TELEKSTEN faks; filmden USB; agrandisörden photoshop, telefotodan elektronik postaya geçerken de aynı duyguyu yaşadım...

Hepsi teknolojik yenilikti ve işimi kolaylaştırıyordu... Ancak mekanik çağın sıcaklığını terk etmenin yarattığı ağırlığı da her aşamada hissettirdi.

Hepsi radyo gibi sıcak araçlardı...

Teknoloji kısa sürede bizi kendisine adapte etti. Daktilo ile yazmanın, telefonla haber yazdırmanın, telefoto ile fotoğraf geçmenin ne zahmetli iş olduğunu gösterdi.

Ancak dokunup, kâğıt kokusunu içine çekip, hışırtısını duyarak her sabah okuduğumuz gazete ile olan nostaljimiz, radyo sıcaklığını her daim hissettirecek.

Bununla birlikte gazetedeki yazılarımız zaten geçmişte de internet sitemizde yer aldığı için daktilodan bilgisayara geçerken yaşadığımız yadırgı durumumuz olmayacak...

İnternet haberciliğinde sürekli değişen, akan yazı söz konusu olduğu için de belki bazen paradoksta kaldığımız durumlar olacak.

Ankara siyasetinin bugün içinde bulunduğu çelişkiler içinde bizim paradoksumuzun esamesi kalmayacak.

Örnek mi?

Son günlerin popüler tartışması CHP'deki olağanüstü kurultay çabası...

Ya da İYİ Parti'nin "Millet İttifakı bitti" açıklaması...

Veya herkesin "Kim bakan olacak?" çabası içinde bakan toto oynaması...

*********** 

ZOR KURULTAY

CHP'deki kurultay çabasından yola çıkarsak...

CHP'de Genel Merkez'in istemediği kurultayı toplamak her dönem zordu, bu dönem çok daha zor...

Çünkü CHP delegesinin yarısından bir fazlasının oyunu almak, seçimin yaklaştığı dönemlerde kolay değil. Nedeni de delegelerin ağırlıklı bölümünün belediye başkanlarının kontrolünde bulunması.

İşin paradoksal yanı ise bu noktaya geleceğini öngörmesi gereken Kılıçdaroğlu'nun "Hiçbir faninin yapamayacağı" olgunlukla İnce'yi Cumhurbaşkanı adayı göstermesi...

İnce'nin de, içinden yükselen arzuyu frenlemesinin ne kadar zor olacağını bilmesi lazımken, "Genel Başkanıma karşı olağanüstü kurultay istemem, aday olmam" demesi.

İnce'nin Kılıçdaroğlu'na partinin kurumsal yapılarını bir kenara itip "onursal başkanlık" önermesi, Genel Merkez'in "Kurultay olmayacak" çıkışına da "30 ilden destek açıklaması geldi" diye açıklama yapması...

CHP'deki bu durum bitmez.

Hatta yarın ters paradoksa dönüşüp, "Keşke kurultay istemeseydik" noktasına erişirse de şaşmamalı.

***********

KİM KAZANDIRDI

CHP'nin "Millet İttifakı bitti" açıklaması yapan İYİ Parti ile paradoksu da ayrı konu...

CHP, 15 milletvekili vererek, ittifakı kurarak İYİ Parti'yi %10 barajdan kurtarmakla kalmayıp 43 milletvekili kazandırdığını söylüyor ki, hepsi doğru...

Ama CHP de ittifaktan 32 milletvekili kazandı; birçok ilden yıllardır ulaşamadığı milletvekillerine ulaştı.

İYİ Parti'deki paradoks da Meclis'te kendi siyasetini uygulayacağını söylemesi...

Bir de vekillerinin "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yürütmede destek oluruz" açıklamaları. MHP'yi "denge denetleme" pozisyonundan uzaklaştırmayı hedeflese de AK Parti'yi parlamentoda çok daha güçlü hale getirmiş bulunuyor.

***********

HANGİSİ ETKİN?

Kimin bakan olacağına dönük beklenti ise eski şablonla yeni sistemi okumaya çalışmaktan başka bir şey değil.

Çünkü yeni sistemde Cumhurbaşkanı ile kabine arasında oluşturulan kurullar önem kazanacak.

Makro politikaları bu kurullar belirleyecek.

Cumhurbaşkanı karar haline getirecek, bakanlara ise uygulamak kalacak.

TBMM'deki komisyon başkanlıkları, bakanlardan etkin olacak.

Anlaşılan o ki yeni sistemin ne getirip götürdüğü uygulanınca anlaşılacak.