CiddiGazete- Gazeteci Sedat Bozkurt, Ülkü Ocakları genel başkanlarından Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in 30 Aralık'ta Ankara'da uğradığı silahlı saldırıda öldürülmesi sonrası yaşananları değerlendirdi.

"Cinayetin MHP'de yarattığı travmanın kalıcı hasarlarının olduğunu" belirten Kısa Dalga yazarı, "Bahçeli'nin başsağlığı dilemediği, aramadığı Ateş'in eşini Erdoğan aradı. Bu, iktidarın kendi medyasında da çok görünür hale getirilmedi. Bu da normal değil. AKP ile MHP arasında 'şahane' bir birliktelik olduğunun sanılmaması için birkaç noktaya temas etmek lazım. Birlikteliklerinin bir zorunluluk olduğunun altını da çizelim. Her ikisi de varlık yokluk seçimine giriyorlar" diye yazdı.

"SIZAN MİT BİLGİ NOTU"

Sedat Bozkurt, Milli İstihbarat Teşkilatı'nın suikast sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için hazırladığı özel rapora da değindi.

Söz konusu bilgi notunda MHP- Ülkü Ocakları hattında yaşanan sıkıntılı süreçle ilgili bilgilere yer veriliyordu. Ayrıca bazı siyasilerin isimleri anılarak yaşananlardaki rolleri, güvenlik bürokrasisinde çalışan bazı üst düzey bürokratların süreçteki konumları da anlatılıyordu.

"MİT’in görevi, bağlı bulunduğu siyasi makama rutin olarak bilgi notları sunmaktır. Bunlar kısa bilgi ve yorum barındırır. MİT'in bu bilgi notları ya da kendi faaliyetleri için hazırladığı raporlar sızdığı zaman büyük sıkıntı yaratır" diyen Bozkurt, şöyle devam etti:

SIZAN BİLGİ NOTU

MİT'in görevi, bağlı bulunduğu siyasi makama rutin olarak bilgi notları sunmaktır. Bunlar kısa bilgi ve yorum barındırır. MİT'in bu bilgi notları ya da kendi faaliyetleri için hazırladığı raporlar sızdığı zaman büyük sıkıntı yaratır. Kendi içinde bir çekişme ya da bir "niyet" ile bilgi, belge sızdırıldığına pek çok olayda tanıklık yaptık. Son olarak T24'den arkadaşımız Tolga Şardan, Sinan Ateş suikastı ile ilgili MİT'in Cumhurbaşkanına sunduğu bilgi notunun içeriğine de girerek yayınladı. Tolga, ilişkileri bu bilgiye ulaşacak kadar sağlam bir gazetecidir.

Hatırlatmakta yarar var, Erdoğan "Edirne'deki İmralı'dakine hesap verecek" diye bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın detayına girilmedi. Girilemezdi de. Çünkü bu cümle, Demirtaş ile Öcalan arasında var olduğu düşünülen sıkıntıya ilişkin yapılan bir değerlendirmeyi içeren "bilgi notuna" dayanılarak kurulmuştu. Bu bilgi notu sızdırılmamış, bizzat Erdoğan tarafından açık edilmişti. Bu niye sızdırılmadı da MHP ile ilgili olan sızdırıldı? Bu da normal değil. Çünkü eski MİT müsteşarı ile Bahçeli'nin yakın çalışma içinde bulundukları bir sır değil. Bu sızıntıyı en çok anlayıp kavrayacak olanlar onlar.

3 harfli marketlerle MHP arasında yaşanan tartışmaya perde arkasından Erdoğan'ın dâhil olduğu belirtiliyor. Çünkü bu market zincirleri AKP'nin yörüngesindedir. Marketlerin örgütlü olduğu dernek başkanlığından istifa etmek zorunda kalan Galip Aykaç, Bahçeli'nin kendileriyle ilgili sert açıklaması üzerine Erdoğan'a bir biçimde ulaştı ve ne yapılması gerektiğini sordu. Aykaç'ın aldığı yanıt hayli ilginçti. Erdoğan'ın Aykaç'a "çık yanıt ver" dediği belirtiliyor. Aykaç'ın yanıtındaki sertliğe bakılınca bu bilginin doğru olma olasılığı artıyor. Sonrasında yaşananlar Erdoğan siyasetini bilenler için şaşırtıcı değil.

Tüm bu MHP'yi yoklamaların bir anlamı olduğunu unutmamak lazım...