CİDDİGAZETE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sivas Kongresi’nin 100’üncü yıl dönümü nedeniyle Parti Meclisi toplantısını bu ilde gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada iktidara beş maddelik çağrı yaptı.

Sivas Kongresi’nin, mandacılığa karşı çıkış olduğunu ve Mondros’un Sivas’ta reddedildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

“1930 Merkez Bankası’nın kuruluşu. ‘Gazi’nin döneminde ne oldu’ diyorlar. ‘CHP’nin dikili ağacı var mı? Bu ülkeye hizmet ettiler mi’ diyorlar. İnsaf denen bir şey var. Ve bütün bunların planlı olması gerektiğini söylüyorlar. Hatırlarsınız 2019’da bir dönem TC’nin kalkınma planı yoktu. 21. yüzyıldan bahsediyorum. Kalkınma planı olmayan bir devletimiz vardı.

14 Ağustos 1934 Seka Kağıt Fabrikası. Şimdi kapandı, dünyanın sayılı kağıt fabrikalarından biriydi kurulduğu yıllarda. Kayseri’de uçak fabrikasının temelini attılar 1925’te. 9 yıl sonra Kayseri’de üretilen uçak Ankara’ya indi. Türkiye uçak üreten bir devlettir, sanayi devrimini yakalayan bir devlettir artık. Yoksulluk içinde her kuruşun hesabını vererek bunu yaptılar.

‘BİR KRİZİN ORTASINDAYIZ’

Bugün geldiğimiz noktada Türkiye ekonomik olarak sıkıntıdadır. Bir krizin ortasındayız. Biz yine CHP olarak krizin daha başında 13 Ağustos’ta bir basın toplantısı yaptık. ‘Bu krizden şöyle çıkabiliriz’ dedik, dinlemediler. ‘Kriz yok’ dediler. Bugün kendileri krizin olduğunu söylüyorlar. Bugün Türkiye’nin dış politikada da ciddi sorunları var. Bugün pinpon topu gibi Amerika ile Rusya arasında gidip gelen bir Türkiye var. “

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında AKP iktidarına beş maddelik çağrı yaptı. “Bize düşen bir görev var. Belli konularda çağrı yapıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

1) Kesinlikle cumhurbaşkanı tarafsız olmalı. Cumhurbaşkanları devletin sigortasıdır. Bir cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olamaz. Siz bütün devleti bir kişinin iki dudağına bağlamışsınız. Mustafa Kemal’e verilmeyen yetkiler 21. yüzyılda bir kişiye verilmiş.

2) Güçler ayrılığı ilkesi. Dünyada sağlıklı işleyen bütün devletlerde güç kontrol edilir. Güç baskı aracıdır. Neyle kontrol ediyorsunuz gücü yasama, yargı organıyla ama bunlar birbirlerini denetliyorlar. Şimdi hatayı telafi edecek makam yok. Devlet şimdi eski devlet değil. Bir saray devleti bir de Türkiye Cumhuriyeti devleti. Nerede Dışişleri Bakanı? Yok. Saray’da başka bir Dışişleri Bakanı var.

3) Devlet yönetiminde şeffaflık. Devleti yönetenler tüyü bitmemiş yetimlerden de vergi alırlar.

4) İşten çıkarmalar yaşanıyor. Saray’da kriz yok mutfak dolu. İşsizliğin ne olduğunu onlar bilmezler. O zaman yapılması gereken çağrımız şudur, Ekonomik Sosyal Konseyi topla. Dertli insanları bir topla dinle bakalım ne diyecekler. ‘Ben dinlemem’ diyor. O zaman bu Anayasa değişikliğini neden yaptık biz? Diyeceksiniz ki Anayasa mı var bu ülkede? Usulen de olsa bir Anayasa var. Bu konsey Anayasa’da var. Üç ayda bir toplanması lazım, en son 2009’da toplanmış. Peki bu vatandaşın derdini nereden öğreniyorsunuz? Damat mı söyleyecek sana? Damadın başka işleri var.

5) Dolar bazında verilen ihaleler. Faturayı vatandaşlar ödüyor. Kim ödedi? Emekliler, işçiler, işten atılanlar, sanayiciler. Sen yaşanan krizin adil dağılmasını istiyorsan dolar bazında verdiğin ihaleleri TL bazına çevireceksin.”