CiddiGazete- Almanya'ya gitmek için Esenboğa Havalimanı'na giriş yaptığı sırada gözaltına alınıp sonrasında tutuklanan Ayhan Bora Kaplan'ın bu zamana kadar kimlerden destek aldığı için hakkında adli işlem yapılmadığı merak konusu oldu.

Sözcü'den İsmail Saymaz, kamuoyunda konuşulan isimleri ve suç unsuru eylemleri bir araya getirerek Ayhan Bora Kaplan analizi yaptı. İşte Saymaz'ın Sözcü'de yer alan "Ayhan Bora Kaplan'ı dört yıl önce kim korudu?" başlıklı yazısı:

Ayhan Bora Kaplan'ı bu kadar adından söz edilir kılan, Ankara mafyasındaki ağırlığı değil, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman'la anılıyor olması.

Bu yüzden Kaplan, Esenboğa Havalimanı'nda polisiye filmleri aratmayacak bir sahneyle gözaltına alınıp tutuklandı.

Kaplan'ın 137 sayfalık ifadesinden kim olduğunu, hakkındaki suçlamaları öğreniyoruz.

Kaplan, 40 yaşında.

Evli ve dört çocuğu var.

Erzurumlu.

Vize randevusu almak bile hayal Vize randevusu almak bile hayal

2005'te telefoncu dükkanı, 2009'da giyim mağazası kurarak, 'iş hayatına' girmiş. Gıda firması, hamburgerci zinciri ve kahve dükkanları var. Aylık geliri, 1 milyon TL imiş!

EN ESKİ EYLEM 2016'DAN

Kaplan hakkındaki soruşturma 2023/188526 numarasını taşıyor. Bu dosyanın Kaplan'ın gözaltına alınmasından hemen önce açıldığını tahmin ediyorum.

Kaplan ve suç örgütüne atfedilen en eski tarihli eylem 2016'ya ait. Kaplan'ın alacak verecekten ötürü E.D.'yi kaçırıp eziyet ettiği ve dört dişini söktüğü iddia ediliyor.

E.D., gittiği karakolda amir tarafından tehdit edilerek şikayetten vazgeçirildiğini, ayarlanmış bir avukat huzurunda Kaplan'ı aklayan ifade vermek zorunda kaldığını anlatıyor.

E.D., 2017-2018 yıllarında şikayet için gittiği savcının da "Kaplan seni tanımıyor" dediğini iddia ediyor.

Tutanak E.D.'yi doğruluyor.

24 EYLEM

İkinci eylem, Kaplan'ın 22 Mart 2019'da bir barın güvenliğini ve otoparkını devretmediği için A.T.'yi vurdurtması. Tetikçinin "Ayhan abimin selamı var" deyip ateş ettiği iddia ediliyor. Kaplan'ın dört adamının dört konuşması kanıt gösteriliyor.

Üçüncü eylem, 15 Ocak 2019'da Kaplan'ın yedi adamının bir mekanda mala zarar vermesi. Güvenlik kamerası kayıtları, sosyal medya paylaşımları ve dört konuşma var.

Dördüncü eylem, 21-22 Mayıs 2019'da bir mekanın güvenlik ve vale işi için yağma. Kanıt olarak 16 telefon konuşması gösteriliyor.

Beşinci eylem, Çankaya'da taksi duraklarına çökülmesi. Bu iddiaya ilişkin 22 telefon konuşması yer alıyor.

Altıncı eylem, 29 Nisan 2019'da Kaplan'ın arabasında yapılan aramada bir Glock tabanca yakalanması. Silahı Kaplan'ın bir adamı üstlendi.

Yine 2019'da Kaplan'ın adamlarınca gerçekleştirilen 18 eylem daha var.

Kaplan'ın yalnızca dört konuşması dosyaya girdi.

Dosyada 2019'dan sonrasına ait suç isnadı yer almıyor. Suçlar 2016-2019 aralığında gerçekleşmiş.

Ankara Emniyeti'nin en azından 2 Ocak 2019'dan 29 Temmuz 2019'a kadar Kaplan ve çetesini dinlediği, dönem dönem fiziki takibe aldığı ve gözaltı işlemi gerçekleştirdiği anlaşılıyor.

POLİS SAVCILIĞI SUÇLUYOR

Bunca kanıt toplandıysa Kaplan hakkındaki soruşturmanın akıbeti ne oldu?

Niçin davaya dönüşmedi?

Emniyet'ten üst düzey bir yetkili 2018 ve 2019 yıllarında Kaplan hakkında üç ayrı soruşturmanın yürütüldüğünü, 2020'de takipsizlik kararı verildiğini kaydediyor.

"Neden?" diye sordum.

Eski Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman'ı ima ederek, şunları söyledi:

"Basında yazılanların bir kısmı doğru olabilir. Takip esnasında Kaplan'ı silahla yakaladık ve tutuklattık. Bir sürü tespit vardı fakat takipsizlik aldı!"

Polis yetkilisi, A.T. dosyasında Kaplan'ın ifadesini bile alamadıklarını açıklayarak, "Adliye 'Biz alacağız' dedi, gönderdik" diye konuştu.

Polis yetkilisi soruşturma yürütürken doğrudan baskıya maruz kalmadıklarını ancak morallerinin bozulduğunu anlattı.

Şöyle devam etti:

"Takipsizlik ve dedikodular da baskıdır. Altı ay-bir sene çalışıyor ve takip ediyorsunuz, takipsizlik geliyor. Bu moral bozukluğu yaratır. Dört başı mamur takip yapmışız, dinlemişiz, izlemişiz, fotoğraflamışız, eylemleri toplamışız, savcılığa göndermişiz; savcılık takipsizlik veriyor. Birinde 17 silah var. 15'i tabanca, ikisi tüfek."

Polis yetkilisi, Kaplan hakkında şu bilgileri de verdi:

"Yükselişi uyuşturucudandır. Bu ve arkadaşı K.İ. torbacıydı. 50 kilo uyuşturucuyu çalıp satıyorlar. Biri inşaata, diğeri eğlence sektörüne giriyor. Torbacıların rüyasıdır. Parayı bulduğu için..."

BİR ‘KAPLAN' GİRER...

Polislerin işaret ettiği Kocaman, Halk TV'den Seyhan Avşar'ın sorusu üzerine kendisini şöyle savundu:

"Kaplan ile ilgili iki savcı soruşturma yürütüyordu. Bana bilgi verdiler. 'İddialar var. Ama duyumdan ibaret, somut bir şey yok' dediler. Takipsizlik için mütalaa verdiler. Bir daha 'Emniyete yazın, bilgi belge var mı, sorun' dedim. Ancak Emniyet cevap vermedi."

Emniyet kaynakları Kocaman'ı doğrulamıyor. Başsavcılığın polis fezlekesini beklemeden dosyayı kapattığını ileri sürüyorlar.

Kaplan için 2019'da koruma zırhının devreye girdiğini, polisin takibine ve yakaladığı 17 silaha rağmen üç soruşturmanın kapatıldığını görüyoruz. Bu dosya "bürokrasideki hava değişikliğine" bağlı olarak şimdi yeniden açılıyor.

Kaplan'ı kimler neden korudu?

Kimler örgütün suç işlemesine göz yumdu?

Kaplan ile emniyet ve yargı arasında bir çıkar bağı var mıydı?

Kaplan ve örgütüne yönelik dosya bir 'siyasi gövde gösterisi' olarak kalır, 2019 yılındaki soruşturmaların neden kapatıldığı açığa çıkarılmaz ve bürokraside temizlik yapılmazsa bir 'Kaplan' girer, bir 'Aslan' çıkar.

Mekan asla boş kalmaz.