28 Mayıs'ta Suriyeliler, Afganlar, Somalililerle beraber kutlama yapan bozkurt işaretli gençlerin haberini okuyunca aklım tarihin derinliklerine gitti:

Yunan Ordusu İzmir'e çıkmış, Ege bölgesinde ilerliyordu. Kimi ilçelerdeki sarıklı imamlar il veya ilçe girişinde Yunan askerlerini sevinç gösterileriyle karşılıyor ve halka şöyle sesleniyorlardı:

"Bu mavi bayraklı ordu halifemizin askerleridir!.. Kuvvacılara inanmayın!.. İsyancı Kemal Paşa'ya Yunan Ordusu ile birlik olup dersini vereceğiz!.."

Ege efelerinin şanlı direnişini yazdık, filmini çevirdik ama ihanetleri bilerek gözardı ettik. Tarih yalnız kıvanç kaynağımız değil, ders alacağımız gerçekler bütünüdür.

28 Mayıs'ta Suriyelilerle birlik olup kutlama yapan ülkücü gençler nasıl bir yanlışa düştüklerini 10 yıl sonra anlayacaklar. 10 yıl sonra Türkiye'deki Suriyeliler 25 milyon olacak; ilk önce adı Kürşat, Oğuzhan, Alparslan, Işpara, Alper, Bilgehan olanlara saldıracaklardır.

Beş paralık siyaset uğruna "Anadolu'nun Türksüzlestirilmesi" planına destek veriyoruz ya da susuyoruz.

"Yunan Ordusu halifemizin askerleridir" diyenlerle ne farkımız var?

★★★

Kırmızı çizgisi Türklük, Atatürk ve Cumhuriyet olmayanlarla hiçbir ortak noktam yoktur. Geçmişte aynı ülkünün ülküdaşı olduğumuzu sandığım binlerce kişinin sosyal medya çıktıktan sonra ülküdaş olmadıklarını gördüm. Kimi ilkokul mezunu cahil bir şeyhe kapılanmıştı, kimi NFK'ya, kimi Fetullah'a...

Benim kuşağımın on binleri yıllarca cezaevlerinde yattı. İçeride Arap düşünürlerin kitaplarını su gibi okudular, Arap milliyetçisi, Humeynici ve hatta Hizbullahçı olanlarını bile gördüm ama Atatürk'ü ve yaptıklarını merak edip okuyan, Türklük bilincini sloganları aşarak bayraklaştırana çok az rastladım.

Ne mutlu kırmızı çizgisi Atatürk ve Cumhuriyet olanlara.

★★★

"Yerli ve milli"lik söylemini dillendiren İslamcılara ve "Tanrıdağı kadar Türk" olduğunu söyleyen Ülkücülere soruyorum:

Arapça "alaka" ve "alakadar" sözcüklerini çok sık kullanıyorsunuz. Bunların Türkçe karşılıkları "ilgi" ve "ilgili"dir. Üstelik yerleşmiş, yaygın kullanımı vardır.

Dilbilimde bir kavrama bir sözcük karşılık gelmelidir, iki olursa kargaşa çıkar.

Sorum şu:

Türkçe öğrenen bir Japon'a, bir Alman'a, bir Fransız'a "alakadar"ı mı öğretirsiniz, "ilgili"yi mi?..

"Alaka da bizimdir, ilgi de..." diyen çorbacılardan yanıt istemiyorum.

★★★

Dünyada yerli ve milli bir araba markası kalmadı. Küresel sermaye beşli, onlu, yirmili ortaklıklar kurdu. Japon markası dediğiniz arabayı üreten firmanın ortaklık yapısını büyüteç altına alın altında ABD, İngiltere, İsrail, Fransız, Alman sermayesi çıkıyor.

"Yerli ve milli Togg" yalanına inanan seçmen kitlesini eğitmediğimiz, dünya gerçeklerini öğretmedigimiz sürece Türkiye Ortadoğu kafasını taşımaya devam edecektir.

Ortadoğu kafası cehalet ve yalan bataklığıdır.