CiddiGazete- Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ittifakı oluşturan partilerin genel başkanları ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, deprem bölgesi Malatya'da buluştu.

Millet İttifakı'nın Malatya ziyaretine Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldı.

"VATANDAŞIN SORUNLARINA KİLİTLENEN BİR İTTİFAKIZ"

Depremde çöken "Hayat Sitesi" enkazında açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Biz, Millet İttifakı olarak, vatandaşın sorunlarına kilitlenen bir ittifakız. Vatandaşın sorunlarını çözmek için çaba harcayan bir ittifakız. Ve yaşanan deprem sonrası, yaraların sarılması ve kentlerin yeniden ayağa kaldırılmasıyla ilgili düşünen, üreten bir ittifakız" dedi.

Kılıçdaroğlu, kendisine "Sizden ricamız; lütfen bu iktidarın başına gelin ve bu ülkeyi ayağa kaldırın” sözleriyle seslenen depremzede vatandaşa, “Bizi iktidara taşıyacak olan sizlersiniz. Biz, sizlerin sorunlarına kilitlendik. Sizin binalarınızı yapacağız, iş yerlerinizi yapacağız, kırsaldaki ahırları yapacağız. Hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceğiz. Bunları yaparken de sizi borçlandırmayacağız. Tam tersine, sosyal devlet olarak, sizin karşılaştığınız bütün zararları telafi edeceğiz" cevabını verdi.

"BÖLGE İÇİN ÖZEL YASANIN ÇIKARILMASI GEREKİYOR"

Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyetin Malatya'daki ilk durağı, Battalgazi ilçesi Milli Egemenlik Caddesi üzerinde bulunan ve depremde tamamına yakını çöken "Hayat Sitesi" enkazı oldu. Enkaz önünde açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

- Ramazan'ın ilk cumasında, Millet İttifakı'nın liderleri olarak, Malatya'dayız. Yaşanan acıları defalarca geldik, gördük. Bütün Malatyalılara tekrar başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Bu saatten sonra, depremi yaşayan kentlerin yeniden ayağa kaldırılması lazım. Ekonomilerinin güçlendirilmesi lazım.

- Kenti terk edenlerin ve tekrar eski yuvalarına, kentlerine dönmeleri gerekiyor. En büyük arzumuz bu. Millet İttifakı olarak, Malatya'dan başlayıp Hatay’a kadar süren deprem kuşağında yeni bir anlayışın hakim olması gerekiyor. Bu bölge için özel bir yasanın çıkarılması gerekiyor. Deprem bölgesini terk edenlerin tekrar geri dönmeleri için, bazı özel avantajların sağlanması gerekiyor. Bunun için özel bir yasaya ihtiyaç var.

- Konutların yeniden yapılması ama konutlar yeniden yapılırken kentin ruhuna, kentin tarihine, kentin özelliklerine dikkat etmek gerekiyor. Bina yapmak yetmiyor. Kentin ruhuna, dokusuna uygun binaların yapılması lazım. Tarihi eserlerin korunması ve aslına uygun yeniden onarılması gerekiyor. Özel teşviklerin yapılması gerekiyor. Bu bölgede yeni binalar yapılırken veya depremde güçlendirilirken, elbette ki kapısı, penceresi, demiri, çimentosu, bütün bunların dikkate alınması ve bu bölgede özel olarak imalatın yapılmasına özen gösterilmesi gerekir.

- Böylece hem istihdamı artıracak hem maliyetleri düşürecek hem yeni konutların, yeni iş yerlerinin yapılmasına imkan sağlanacak. Özellikle esnafın kısa sürede ayağa kaldırılması gerekiyor, alışverişin yapılması gerekiyor. İnsanların günlük ihtiyaçlarını rahat karşılayabilecekleri bir ekonomik altyapının süratle oluşturulması gerekiyor.

- Bunun ilk ayağı da esnafın ayağa kaldırılmasıdır. Borçlarının silinmesidir. Faizlerin silinmesidir. Esnafın rahat bir nefes almasının sağlanmasıdır. Biz, Millet İttifakı olarak, bu konuda çalışmalarımızı yürütüyor. Neyi nasıl yapacağımız konusunda da önümüzdeki günlerde kamuoyunu bilgilendireceğiz. Burada bulunmaktan, Malatyalı kardeşlerimizle kucaklaşmaktan memnuniyet duyduğumuzu da ifade etmek isterim."

YENİDEN REFAH PARTİSİ VE HÜDAPAR SORULARINA CEVAP

Kılıçdaroğlu, Yeniden Refah Partisi'nin Cumhur İttifakı çatısı altında seçime girme kararı ve Hüdapar'ın AKP listesinden seçime girme kararıyla ilgili soruya ise şu cevabı verdi:

- Değerli arkadaşlarım, siyaset elbette devam ediyor. Ama biz; bugünü değil, geçmişi değil, geleceği konuşmak istiyoruz. Burada, Malatyalı kardeşlerimizin bulunduğu bir ortamdayız. Deprem bölgesindeyiz. Depremzedeler siyaset kurumundan, "Gelecekte bizim için ne yapacaksınız", onu soruyorlar. Ankara'da insanlar, Cumhur İttifakı'nın içinde yer alabilirler. Kendi tercihleridir. Biz Millet İttifakı olarak her tercihe saygı duyarız.

- Ayrıca burada Millet İttifakı’nın liderleri olarak buradayız ama aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız da burada. Onlar da yaşanan olayları, gelip zamanında defalarca gördüler. Özellikle kayısı üreticilerinin ellerinde stoklar vardı. Bu stokların eritilmesiyle ilgili olarak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımızla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı arasında bir protokol de imzalandı. Biz, Millet İttifakı olarak, vatandaşın sorunlarına kilitlenen bir ittifakız. Vatandaşın sorunlarını çözmek için çaba harcayan bir ittifakız. Ve yaşanan deprem sonrası, yaraların sarılması ve kentlerin yeniden ayağa kaldırılmasıyla ilgili düşünen, üreten bir ittifakız. Temel hedefimiz bu.

- Ankara'da şu olur, bu olur, önemli değil. Ama Malatyalı bizden, "Bizim geleceğimiz ne olacak' diye bekliyor. Maraşlı, Hataylı, Adıyamanlı, Şanlıurfalı, Gaziantepli, 'Ne olacak', Osmaniye, 'Ne olacak bizim gelecekteki tablomuz' diye düşünüyor. Biz, güzel bir geleceği en kısa sürede yeniden inşa etmek durumundayız. Ve depremzedelere konutlarını da, iş yerlerini de yaparken, hiç kimseden bir kuruş para talep etmeyeceğiz. Altını özenle çiziyorum. Bir kuruş para talep etmeyeceğiz. Öyle 20 yıl, vatandaşı borçlandır... Böyle bir şey yok. Millet İttifakı'nda böyle bir şey yok. Zaten ev yıkılmış, dükkanı yıkılmış. Adam perişan vaziyette. Allah aşkına, şimdi onun torunlarını mı borçlandıracaksın? Böyle bir şey de yok. Biz, gerçekten de her türlü kaynağı bu bölgeye aktaracağız. Bu bölgeyi ayağa kaldıracağız. Hiç kimse depremden gördüğü maddi zarar karşılığında, sosyal devletten bir yükümlülük beklemeyecek. Tam tersine, sosyal devlet vatandaşına katkıda bulunacaktır."

iftar 24

"İYİLİKTE YARIŞACAĞIZ, KÖTÜLÜKTE DEĞİL"

Malatya Yeşilyurt Doğa Caddesi yakınında kurulan çadırdaki iftarın ardından konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

- 50 bine yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Acımız büyük. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılarımız var. Onlara da Allah’tan şifalar diliyoruz. Mübarek bir aydayız. Güzel bir aydayız. Manevi duygularımızın zenginleştiği bir aydayız. Birbirimize dost olarak bakan, birbirimizi kucaklamamız gereken bir aydayız. Kini ve öfkeyi ötekileştirip, kini ve öfkeyi yüreğimizden söküp attığımız, dostluğu, sevgiyi, kardeşliği, beraberliği kalbimize yerleştirmemiz gereken güzel bir aydayız. Halil İbrahim sofrasından söz etti Veli Ağbaba. Evet, bu sofra, bir Halil İbrahim sofrasıdır.

- Halil İbrahim sofrasını büyütmek de bizim amacımızdır. Gönlümüzde yatan o, yüreğimizde yatan odur. İsteriz ki, bu güzel coğrafyada bir çocuk bile yatağa aç girmesin. Her evde huzur olsun, her evde bereket olsun. İnsanlar huzur içinde yaşasınlar. Depremde büyük acılar çektiniz, biliyorum. Biz, Millet İttifakı’nın genel başkanları olarak, her zaman, her ortamda yanınızda olduk. Birimiz buradayken, bir başka genel başkanımız Kahramanmaraş’taydı. Birimiz Kahramanmaraş’tayken, öbürü Hatay’daydı. Bugün hep beraber buradayız. Burada, yine iki değerli arkadaşımız, iki değerli dostumuz daha var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız da burada. Biz, hep beraber yaraları saracağız. Bu konuda kararlıyız.

"EVLERİ, İŞ YERLERİNİ BİR KURUŞ DAHİ ALMADAN, HAK SAHİPLERİNE TESLİM EDECEĞİZ"

- Söz verdim. Söz verdik. Beraber söz verdik. Evi yıkılan, dükkanı yıkılan, ahırı yıkılan, oturulamaz hale gelen bütün konutları, bütün meskenleri, bütün iş yerlerini, tamamını, ama tamamını, Allah nasip ederse geleceğiz, tepeden tırnağa yapacağız. Depreme dayanıklı yapacağız. Bir kuruş dahi almadan, hak sahiplerine teslim edeceğiz. Neden diyorum, ‘Bir kuruş dahi almadan hak sahiplerine teslim edeceğiz?' Nedeni şu: 42 imza, 23 belgede mimarın, mühendisin, harita mühendisinin, jeofizik mühendisinin imzaları var. O imzalar sonucu, 23 belge düzenleniyor. Bu belgelerin altında, hiçbir hak sahibinin, hiçbir bina sahibinin imzası yok. Siz gidiyorsunuz, tapuya diyorsunuz ki, ‘Ben şu daireyi alacağım, şu dükkanı alacağım.' Dükkanı alan, evi alan kişi, tapuda tek imza atıyor.

- Çünkü ondan önce atılan 23 belge altındaki 42 imzanın amacı şuydu: ‘Evet, ben bu evi yaptım, bu dükkanı yaptım; depreme dayanıklı. Bunlar sağlam, herhangi bir sorun yok. Mimarı, mühendisi herkes imzaladı. Sen gidip, daireni alabilirsin. Dükkanını alabilirsin.' Gidiyorsunuz, devletin güvencesi altında, dairenizi ve dükkanınızı alıyorsunuz. Sonra bu belgelerin, bu imzaların doğru olmadığı ortaya çıkıyor. Deprem oluyor. 50 bin canımız hayatını kaybediyor. Şimdi sosyal devlet, bütün sorumluluğu üstüne almak zorundadır. O mimarın, o mühendisin imzaları, ‘geçersiz imza' pozisyonuna düştü ve o evlerin tamamı yıkıldı. Dolayısıyla sosyal devlet, sorumluluğu alıp sizin hakkınızı size teslim etmek zorundadır. Biz söz verdik, bunu teslim edeceğiz Millet İttifakı olarak. Dün, bu konuda 6 partinin kurmayları bir araya geldiler. Oturduk, çalıştılar, ön raporu hazırladılar. Allah nasip ederse, önümüzdeki hafta içerisinde de kanun metnimizi hazırlayacağız ve bunu da kamuoyuyla paylaşacağız. Hiç endişe etmeyin.

"BİZDE KÖTÜLÜK YOK, KİN YOK, ÖFKE YOK; SEVGİ VAR, KUCAKLAŞMA VAR"

- Halil İbrahim Sofrası' dedim. Sofralarımız bereketli olsun. Sofralarımız zengin olsun. Bu çadırın dışında, arkada 3 bin 500 Malatyalı daha iftarını açtı. Onlar sesimizi duyuyorlar ama bizi görmüyorlar. Buradan da ben, beş lider adına ve iki büyükşehir belediye başkanı adına, onlara da selamlarımı, saygılarımı gönderiyorum. Onlara da afiyet olsun diyorum. Allah orucunuzu kabul etsin. Ülkemiz bir daha bu tür felaketlerle karşı karşıya kalmasın. Hep beraber olacağız.

- Birlikte olacağız. Kini ve öfkeyi, yüreğimizden söküp atacağız. Beraber, birlikte, kardeşçe, huzur içinde bu ülkede yaşayacağız. Beraber yaşadığımız zaman göreceksiniz, birlikte yaşadığımız zaman göreceksiniz; bereketi göreceksiniz, güzelliği göreceksiniz, kardeşliği göreceksiniz, kucaklaşmayı göreceksiniz. Siyaseti, iyilikte yarışma alanı olarak belirleyeceğiz. İyilikte yarışacağız, kötülük değil. Bizde kötülük yok. Kin yok, öfke yok. Bereket var, sevgi var, kucaklaşma var."