Geçen gün Ak Parti'nin emekli bürokratlarından Çanakkaleli bir arkadaşımla laflıyoruz. Kendisi imam-hatip ve İlahiyat Fakültesi mezunu. Ordan burdan konuşurken ninesinin "Yıldızname" isimli bir kitaba bakarak muska yazdığını söyledi. Kısa bir süre sonra beynim "Yıldızname"yi belleğimde aradı buldu. Çocukluk arkadaşım Aydın'ın babası Salih amca da muska yazardı. Aydın beni bir gün çağırdı:

"Gel" dedi "babamın muska yazdığı 'Yıldızname'yi göstereyim sana."

Sanırım yedi sekiz yaşlarındayım. Kerpiç duvarlı evlerde ahşap kapaklı, gömme küçük bir dolap olurdu. Salih Amca o dolabı hep kilitli tutardı ama o gün kilitletmeyi unutmuş. Aydın kapağı dikkatle açtı, Yıldıznameyi eline heyecanla aldı, "Muskalar işte buraya bakılarak yazılıyor" demişti.

Emirdağ İlçesinin Adayazı Köyü nere, Çanakkale nere?.. Anadolu'da belki on bin noktada muskalar aynı kaynağa bakılarak yazılıyordu. Yani "Yıldızname"ye bakılarak... Yeni evli gençler arasında geçimsizlik varsa, hasta olan ineğin ölümden kurtulması isteniyorsa, çocuğu olmayan kadının hamile kalması arzulanıyorsa, yaramaz çocukların oyun oynarken orasını burasını yaralamaktan korkuluyorsa hemen muska yazdırılırdı. "Yıldızname"de yok yok, Anadolu'da okuma yazma oranı %1 olduğu için her derde deva muskalar yazılabiliyordu.

Peki bu "Yıldızname" nedir; in midir, cin midir, İslamda böyle kutsal bir kitap var mıdır, yok mudur?.. 40'lı yaşlara kadar bu soruların yanıtını bilmezdim. Öğrenince hayretler içinde kaldım, ağzımda tükrüğüm kurudu, şakaklarım zonkladı. Yıldızname adı üstünde "Yıldız Falı" kitabı. Hani şu gazetelerde, internet sitelerinde çıkar ya "Bu günkü Yıldız Falınız" diye. İşte onların bir benzeri.

Falcılığın da İslam'da yeri yok, muskanın da... Peki İslam dışı bu kitabı bastırıp Anadolu’ya bedava dağıtan kimdir?.. Hani şu abdestsiz yere basmaz, evliyadır dediğimiz adam var ya, hani şu akşam yemeğinde Rom içen servet delisi Abdülhamit var ya?.. Yıldızname'yi o bastırıp Anadolu'da dağıttırmış.

İlahiyatçı arkadaşım konuya şöyle neşter vurdu:

"Anadolu insanının İslam dışı hurafelerle haşır neşir olmasını Abdülhamit sağlamıştır. Onun zamanında İslam'a çok büyük kötülükler yapılmıştır. Sadece Yıldızname değil, Karadavut, Mızraklı İlmihal de onun zamanında basılıp dağıtılmıştır. Bu üç kitap da İslam dışı hurafelerle doludur. Sanki İslam'ı bilerek bozmak isteyen Siyonist misyoner heyeti bunları hazırlasa bu kadar kötülük yapamazdı."

Yazılı basının olmadığı, internetin olmadığı o yıllarda bir fal kitabı kutsal kitaba, muska yazma kitabına dönüştüyse gerisini düşünmek bile insanın şakaklarını zonklatıyor.