POLİTİKA

Zafer Partisi'nden ittifak açıklaması

Zafer Partisi'nin yeni sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu, göreve gelişinden sonra ilk basın toplantısını düzenledi ve "ittifak"la ilgili soruları cevapladı

Abone Ol

CiddiGazete- 31 Mart seçimlerinde Zafer Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından Azmi Karamahmutoğlu, daha sonra "sözcü" olarak görev aldı.

Zafer Partisi Sözcüsü olarak ilk kez basının karşısına çıkan Azmi Karamahmutoğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da cevapladı.

Cumartesi günü İyi Parti Genel Başkanı seçilen Dursun Müsavat Dervişoğlu'nu kutlayan Karamahmutoğlu, "Yolu Türk milliyetçiliğinden geçen herkesle birgün bir yerde buluşuruz. Bu seçim sandığı olur, belki Türk siyasetinde milliyetçi ittifak bloğunun bir adımı da olabilir. Bu düşünce Türk milliyetçilerinin zihninde oluşmaya başlamaktadır" dedi.

Yeni anayasa tartışmalarına da değinen Karamahmutoğlu, MHP'nin tavrıyla ilgili olarak da "MHP'nin Türkiye Cumhuriyeti kazanımlarına en ufak bir zarar verecek değişikliklere onay vereceğine inanmıyorum" ifadelerini kullandı.

Basın toplantısında Röportajlık'tan Ercan Küçük'ün "Zafer Partisi'nin yeni dönem siyasetinin ana ekseni, Türk milliyetçisi partiler arasında bir işbirliği ittifakı kurmak üzerine mi olacak?" şeklindeki sorusuna Azmi Karamahmutoğlu şöyle cevap verdi:

"Hayır. Bu diğer partilerin üzerinde bir vesayet iddiasında bulunmak olur. Bu doğru değil. Kendimize böyle bir misyon biçmeyiz. Zafer Partisi Atatürk çizgisinde Türk milliyetçiliğini merkezine oturtan ve kendisi de Türkiye ortalaması olan bir parti hüviyetiyle yürüyüşüne devam eder. Bu yürüyüşte kendisiyle aynı siyasal düşünceye büyük oranda sahip olan, yani ortak kesişen hükümeleri daha fazla bulunan partilerle birlikte seçim sandığına giderken şayet bu partilerin Türk siyaseti adına yararına olacaksa böyle bir dayanışma ve iş birliğine girmeyi arzu eder, ister. Buna açık olduğumuzu beyan etmiş oluyoruz. Yoksa 'Biz bunun için çalışacağız, bunun için diğer partileri de domine edeceğiz' gibi bir iddiada bulunmak siyasi nezaketsizlik olur."

Zafer Partisi Sözcüsü Azmi Karamahmutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

- Bu hafta sonu muhalefet partilerinden parlamentoda dikkat çeken bir milletvekili ile temsil edilen kurucuları arasında Zafer Partisi Genel Başkanı'nın da bulunduğu İyi Parti'de bir kongre yaşandı.

- 31 Mart yerel seçimlerinde alınan başarısız sonuçların sonucu olarak nitekim kampanya başlarken de sorumluluğu üstlenmeyi taahhüt eden İyi Parti'nin Kurucu Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, kurucusu olduğu partisinin genel başkanlığına veda ederek partisini bir kongreye götürdü.

- İyi Parti, Türk demokrasisine yaraşır bir şekilde iyi bir sınav vererek, demokratik bir kongre gerçekleştirdi.

- Üç adaylı, üçü de birbirinden kıymetli adaylar arasında geçen bu yarışta genel başkanlığa Sayın Müsavat Dervişoğlu, İyi Parti delegelerince getirilmiş oldu.

- Müsavat Dervişoğlu, benim de mevkidaşımdır, Ülkü Ocakları Genel Başkanı'dır.

- Bundan ötürü de ayrıca mutluyum ve Türk milliyetçiliği zihin dünyasından da emin olduğum bir arkadaşımız olarak onu ve İyi Parti'yi yeni genel başkanlarından dolayı kutluyorum.

- Yolu Türk milliyetçiliğinden geçen herkesle bir gün bir yerde kesişiriz, buluşuruz. Bu seçim arifesi olur, seçim sandığı olur, belki var olan iki bloklu, ittifaklı Türkiye siyasetinde belki üçünü bir bloğun, milliyetçi ittifak bloğunun bir adımı da olabilir.

- Bu düşünce Türk milliyetçilerinin zihninde olgunlaşmaya başlamış vaziyettedir.

- Bu sebeple siyasetinde Türk milliyetçiliği düşüncesini politik temeline oturttuğu iddiasında bulunan partilerin bir çatı altında milliyetçi bir siyaset ittifakı bloğu oluşturması artık bir özlem halinde milliyetçi seçmenin zihninde belirmeye başlamış durumda.

- Seçimden önce "Türk siyasetinde yeni dalgalanmalar yeni canlanmalar olacak" diye söylemiştim.

- Ben bunu söyledikten sonra hükümet medyasının istihdam edilmiş kalemşörleri, yorumcuları, gazetecileri, televizyoncuları hop oturup hop kalktılar; buna itiraz ettiler. Altında başka anlamlar aramaya başladılar.

- Yaptığım sadece bir politik analizdi. Kamu kaynaklarından beslenen hükümet medyasında istihdam, dolgun maaşlarla istihdam edilmişlerin arasında bir tanesi var ki özellikle Nedim Şener; en fazla tepkiyi veren gazeteci olmuştur üslubunu bozarak.

- Nedim Şener'in dikkatine sunmak istiyorum; benim söylediğim, "Türk siyasetinde yeni dalgalanmalar yeni canlanmalar olacak" bu gerçekleşti.

- İyi Parti'de genel başkan değişikliği oldu. Bu bir yeni dalgalanma yeni canlanma değil midir?

- AKP, 31 Mart gecesinden beri içindeki tartışmalarla boğuşur vaziyette. Öyle ki mutlak lider Erdoğan bile tartışmaya açılmış vaziyette.

- Almış olduğu kararlar, göstermiş olduğu adaylar yüzünden tartışmaya açılmış vaziyette.

- O da bu eleştirileri savuşturmak için bir kabine değişikliğine gitme ihtiyacı duyuyor ve eli kulağında ülkemiz yeni Bakanlar Kurulunu bekliyor. Bu da yeni dalgalanma yeni bir canlanmadır.

- Meclis'te temsil edilen 4 siyasi partinin toplamı, Meclis'te temsil edilmeyen, Hazine yardımı almayan, henüz daha genç bir parti olan Zafer Partisi'nin almış olduğu oyun toplamından daha az oy almış vaziyette bu 4 parti.

- Türk siyasetinde parlamenter temsiliyette ortadaki garabeti sergilemesi açısından yani toplumun siyasal tablosunun Meclis'e gerçekte yansımamasını sergilemesi açısından çok dikkat çekicidir.

- Buradan da hareketle bazı siyasi partilerin varoluş sebepleri sorgulanmaya başlanmıştır.

- 31 Mart yerel seçiminden sonra AKP için de belki önümüze 2 yıllık bir takvim koyuyor olabilir.

- Çünkü yerel seçimler sandıktan çıkan seçmen davranışı demokrasilerde adeta bir güven oylaması niteliğindedir.

- 31 Mart seçimlerinde çıkan sonuç, 23 yıllık AKP'nin 23 yılın sonunda ülkeyi sokmuş olduğu ekonomik buhranın bir güven oylaması yapılmıştır.

- Seçmen AKP'ye güvensizlik oyu vermiştir; yani bu güven oylamasından çıkamamıştır.

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modeli, TBMM'yi işlevsiz kılmıştır. Parlamenter demokrasiyi etkisiz kılmıştır.

- Parlamenter demokrasiye tehdit olan bu model özellikle Anayasa'nın 6. maddesiyle çatışarak, çelişerek bir tek adam yönetimi yürütüyor. İmtiyazlı bir zümre oluşturuyor.

- Oligarşik bir yönetime doğru evrilme tehlikesi içeriyor. Uluslararası politikada Türkiye'mizi Orta Doğu'nun emirlik devletlerinin ligine doğru geriletiyor. O lige doğru düşürüyor.

- AKP Hükümeti, önümüze içeriğini bugüne kadar açıklamaktan kaçındığı Anayasa değişikliği ile gelmeye çalışıyor.

- Mayısın ikinci haftasını beklemeden Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un partileri ziyareti ile birlikte hazırlamış oldukları Anayasa değişikliğini partilere sunacağını görüyoruz.

- Aynı şekilde Anayasa taslağı bilindiği gibi MHP'nin de hazırlamışlığı vardır.

- Özellikle AKP'nin getireceği değişikliğe ilişkin Türk kamuoyunun, aydınların, siyasilerin kaygıları vardır.

- Karşımızdaki siyasal zihniyetin temelleri bilindiği için oradan hareketle Anayasa'nın nerelerine dokunduğunu biliyoruz.

- 1982 Anayasası'nda bugüne değin yapılmış olan değişikliklerin çoğu AKP iktidarında yapılmıştır.

- Değişmemiş olan bölümler ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Türk milletinin üzerinde hayati önem verdiği hususlardır.

- İlk 3 madde ve beraberinde 66. madde ile birlikte saray ve çevresine hatırlatmak isteriz ki; aynı derecede önemli olan 6. maddemiz vardır.

- 6. madde de bizim için ve ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Lütfen vurgularınızda ilk üç madde ile birlikte 66. maddenin yanında 6. maddeyi de sürekli işleyin, sürekli vurgulayın. Buralar giremeyeceğiniz sahalardır.

- 31 Mart seçimlerinde seçmenin verdiği güvensizlik oyunu burada alınmış siyasi mağlubiyeti gözden kaçırmak için, bunu tartıştırmamak için bunun konuşulmasını önlemek için yeni bir tartışma konusu açılıyor.

- Bazen gerçekten ülkenin altını, cumhuriyet rejiminin altını oyucu çok art niyetli başka emeller mi var kuşkusuyla hareket edebiliyorken bir yanıyla da bakıldığında sadece bu kadar basit sebeple olabileceğini düşündürtüyor.

- Fakat önümüze getirildiğinde bunun içindeki niyetin ne olduğunu ve Cumhur İttifakı'ndaki ortağının bu Anayasa değişikliğine "Evet" deyip demeyeceğini göreceğiz.

- Bir Türk milliyetçisi olarak MHP'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhuriyet Türkiye'sinin kazanımlarına en ufak zarar verecek olan bir değişikliğe "Evet" diyeceğine hiç ihtimal vermiyorum.

- MHP, siyasal ümmetçi bir zihniyetin cumhuriyet Türkiye'sini milli üniter ve laik sosyal hukuk devleti kazanımlarına zarar verecek, onun milli kimliğine zarar verecek, Atatürk çizgisindeki Türk milliyetçiliği zihniyetinin kurmuş olduğu sistemine zarar verecek herhangi bir değişikliğe izin vermez. Onun yanında durmaz.

- Adına "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" dedikleri, Türkçe konuşmaktan kaçınmak için özellikle eski Arapça, Farsça ve Latince sözcükleri seçerler.

- Dedikleri müfredata ilişkin eğitim öğretim programına ilişkin değişikliği toplumun önüne getiriyorlar.

- Bu gayri milli siyasal ümmetçi zihniyet, "Türk malı" dememek için "yerli ve milli" der.

- "Türk" dememek için "Türkiyeli" der. Burada da "Türk Yüzyılı" yerine "Türkiye Yüzyılı" dediler.

- Bu bir yüzyıl ise şayet hemen kuzey doğumuzdaki Azerbaycan Türklüğü ve onunla ardışık biçimde komşu olan diğer Türk devlet ve toplulukları bu yüzyılın dışında kalamaz.

- O halde bunun adı "Türkiye Yüzyılı" olmaz. "Türk Yüzyılı" olur.

- "Türk" dememek için "Türkiye" demişler, "Türk" sözcük kullanmamak için de maarifi kullanmışlar.

- Yayınladıklarında cumhuriyet Türkiyesi'nin ulusal kazanımlarına ilişkin saldırılar olduğunu görüyoruz.

- Kurucu önderin zihinlerden çıkartıldığı AKP'nin milli eğitim bakanlıkları döneminde artık müfredattan çıkartılmaya çalışıldığını görüyoruz.

- Bu siyasal İslamcı zihniyet Çanakkale Savaşı'ndan milli mücadeleye, Kurtuluş Savaşı'na kadar yaşanmış olan her şeye itiraz derken bunları yok sayarken, gerçekte olmadığını iddia ederken bunların yerine yeni getirdikleri modelde bunların hiçbirinden bahsetmeden, ulusal bayramlardan bahsetmeden fakat bu işin göbeğine bir darbe teşebbüsünü getirip milli bayram olarak koyuyorlar.

- 15 Temmuz ihanetini, bastırılmasını Çanakkale Savaşı'ndan bile önde, milli mücadeleden, Kurtuluş Savaşı'ndan bile daha önde daha önemli tutuyor.

- Dün Eskişehir'e giden Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ, Eskişehir'de toplum vicdanını yaralayan bir adli vakada kendilerince insan olmanın vicdanlı olmanın gereğini yerine getiren 3 vatandaşımızın almış olduğu mahkumiyetin yarattığı mağduriyetten ötürü o ailelerle dayanışma içine girmek için Eskişehir'e gitmiştir.

- Oradaki Tolga Daşkıran, Hüseyin Şahin ve Şükrü Tatar ve aileleriyle bir dayanışma içerisine girmiştir.

- Konu, kamuoyunun malumudur. Daha önce aynısı bir başka şehirde de yaşanmıştı.

- Zafer Partisi sadece ülkenin makro ekonomik sorunlarıyla, ülkenin sağlık sorunlarıyla değil, Zafer Partisi ülkenin sadece ulusal güvenlik sorunlarıyla değil birebir vatandaşın tekil sorunlarıyla uğraşmayı bir siyaset yapma yöntemi olarak belirlemiştir.

- Buradaki en büyük avantajımız Türk siyasetinde en genç ve en eğitimli tabana sahip olan parti olmamızdır.

- Zafer Partisi seçmeni, en eğitimli ve en genç seçmendir, tabandır. Buradan hareketle yaşamın ve hayatın içindedir.

- Büyük şehirlerde yalnızlaşan, tek kalan insanımızın yanındadır. Onun tekil sorunları ile de ilgilenmeyi kendisine siyaset edinmiştir.

- Vatandaşlarımıza tekrar hatırlatmak istiyorum ki; Zafer Partisi teşkilatları sizin her meselenizde gidip kapısını çalabileceğiniz adete bir aile ocağınızdır, baba ocağınızdır. Bir güven kapısıdır.

- Size kendinizi yalnız hissettirmeyecek bir adrestir ilçe ve il teşkilatları. Kendinizi bu aileye ait hissetmek, dahil etmek ve kendinizi daha güçlü toplum içinde dayanışmadan kaynaklanan duyguyla daha güçlü hissetmek için vatandaşlarımızı Zafer Partisi'ne üye olmaya davet ediyorum.

- Zafer Partisi ile tanışmaya il, ilçe teşkilatlarına davet ediyorum. Kapımız, penceremiz Türkiye'nin sorunlarına ilgi duyan ve bu sorunların çözümünde sorumluluk almak isteyen her bir yurttaşımıza kapımız açıktır.