

Tamamen bu bağlamda değerlendiriyorum.
 

LEYLA ŞAHİN’İN O SÖZÜ BANA BİR BAŞKA SÖZÜ HATIRLATTI

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, şöyle demiş:

“İnsan hakları ihlali diyorlar ama somut bir-iki tane olayı bile gündeme getiremiyorlar.”

Leyla Şahin’in bu sözü, 28 Şubat sürecinde Leyla Şahin ve arkadaşlarının yüzlerine karşı söylenen şu cümleleri hatırlattı bana:

Dindarlara baskı var diyorlar ama somut bir tane olayı bile gündeme getiremiyorlar.

Ezanlar okunmuyor mu? Camiler açık değil mi?

Müslümanlık en güzel şekilde yaşanmıyor mu bu ülkede?

Hani nerede baskı kardeşim, nerede?

İddia ediyorum:

Leyla Şahin ve arkadaşlarının o dönemde en sinir oldukları cümleler bunlardı.


TOPUKLUYLA DÖVÜLESİ MÜDÜR

ANKARA Sincan’da bir ilkokulun müdürü, kadın öğretmenlerin topuklu ayakkabı giymelerini engellemek için...

“Kadınların Topuklu Ayakkabı Giymesi Caiz Değildir” başlıklı dini bir metin hazırlamış ve bu metni öğretmenlere yollamış.

Bu “Müdür”ün iki mühim sorunu var:

BİR: Fetva makamı olmadığı halde fetva makamı gibi davranarak dinin alanına tecavüz ediyor.

İKİ: Geliştirmek istediği bir prensibi dine yamamaya çalışarak laiklik kuralını hunharca ihlal ediyor.

Bu iki nedenden dolayı bu müdürün...

Topukluyla dövülmesini temenni etmek caizdir sanırım.

BEŞ ADET HAYAT DERSİ

DERS BİR: Biri sizi dinlerken sürekli “Aynen aynen” diyorsa... Aslında “Abi tamam, çok sıktın, konuyu kısa kes” demek istiyordur.

DERS İKİ: Yeme-içmede popülerlik, imparatorluklar gibidir: Doğarlar, büyürler ve batarlar. Bakınız: Serpme kahvaltının yaşadığı macera!

DERS ÜÇ: 2019 yılında hâlâ Kemalizm ya da Cumhuriyet eleştirisi yapmanın yarış bittikten sonra koşmaya devam etmekten pek farkı yoktur.

DERS DÖRT: Dinlediği müzikle, gittiği mekânla, izlediği filmle hava atmaya kalkışan bir şahıs, yeryüzünün en zavallı ve en acınası şahsıdır.

DERS BEŞ: “Aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey” cümlesi ile “Silivri soğuktur şimdi” cümlesi amcaoğludur.

SADECE BANA MI?

“Arkadaşlar! Merhabaaaa! Kanalıma hoş geldiniz” cümlesi, sadece bana mı antipatik geliyor?

“Ne güzel insanlar biriktirmişim” diye konuşan Türkçe sözlü hafif müzik sanatçıları, sadece bana mı sıkıcı geliyor?

İkide bir “Neyin kafasını yaşıyorsun sen?” diyen tipler, sadece bana mı fena halde kıl geliyor?