Türk töresinde el öpmek yoktur. Çünkü Türk'ün karakterinde yalakalık yoktur.

El öpmek hakkında İslam'da mezhep bilginlerinin görüşleri:

1. Hanefilere göre sadece "Allah dostu âlimin ve âdil sultanın elini öpmekte beis yoktur, belki sünnettir." (İbn Abîdin)

2. Malikîler'de "Kibir sahibinin elini öpmek mekruhdur."(Askalanî)

3. Şafîlere göre "İlim ve şerefinden dolayı el öpmek müstehab; zenginlik, mevki ve mansıbından dolayı öpmekse mekruhtur. (Askalanî, Fethu'l-Bâri)

4. Hanbeliler göre "Ancak bu elin sahibi âlim ve âdil değilse, İslamın tazimini kasd etmek bahis konusu değilse icmaen mekruhtur. (Ibn Abidin.)

Parti genel başkanlarının elini öpmek siyasi makam beklentisi olduğu için mekruhtur, yani pistir, yalakalıktır, adiliktir...

Genel başkanların el öpücüleri kısa bir süre sonra partisini satıp başka partilere giderler.

★★★

KÜLTÜRLER SAVAŞINDA ÖLÜLER VE YARALILAR

Savaşlar artık Malazgirt Ovası'nda, Mohaç'ta, Plevne'de yapılmıyor. Günümüzün savaş meydanı beyinler, silahı kültür; kültürün en önemli unsuru dil... Bir milletin sarı öküzü dildir, onu verirseniz her şeyinizi hatta milliyetinizi kaybedersiniz.

Türk milliyetçiliği ülküsünü savunanların Türkçesine bir bakın. Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca sözcükleri "alışkanlık" diyerek bilinçsizce kullanıyorlar ise o kişi kültürler savaşında beyninine şarapnel parçası saplanmış ağır yaralıdır. Bu kişileri Türk kültürü bakım evine alıp bilinçlendirmek gerekir.

Bedeviler gibi beyaz mintan giyip, başına sarık saran, "Arapça kutsal dildir" diyerek Arapça sözcüklerle konuşan tarikat müritleri ve onların takipçileri ise kültürler savaşının ölüleridir. Bunların bedenine yeniden Türk ruhu üflemek olanağı yoktur.

Binlerce yıllık Türk tarihinden süzülüp gelen her Türkçe sözcük Bilge Kağan'ın, Kaşgarlı Mahmut'un, Karacaoğlan'ın, Korkut Ata'nın bizlere emanetidir. Türkçe karşılıkları varken başka kültürlerin sözcüklerini "alışkanlık" diyerek kullanmak öz çocuklarınızı öteleyip Bedevi çocuklarına onları dövdürmek gibidir.

Unutmayın!.. Türkçeniz kadar Türksünüz.

★★★

1. DÜNYA SAVAŞI VE ENVER PAŞA

"1. Dünya Savaşı" isimlendirmesini yanlış buluyorum. Çünkü savaşın çıkış nedeni Osmanlı İmparatorluğu topraklarını paylaşma kavgasıdır. Bu kavganın başlayacağını Enver Paşa sezmişti. İngiltere ve Fransa, Enver Paşa'nın ittifak teklifini kabul etmediler, "Bizimle ittifak yapacak kadar gücünüz yok ki" demeye getirdiler.

Kuzeyde Rus Çarlığı da diş göstererek hırlamaya başlamıştı. Talat Paşa'nın Rus Çarı ile Kırım'da yaptığı ittifak görüşmesi de sonuçsuz kaldı. Osmanlı avından büyük parça koparmak için zaten ilk saldıran da Ruslar oldu, Erzurum'a kadar geldiler.

Enver Paşa'nın önünde tek seçenek kalmıştı: Almanya ile ittifak.

Türk tarihini Cumhuriyet düşmanı İslamcılardan öğrenen milliyetçiler görüyorum. Diyorlar ki:

"Enver Paşa Alman hayranıdır. 1. Dünya Savaşı'na Osmanlıyı savaşa sokmakla büyük yanlış yaptı. Biz savaşın dışında kalmalıydık."

Bu akıl ve bilgi yoksullarına 1. Dünya Savaşı'nın Osmanlı topraklarının paylaşılma savaşı olduğunu söylemek isterim. Enver Paşa önünde tek seçenek kaldığı için Almanya ile ittifak yapmıştır.

Hani belgesellerde vardır, çıtanın avına aslanlar, çakallar, vahşi köpekler saldırır, aralarında vahşi bir kavga başlar, güçlü olan kazanır.

Enver Paşa bu kaçınılmaz savaşa girmeyip kuzeyden inen Rusları, Çanakkale'den giren İngiliz ve Fransızları "Ooo muhterem düşmanlarımız, vatan topraklarımız size hediyemizdir, buyrun istediğiniz yeri seçip alın" diyerek çiçeklerle mi karşılayacaktı?

Tarih okuması yapamayan islamcılardan ve milliyetçilerden Tanrı Türk'ü korusun!..