CiddiGazete- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Aykırı isimli internet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak ve Muhbir adlı sosyal medya hesabının yöneticisi Süha Çardaklı'nın da aralarında bulunduğu 27 kişi, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu işledikleri iddiasıyla 20 Eylül'de gözaltına alındı.

Gözaltına alınanlardan 8'i hakkında 23 Eylül'de tutuklama kararı verildi.

DÖRT GENÇ DAHA GÖZALTINA ALINDI

Soruşturmanın ikinci dalgasında, üç gün önce "Aykırı" ve "Muhbir"in editörleri Furkan Uludağ, Serkan Kafkas, Serdar Sönmez ve Ümit Yasin Perinçek adlı dört genç daha gözaltına alındı. Mahkeme Serkan Kafkas'ı "milliyetçi paylaşımlarda" bulunmak suçundan tutuklandı.

ÜMİT ÖZDAĞ: İNGİLİZ İŞGAL GÜÇLERİ DE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİ TUTUKLAMIŞTI

Süreci takip etmek için Ankara Adliyesi'ne giden Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, gelişmeyle ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Türk milliyetçisi Serkan Kafkas kaçma ve delil kararma şüphesi ile tutuklandı. İngiliz işgal güçleri de Türk milliyetçilerini tutuklamıştı."

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ SUÇ SAYILDI

Operasyona tepki gösteren İsmail Saymaz'ın bugünü yazısı şöyle:

Diyanet Audi A8 aracı doğruladı Diyanet Audi A8 aracı doğruladı

Ankara Emniyet Müdürlüğü, dört genç hakkında "Ülkemizde sığınmacılara karşı meydana gelen olaylarla alakalı olarak" dijital inceleme tutanakları ve araştırma raporu hazırladı.

Kafkas için, sanki suç işlemiş gibi şöyle deniliyor:

"Gönderilerinde milliyetçi paylaşımlarda bulunduğu tespit edilmiştir."

Kanıt diye Kafkas'ın 8 Aralık 2022'deki paylaşımını cımbızla çekip almışlar. Bu tweet'in "suça konu paylaşımlardan olabileceği" savunuluyor.

Paylaşım şöyle:

"Bir zamanlar 'çözüm sürecinin' karşısında durmak, Ergenekon kumpasına direnmek ne ise bugün ülkemizin göç akınları ile istila edilmesine karşı durmak da o. Devletin bekası ancak bu topraklardaki Türk varlığını korumak ile mümkün. Uyanış bu yüzden kıymetli. Uyanın!"

Kendisini en yerli ve en milli kabul eden, muhalefeti milliyetçilikten sorgulama yetkisini kendisinde gören Cumhur İttifakı iktidarında bir editör "milliyetçi paylaşımlarda bulunmak" ile suçlanıyor!

"İLETİŞİM BAŞKANLIĞI BİLİRKİŞİ Mİ?"

Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesinin 3 Ekim 2023'te hazırladığı araştırma raporunda "Muhbir" için "Yabancı karşıtı paylaşım yapan sosyal medya kullanıcısı" diye yazıyor.

Raporda Muhbir'de paylaşılan beş habere yer veriliyor. Bu haberlerin tümü ajanslarda, gazetelerde, televizyonlarda ve haber sitelerinde yayınlanmış.

Emniyet raporunda, haberlerin gerçek dışı olduğunu iddia eden İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin karşı paylaşımları kanıt gösteriliyor. Bir iddianın gerçek olup olmadığını tespit etmek için başvurulacak makam, Cumhurbaşkanlığı'nın propagandasını yöneten İletişim Başkanlığı mı? Bu kurum adliyelerde bilirkişiliğe başladı da haberimiz mi yok?

Kaldı ki bu platformlar yanılmış ve yanıltmış olabilir. Tekzip makamı nezarethane midir?

"YÜZDE YÜZ TEYİT ETMEMEK"

Çardaklı ve Kafkas arasındaki WhatsApp yazışması soruşturma makamının zihin dünyasını ortaya koyuyor. Çardaklı, 18 Ağustos'ta Kafkas'a "Yüzde 100 teyit olmadan girmeyelim" diyor.

Yazışma bağlamdan koparılıyor. Niyet okunarak, "Bu mesajı ile Kafkas'la hareket ettikleri ve paylaşımların da yüzde 100 teyit edilemeden paylaşıldığı anlaşılmıştır" deniyor.

Yahu, yüzde 100 teyit etmemek diye bir suç icat edilirse iktidar yanlısı basının toptan gözaltına alınması gerekir. Bir kişi bile gün yüzü göremez! Furkan Uludağ'ın da "Bir grup Suriyeli sığınmacı 15 yıldır köftecilik yapan vatandaşların dükkanına saldırdılar. Vatandaşın mahalleyi terk edeceği öğrenildi" şeklindeki WhatsApp mesajı bile suç unsuru sayıldı.

"AMAÇ İSYANI BASTIRMAK"

Kafkas, Uludağ ve iki milliyetçi genç tutuklanabilir.

İstanbul Anadolu Adliyesi'nde uyuşturucu satıcılarını ve yasadışı bahisçilerin rüşvetle tahliye edildiği iddiası ayyuka çıkarken. Haklarında kara para aklama suçlaması bulunan görgüsüzler ailesi Dilan ve Engin Polat, geceleri sıkıldıkça Twitter'ın Space Odası'nda gazeteci azarlarken, eski AK Parti Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, kocasına verdiği 2.5 milyon doları nasıl kazandığını mahkemeye açıklama gereği bile duymazken, iktidarın gücü ülkenin sığınmacı tehdidine uğradığını düşünen milliyetçi gazeteci ve gençlere yetiyor. Çünkü biliyorlar. Bugün siyasi tercihleri, kimlikleri, inançları itibariyle bölünmüş Türk halkının, üzerinde nadiren ittifak ettiği sorunlardan biri de sığınmacılık. Halkın sığınmacılardan kaynaklı isyanını bastırabilmek ve itiraz edenleri sindirebilmek için gençleri "milliyetçi paylaşımda bulunmak"tan gözaltına alıyor ve tutukluyorlar. Hatta cezaevinde saçlarını üç numaraya vuruyorlar. Bir dahakine, saçlı deriye usturayla hilal ve yıldız kazısınlar ki, tam olsun."