CiddiGazete- Dünya boks tarihinin en ünlü ismi Muhammed Ali, vefatının dördüncü yılında sosyal medya mesajlarıyla anıldı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yayımladığı Twitter mesajıyla, Muhammet Ali'yi yad etti.

İşte Yavaş'ın mesajı:

- Sadece sporu değil karakter ve duruşuyla tüm dünyanın kalbinde yer edinmiş büyük boksör Muhammed Ali’yi vefatının 4. yılında rahmetle anıyorum.

MUHAMMED ALİ KİMDİR?

Muhammed Ali (1942-2016), Amerika kökenli bir ağır sıklet boks şampiyonu olup 20. yüzyılın en büyük spor figürlerinden biriydi. Olimpiyatlarda altın madalya sahibi olmayı başarmış ve ağır sıklet unvanını tam 3 kez hak etmiş olan ilk boksör olan Ali, 21 yıllık mesleki kariyerinde tam 56 zafere imza attı.

Muhammed Ali; ırk, din ve politika meseleleri konusundaki açık sözlülüğü nedeniyle kariyer hayatı boyunca sayısız tartışmanın konusu olan bir figür oldu, üstelik dili de en az yumrukları kadar sertti.

Müslüman olmadan önceki ismi Cassius Clay Jr. olan ünlü boksör, İslamı seçtiği 1964 yılından sonra ismini değiştirdi ve Muhammed Ali adını aldı. Dini inançlarını öne sürerek Vietnam savaşına katılmayacağını bildirdi. Vatani görevini yerine getirmediği ve askeri sorumluluğunu reddettiği gerekçesiyle tepkilere maruz kaldı.Hatta bu tavır ağır sıklet şampiyonluğunun elinden alınmasına sebep oldu ve tam da kariyerinin en parlak olduğu dönemlerde tam üç yıl boyunca bokstan men edildi.

Sonraları Parkinson hastalığına yakalanan Muhammed Ali’nin motor becerileri ve konuşması ciddi biçimde zarar gördü ancak üstlendiği yardımseverlik ve iyi niyet elçiliği görevleri ile etkin bir isim olarak anılmaya devam etti.

Peki, kimdir Muhammed Ali? Gelin dünyaca ünlü bu boksörün başarı hikayesine birlikte bakalım:

Muhammed Ali’nin çocukluğu ve amatör Kariyeri

Cassius Marcellus Clay, Odessa Grady Clay’in (1917-1994) ve Cassius Marcellus Clay(1912-1990)’ın büyük oğulları olarak 17 Ocak 1942’de Louisville, Kentucky’de dünyaya geldi. Geleceğin ağır sıklet şampiyonunu boks sporuna yönlendiren şey kırmızı-beyaz Schwinn marka bir bisikletti. Çok sevdiği bisikleti çalındığında henüz 12 yaşında olan gözü yaşlı Clay hırsızlığı Louisville polis memuru Joe Martin’e (1916-1996) bildirdi ve suçluyu bulduğunda bir temiz döveceğine dair yemin etti. Aynı zamanda bir boks antrenörü olan Martin genç adamın ilk önce nasıl dövüşüleceğini öğrenmesi gerektiğini belirterek kendisini yanına aldı. Altı hafta sonra Clay ilk müsabakasını split karar ile de olsa kazandı. (Split yani Ayrık karar, sonucu puanla belirlenen maçın 3 sayı hakeminden ikisinin bir boksörün kazandığına hükmetmesini diğer hakemin ise rakip boksörün kazandığına hükmetmesini ifade eden bir boks terimidir)

18 yaşına geldiğinde Clay iki Altın Eldiven, iki Amatör Atletizm Birliği şampiyonluğu ve sekiz yenilgiye karşı 100 zafer kazanmayı başarmıştı. Liseyi bitirdikten sonra Roma’ya gitti ve 1960 Yaz Olimpiyatları’nda hafif ağır sıklette altın madalya kazandı.

Clay, ilk profesyonel boks maçını 29 Ekim 1960’da altı rauntluk bir kararın sonunda kazandı. Profesyonel kariyerinin başlangıcından itibaren rakiplerine karşı hızlı ve güçlü direkt vuruşları ve ayak hızıyla üstünlük sağlıyordu. Bitmek bilmez böbürlenmeleri ve kendini övmeleri ona “Louisville Dudak” takma adını kazandırdı.

Ağır sıklet dünya şampiyonluğu

Clay, 15’i nakavt olmak üzere ilk 19 dövüşünü kazandıktan sonra, 25 Şubat 1964’te ilk şampiyonluğunu ağır sıklet şampiyonu Sonny Liston’ı (1932-1970) yenmesi ile elde etti. 7-1'lik bir bozgun için Florida’daki Miami Beach’e gelen 22 yaşındaki Clay, müsabakadan önce “kelebek gibi süzülür, arı gibi sokarım” diye başlayan ağır iğnelemelerle “Liston”a saldırdı, onu nakavt edeceğine inanıyordu. Liston yedinci turun başlangıcında zile cevap veremediğinde Clay gerçekten de ağır sıklette Dünya şampiyonluğu unvanını almaya hak kazanmış, tahtın yeni sahibi olmuştu. Dövüşten sonra ringin ortasında “Ben tüm zamanların en iyisiyim” diye kükreyen yeni bir şampiyon vardı.

Ertesi sabah düzenlenen basın toplantısında İslam dünyasına yakınlığı ile ünlü Malcolm X (1925-1965) ile Miami’de görülen Clay, İslam’ı seçtiğine dair çıkan söylentileri doğruladı. 6 Mart 1964’te, İslam Ulusunun lideri İlyas Muhammed (1897-1975), Clay’e Muhammed Ali adını bahşetti.

Muhammed Ali, 25 Mayıs 1965’te yaptıkları maçın ilk raundunda Liston’u devirerek ağır sıklet şampiyonluğundaki yerini iyiden iyiye sağlamlaştırdı ve bu unvanı sekiz kez daha elde etmeyi başardı. Bu şampiyonluğun ardından o günlerde patlak veren Vietnam Savaşı’ndan ötürü 28 Nisan 1967’de ABD Silahlı Kuvvetleri’ne çağrıldı ancak kendisi dini inançlarını öne sürerek orduya hizmet etmeyi reddetti. Ali tutuklandı ve New York Eyaleti Atletik Komisyonu hiç vakit kaybetmeden boks lisansını askıya aldı ve ağır sıklet şampiyonluğunu iptal etti.

Planlı asker kaçaklığı ile suçlanan Muhammed Ali beş yıllık hapsin yanı sıra 10 bin dolarlık bir para cezasına çarptırıldı, ancak karar temyize gidince serbest kaldı. Pek çok insan Ali’yi bir asker kaçağı olarak gördü ve bu durum ünlü boksörün popülaritesini oldukça düşürdü. Bokstan üç yıl men edilen Ali, üniversite kampüslerinde Vietnam Savaşı’na karşı konuştu. Halkın tavrı da savaş karşıtı olduğundan Muhammed Ali’ye verilen destek günden güne arttı. 1970 yılında, New York Eyalet Yüksek Mahkemesi, Ali’nin boks lisansının yeniden aktif hale getirilmesini emretti ve ertesi yıl ABD Yüksek Mahkemesi’nin oy birliğiyle aldığı kararla mahkumiyeti son buldu.

Muhammed Ali’nin ringlere dönüşü

Sürgündeki 43 ayın ardından Muhammed Ali, 26 Ekim 1970’de ringlere geri döndü ve üçüncü turda Jerry Quarry’i (1945-1999) devirdi. 8 Mart 1971’de “Yüzyılın Mücadelesi” olarak nitelendirilen o dönemin ring hükümdarı Joe Frazier’e (1944-2011) karşı yaptığı maçla ağır sıklet tacını yeniden kazanma şansını elde etti. Yenilmez Frazier son turda Ali’yi sert bir sol kancayla yere serdi. Ali ayağa kalkmayı başarsa da oy birliği ile yenilmiş sayıldı. Böylelikle profesyonel olarak ilk yenilgisini tatmış oldu.

Muhammed Ali, Ken Norton (1943-) tarafından bozguna uğratılıncaya kadarki 10 maçı kazandı. Altı ay sonraki rövanş maçını da split kararla aldı. Hatta Frazier ile yaptığı rövanş maçında aldığı galibiyetle daha önce oy birliği ile verilen yenilgi kararının intikamını da almış oldu. Bu zafer 32 yaşındaki Ali’ye 25 yaşındaki şampiyon George Foreman’a (1949-) karşı bir isim kazandırdı. 30 Ekim 1974’te Zaire, Kinshasa’da gerçekleşen dövüş, “Ormandaki Haykırış” olarak adlandırıldı. Mağlup olması planlanan Ali, ringi saran halatlara yaslanıp rakibinden gelen darbelere karşı bir koruma kalkanı oluşturduğu bir strateji geliştirdi. Böylelikle rakibi Foreman’ın yorulmasını bekleyecekti. Strateji işe yaradı ve Ali ona yedi yıl önce elinden kayıp giden bu unvanı geri kazandıracak bir zafere imza attı, sekizinci turda rakibini nakavt etmeyi başardı.

Ali, 1 Ekim 1975’teki unutulmaz “Thrilla in Manila”nın da dahil olduğu 10 dövüşte bu unvanı hak ettiğini herkese kanıtladı. Zira rakibi Frazier şişmiş gözlerini açmayı başaramayıp son turda zile cevap dahi veremedi. Ali, üçüncü kez bir araya geldiği Norton’u da oy birliğiyle kabul edilen 15 rauntluk bir kararın sonunda yendi.

15 Şubat 1978’de artık yaşlanan Ali unvanını 15 turluk split bir kararla Leon Spinks’e (1953-) kaptırdı. Yedi ay sonra, tacını geri almak ve ağır sıklet boks şampiyonluğunu 3. Kez kazanan dünya üzerindeki ilk boksör olabilmek için Spinks’i 15 raunt sonunda oy birliği ile alınan bir kararla bozguna uğrattı. 1979’da emekli olduktan sonra Ali kısa süreli ancak başarısız bir geri dönüş girişiminde daha bulundu. 1980’de teknik bir nakavtla Larry Holmes’a yenildi, bunu 11 Aralık 1981’de Trevor Berbick’e (1954-2006) 10 raunt süren bir maç sonucu yaşadığı yenilgi takip etti. Bu dövüşten sonra artık 39 yaşındaki Ali, 56 galibiyet, beş kayıp ve 37 nakavt ile boks hayatını sonlandırdı.

Muhammed Ali’nin boks sonrası yılları

1984’te Muhammed Ali’ye boks kariyeri boyunca yaşadığı ağır kafa travmasına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülen Parkinson sendromu tanısı kondu. Eski şampiyonun motor becerileri yavaşça azaldı, hareketi ve konuşması sınırlandı. Parkinson’a rağmen kamuoyunun gözü önünde olmayı sürdüren Muhammed Ali, insani yardım, iyi niyet ve hayırseverlik için tüm dünyayı dolaştı. 1990 yılında Amerikan rehinelerinin serbest bırakılması konusunda görüşmek üzere Irak lideri Saddam Hüseyin’le (1937-2006) bir araya dahi geldi ve 2002 yılında Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olarak Afganistan’a gitti.

Muhammed Ali, Atlanta’daki 1996 Yaz Olimpiyatları’nın açılış törenleri sırasında olimpiyat meşalesini yakma onuruna sahip oldu. 1999 yılında Ali, BBC’nin “Yüzyılın Sporcu Kişiliği” unvanına layık görüldü ve “Yüzyılın Sporcusu” olarak isimlendirildi. Ali, 2005’te Beyaz Saray’da gerçekleşen bir törenle Cumhurbaşkanlığı Özgürlük Madalyası’na sahip oldu. Aynı yıl 60 milyon dolar değerindeki Muhammed Ali Kültür Merkezi Louisville’de açıldı.Barış ve sosyal sorumluluk odaklı, kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Muhammed Ali kültür merkezi aynı zamanda bir müzeydi.

Dergiler onu “Yılın Savaşçısı” olarak adlandırdı, hem de diğer boksörlerden farklı olarak pek çok kez, 1990’da Uluslararası Boks Şöhretleri arasında yerini aldı. Muhammed Ali dört kez evlendi ve bu evliliklerinden toplam yedi kız çocuğu ve iki oğlu var. 1986’da dördüncü karısı Yolanda ile evlendi. Ali, 3 Haziran 2016’da 74 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.