Değerli dostlar;

Gelin bugün Sivas'a gidelim...

Binlerce yıldır Türk'ün at koşturduğu bu toprakların tekrar vatan olarak tescillendiği Sivas'a...

Başbuğ Gazi Mustafa Kemal'in "Uyuyan milletler ya ölür, ya da köle olarak uyanır" diyerek Türk Milleti'ni uyandırdığı Sivas'a...

4 Eylül 1919'a gidelim...

Sivas Kongresi'ne katılalım...

Meşalenin yakıldığı...

Işığın saçıldığı...

Aydınlık geleceğin kapısının aralandığı..

Kimliğimizi kazandığımız 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi'ne...

Türk milletinin dimdik ayağa kalktığı 4 Eylül 1919'a...

Dünyaya "Türkiye" mührünü vuran kahramanların diyarına...

"Vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz" diye haykırıldığı...

"Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekûn kendisini savunacak ve direnecektir" denildiği...

"Manda ve himaye kabul edilemez..." yumruğunun vurulduğu...

"Ya İstiklal, ya ölüm" diyerek yola çıkanların Sivas Kongresi'ne...

Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı tarihtir 4 Eylül 1919...

Meydan okumadır kefere emperyalist güçlere...

Veeeeee...

İşte bir anı;

Tıbbiyeli Hikmet: "Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunları her kim olursa olsun şiddetle reddederiz. Farzı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel'in ederiz."

Gazi Mustafa Kemal Paşa: "Evlat müsterih ol! Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tek ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm..."

Bu toprakları tekrar vatan yapan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, milli mücadelenin kahramanlarını rahmet, minnet ve de şükranla anıyoruz...

Ruhları şad olsun...

Türklük gurur ve şuurunu yaşamak dileğiyle...

Ne mutlu Türk'üm diyene...