MHP İstanbul Milletvekili ve Ülkü Ocakları eski genel başkanı Atila Kaya, 24 Haziran seçimlerine ilişkin olarak gündem yaratacak bir açıklamada bulundu. Kaya, ‘’AK Parti’ye ve onun Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’a oy vermeyin. Ben öyle yapacağım’’ dedi.

Seçimlerde yeniden Milletvekili adayı olmayan Kaya, “Türk Milleti'ne mensubiyeti, sosyolojik bir olgu olmasının ötesinde, bir heyecan kaynağı da görenleri; tek adam rejimi ve parti devletine karşı millet egemenliğini savunmayı bu bağlılık ve heyecanın temel rüknü sayanları; insan hak ve hürriyetleri ile hukukun üstünlüğüne inananları; demokratik-laik cumhuriyetin tarihsel kazanımlarını muhafaza etmeyi önemseyenleri -böyle davranmakla Türklüğün bekasına gerçekten hizmet edilmiş olacağını bilerek- AK Parti'ye ve onun cumhurbaşkanı adayına oy vermemeye ve bunun için çalışmaya davet ediyorum. Ben öyle yapacağım” dedi.

TABUTA SON ÇİVİ ÇAKILAMAZ

Kaya, “Vekilinden asil Türk milletine arz-ı hal” başlıklı bir açıklama yaptı ve şunları söyledi:

‘'24 Haziran'da, 16 Nisan 2017 referandumunun devamı niteliğinde olan, bir seçim yaşayacağız. Bu seçim; millet egemenliğine, hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığına, demokrasiye, laikliğe ve Cumhuriyet'in tarihsel kazanımlarına inanan ve bağlılık hissedenler açısından, ‘Atı alanın Üsküdar'ı geçtiği' bir referandumla her şeyin bitmediğini göstermenin bir imkânı olarak değerlendirilmelidir.

Referandum sürecinde, ülkücü tavır çatısı altında, geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış arkadaşlarımla birlikte, Tayyip Erdoğan'ın şahsında temsil edilen ‘Tek Adamlık' ve ‘Parti Devleti' heveslerinin seçmenden onay almaması için mücadele ettik. Ne milliyetçilik anlayışımız, ‘Millet Egemenliği'nin tek adamın iktidarına ciro edilmesine, ne de Ülkücülük anlayışımız, bedeli insan hak ve hürriyetleri olan bir toplumsal düzenin kurulmasına müsaade etmişti. Türk milliyetçiliğinin ve demokrasinin hangi değerleri varsa, onların bir tabuta yerleştirilmesine karşı mücadele edenlerin, o tabuta son çivinin çakılmasına karşı kayıtsız kalmaları da düşünülemez.

AYAKLAR ALTINA ALINAMAZ

Türk milliyetçilerine, Türk milliyetçiliğinin iflah olmaz hasımlarına boyun eğmek yakışmaz! Türk milliyetçiliğinin, Türk varlığının güvencesi olduğuna inananlar, onu ayaklar altına almaya yeltenenlere Türklüğün bekasını emanet edemez. Millet aklı o milletin adını söylemekten imtina eden kişiyi işaret edemez! Kendi egemenliğini tek adama devreden iradeye Millî İrade denemez!

Milletvekili adayı olarak huzuruna çıkıp oy istediğim zamanlarda, parti programı ve seçim beyannamelerindeki ilke ve görüşlere sadık kaldım; nihai bağlılığım ise Türk milliyetçiliği nedir ve halen bu sadakatin gereğini yerine getirme azim ve kararındayım. Ülke sorunlarının çözümünün, Milliyetçi Hareket Partisi'nin “Ülkücü” kimliği ve kurumsal iktidarıyla ilgili olduğuna hep inandım, halen de bu inancı taşımaktayım. Kendimi, MHP'nin tarihsel misyonunun hizmetinde görüyorum, görmeye de devam edeceğim. Ne var ki; Milliyetçi Hareket Partisi'nin mevcut yönetimi bu tarihsel misyona farklı ve paylaşmadığım bir yorum getirmiştir ve bu yorumun bir sonucu olarak da AK Parti Genel Başkanı'nı kendi cumhurbaşkanı adayları olarak ilan etmiştir. Sevdamın izdüşümü olan Üç Hilal'e vurduğum mührü –oradan kaldırıp da- o sevdayı çiğnemeye kastetmiş ayaklar önüne sermeye, benim vicdanım da elvermez, gücüm de yetmez; o mühür orada kalır."

İSMET BÜYÜKATAMAN AK PARTİ'Yİ SAVUNDU

Atila Kaya'nın sözleri ülkücü tabanda karşılık bulunca, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ı savunmak zorunda kaldı.

Genel sekreter Büyükataman, Atila Kaya'nın açıklamasına şu cevabı verdi:

Partimizden 4 dönem milletvekilliği, 2 dönem Genel Başkan Yardımcılığı ve uzunca bir süre Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan Atila Kaya bugün mecliste bir basın açıklaması yapmıştır. Kaya’nın açıklaması adeta çıktığı evi taşlamaktan ibarettir. Açıklamasının sonunda kendisini milletvekilliğine taşıyan ülküdaşlarımızdan helallik istemesi gayet güzeldir ancak kendisini 4 dönem milletvekili yapan Genel Başkanımızdan helallik isteyecek yüzü var mıdır? Karşı çıktığı sistemin detaylarını burada anlatacak değiliz zira uzun uzun referandum sürecinde bunları anlattık. Esef verici olan CHP, İP, Perinçekgiller ve yandaşları ile aynı hizada yer almış olması kendi adına bir talihsizliktir.

Gerçi Perinçekgillerle münasebeti çok uzak değildir. Zira açıklamasında andığı ve imzasında belirttiği üzere yaptığı Ocak Başkanlığı döneminde Perinçekgillerle ülkücü gençliği bir potaya sokma garabetine girmiş ancak başarılı olamamıştı. Belki de yıllar önce gördüğü bir rüyayı, rüyasında gördüğü kendince muhterem(!) bir zatın etkisinde fazlasıyla kalmış olabilir. Kaya unutmamalıdır ki bu hareket kimsenin şahsıyla kaim değildir. Yoluna Allah’ın izniyle devam edecektir. 15 Temmuz’da Cumhuriyet tarihinin en büyük badiresinin atlatıldığı, milletçe yıkımdan dönüldüğü unutulmamalıdır.

15 Temmuz sonrası ülkemiz bir var oluş yok oluş mücadelesi içine girmiştir. MHP ise Türkiye’nin varlığını sürdürmesi ve bekası açısından hayati bir fonksiyon icra etmektedir. Büyük ülkülere tutunmak ancak kendini aşmayı bilen, fedakârlığın ruhunda erimiş yüksek vasıflı millet evlatları eliyle sağlanacaktır. Millet birdir, o da Türk milletidir. Türkiye’yi durdurmaya hiçbir odağın, hiçbir karanlık mahfilin nefesi yetmeyecektir. Milli geleceğin rotasını çizen Cumhur İttifakı’dır. Gelecek özlemlerini gerçekleştirerek hayat gerçeği yapacak; huzur, refah, istikrar ve istikbal arayışlarına mihmandarlık ve rehberlik edecek yönetim yapısı da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Atila Kaya, 15 Temmuz’dan ders çıkarmak yerine Ülkücü Hareketle ters düşmüşse bu onun kendi bileceği bir iştir. Bugün karşımızda Cumhur ittifakını eleştirenler; bugünün Türkiye’si ile Cumhuriyet’in kuruluş yılları arasındaki sosyal, siyasi ve hukuki bağları ve kökleri kopartma tehlikesini bünyelerinde bir virüs gibi taşıdıklarını göremeyecek kadar cehaletin kayalıklarına toslamışlardır.

Milliyetçi Hareket’te iradenin sahibi Milliyetçi-Ülkücü dava arkadaşlarımızdır. Bunların dışında bize empoze edilen senaryolara itibarımız yoktur. Yapılan bütün yorumların, uygulanan algı yönetimi metotlarının arkasında kirli bir hesap yatmaktadır. Bundan önce MHP üzerine tezgâh kuranların tezgâhlarını nasıl başlarına geçirdiysek yine aynısını yapacağız. Kimlerin hangi kapılar ardında pazarlık yaptığı, kimlerin kimin değirmenine su taşıdığı er ya da geç ortaya çıkacaktır. Yaşanan son süreçte, dost düşman herkes bir kez daha görmüştür ki MHP; Türk siyasetinin önemli ve vazgeçilmez bir aktörüdür. MHP’nin temsil ettiği ve uğrunda mücadele verdiği fikir ve dava, Türk milletinin aklına ve vicdanına bir daha çıkmamacasına işlemiştir. MHP’nin Türk milletinin vicdanında edindiği yeri yok etmeye Truva kalıntılarının gücü yetmez.