Türkiye Futbol Federasyonu Milli Takımlardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop, Türk futbolu için "altın değerinde" bir şanstır.

Günün şartlarına göre vaziyeti idare edecek, nabza göre şerbet verecek, insanları memnun edecek biri değildir o. Böyle biri olmadığını, şimdiye kadar duruşuyla ortaya koymuştur.

Hamit, söylenmesi gerekeni dosdoğru söylüyor. Yapılması gerekeni dosdoğru yapıyor. Hâl böyle olunca, bu durum, futboldan beslenen simsarların işine gelmiyor tabii. Onlara, çürümüş yapıyı düzeltecek değil, mevcut sistemsizliği devam ettirecek eyyamcılar gerekli. Ama, Hamit öyle biri değil. Kitabın tam ortasından konuşuyor ve yapılması gerekeni yapıyor.

Hamit'in sözlerini öteye beriye çekip, kendi kafalarına göre çarpıtıp yorumlamaya çalışanlar... Televizyon ekranlarında saatlerce yorum yaptığını zannedip aslında incir çekirdeğini bile dolduramayanlar... Özlenen sistem er-geç kurulduğunda, siz devre dışı kalacaksınız. Bunu bildiğiniz için yırtınıyorsunuz.

O kadar delikanlıysanız; televizyon ekranlarında size ayrılan saatlerde mesela, Türk futbolunun kara deliklerini kapatacak olan "kulüpler yasası"nın, defalarca söz verildiği halde, yıllardan beri neden çıkarılmadığını ve hâlâ TBMM'de bekletildiğini, kimler tarafından engellendiğini ve rafa kaldırıldığını, bütün gerçekleriyle açıklayın!

Hamit’in şu söylediklerine itiraz edecek, farklı alternatif sunacak durumunuz var mı? Yoksa; elinizi vicdanınıza koyun, destek olmasanız bile, köstek olmayı bırakın!

Türk futbolunun Hamit Altıntop gibi, Nuri Şahin gibi değerlere her zamankinden çok ihtiyacı var.

İşte Hamit’in söyledikleri. Hepsinin altına imza atacağımız bu altın sözleri bir kere daha dikkatle okuyun lütfen:

"Her ortama en iyi şekilde ayak uydurup fark oluşturabilecek kitle ve kültüre sahibiz. Bunu biraz daha net, istikrarlı ve sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz... Burada kararlı bir şekilde, inanarak, sorgulayarak, denetleyerek üzerine koyarak ilerlemek istiyoruz.

Türk kültürüne ve değerlerine göre yeni bir futbol sistemi oluşturmayı hedefliyoruz. İnşallah Türk ekolünü kuracağız. Uluslararası, esnek, çözüm üreten ve dünya futbolunu dillendiren bir ekol olmak istiyoruz. O yetenek, azim ve tutkumuz var.

Saha dışı sorumlulukları da var A Milli Takım oyuncusunun. Bu sorumlulukları yansıtması gerektiğine inanıyoruz. 85 milyon insanımız bu takımı destekliyor.

Kardeşlerimizden, çocuklarımızdan daha fazla çalamayacağımızı söylüyorum. Öyle bir hakkımız yok. Onlara doğru eğitim platformu sunmak zorundayız.

Ben iyi futbolun, iyi işin, başarılı futbolun çalışma metotlarını öğrenmeye ve bilgi toplamaya çalışıyorum. İnsanlarımıza farklı bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyorum. Bunları Türk değerleriyle bağdaştırmak istiyorum. Bizde muhabbet önemlidir. Muhabbet, ilgi, sevgi, şefkat olmadan biz başarılı olamayız. Biz bu samimiyeti arıyoruz. Bu bilgiler bizim öz güvenimizi artırması için.

Albert Einstein, 'Ne kadar bilgili ve ilim sahibi olursanız egonuz o kadar düşük olur' diyor. Ben çözüm odaklı olunmasını istiyorum. Saha kenarında bağırmalar, çağırmalar ve çirkinliklerden uzak, onun yerine bilgi, ilim, doğru kelimeler kullanan, takımı önünde doğru konuşmayı yapan ve olumsuz sonuçlarda yine ayağa kalkarak sorumluluğu üstlenen bir teknik direktör hayal ediyorum. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Kulüplerimiz ilk önce câmia olarak neyi temsil ettiklerini, hangi oyun tarzını benimseyeceklerini belirlemeli. Ondan sonra bir hoca arayışı olur. Hiçbir şekilde stratejimiz yok. Bunu üzülerek söylüyorum ama gerçek bu. Kimse savunmasın. 'Burası Türkiye, burada böyle.' şeklinde bir görüş yok. Ortamı yapan insandır, insanı yapan da değerleridir.

Bizim takımımızın 2024'te Almanya'da düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'nda olması gerektiğine inanıyorum. Oradaki insanımız için orada bulunması şart.

En iyi yöneticilik, en iyi başkanlık; en iyisini araştırıp en iyi imkanları kendi futbol câmiana sunmaktır... Futbol, sonuç odaklı değil. Oyuncu değeri yıl sonunda arttıysa ve bundan para kazanıyorsanız bu çok değerli bir iştir. Artıyla yılı kapatabiliyorsanız ve genç oyuncular mesafe katettiyse iyi bir yıl geçirmişsinizdir.

Bir Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası'nı kesinlikle kazanabiliriz. Gelecek yıllarda ne yaptığını bilen bir takımımız olacak!"

Bir kez daha bütün kalbimizle söylüyoruz: Yolun açık olsun Hamit!