CiddiGazete- CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Malatya’da ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.

Ağbaba’nın değerlendirmeleri özetle şöyle:

“13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomistler, dürüst bürokratlar, çalışkan insanlar, bolca temiz yatırım parası vaadinde bulunuyor.

Erdoğan ise dünyanın neresinde silah kaçakçısı, uyuşturucu baronu varsa onun kara parasını ülkemizde aklamayı vaat ediyor.

Bay Kemal, ‘81 ilimizi dolaylı olarak etkileyen, 9 özel ekonomi bölgesi, 17 tarım ve hayvancılık merkezi ve 50 üretim üssü kuracağız. Türkiye genelinde büyük bir üretim hareketi başlatacağız’ diyor.

Erdoğan, ‘Ülkenin nerede, hangi kaynağı varsa 5’li çete müteahhitlerine aktaracağım’ diyor.

Bay Kemal, en az 20 bin dolar kişi milli gelir vaat ediyor. Millî gelir sıralamasında 2000’de 66’ncı olan Türkiye’yi 2022’de 81’inciliğe gerileten Erdoğan, 21 yılın sonunda şimdi de kişi başı milli gelir için 16 bin dolar sözü veriyor.

Bay Kemal, ‘Ülkemizi ucuz iş gücü olmaktan kurtaracağım’ diyor.

Erdoğan ülkemizi yabancıların ucuz iş gücü cennetine çevirmekle övünüyor.

Bay Kemal, ‘Kurban Bayramı’nda emeklinin hesabına 15 bin TL yatacak’ diyor.

Erdoğan, ‘Emekli ikramiyelerini istismar ettirmem, yaptırmam’ diyor.

Bay Kemal, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 bin öğretmen atama sözü veriyor.

Erdoğan atama isteyen öğretmenleri, ‘Sizin sırtınızda küfe yok’ diye azarlıyor.

Bay Kemal, ‘Çiftçinin, esnafın kredi borçlarının faizlerini sileceğim’ diyor.

Erdoğan, ‘Yandaş iş adamlarına daha çok vergi teşviki vereceğim’ diyor.

Bay Kemal, ‘Depremden yıkılan evlerin, iş yerlerini 5 kuruş almadan yapacağım’ diyor.

Erdoğan, ‘Para alarak yapacağım’ diyor.

Aradaki fark budur. Bay Kemal daha fazla üretim, daha fazla refah, daha fazla iş, daha fazla gelir öneriyor. Erdoğan ise daha çok işsizlik, daha fazla yoksulluk, daha fazla hayat pahalılığı öneriyor.

AYDA 300, GÜNDE 10 MİLYON TL

Seçimde bakanlık binalarını seçim ofisi gibi kullanan iktidar, devletin tüm kaynaklarını seçim çalışmalarına ayıran iktidar, seçim için devletin hazinesine de göz koymuş durumda. Bugün merkezi yönetim bütçe istatistikleri açıklandı. Resmi verilere göre sizinle şimdi bir rakam paylaşmak istiyorum; Erdoğan’ın sadece ‘Gizli Hizmet Gideri’ adı altında yılın ilk 3 ayında harcadığı para 903,6 milyon TL. Ocak ayında 188 milyon TL. Depremin olduğu Şubat ayında 373 milyon 302 bin TL. Depremden bir ay sonra da vatandaş halen çadır beklerken harcadığı para ise 341 milyon 749 bin TL. Yani toplamı 903 milyon 634 bin TL. Her ay 300 milyon TL, her gün 10 milyon TL.

'GİZLİ HİZMET HARCAMASI'

Bu parayla depremzedelerimize kaç adet çadır alınırdı? Kaç adet konteyner alınırdı, bir düşünün. Eğer Erdoğan vatandaşını birazcık olsa düşünseydi, iki aydır devletin bütçesinden ‘Gizli Hizmet Harcaması’ yapmazdı. Bu paraların nereye harcandığı da belirsiz. Genel Başkanımızın söz verdiği gibi; iktidara gelir gelmez bu israf düzenine son vereceğiz. Böyle gizli ödenek adı altında, nereye neyin harcandığı belli olmayan paraların dağıtılmasına son vereceğiz.

200 TL’NİN DURUMU

200 TL’lik banknot, en büyük banknotumuz. 2009 yılında tedavüle çıktı. 2009 yılında 200 liralık banknot basıldığında dolar kuru 1,52 TL idi. 2009 yılında 131 dolara denk gelen 200 TL, bugün dolar kuru 19,38 civarında, değeri 10 dolara düşmüş durumda. Bugün 131 dolar almak için 2 bin 540 TL gerekiyor.

2009 yılında 200 TL’lik banknotumuz ile 41 kilogram pirinç alabilirken şimdi 4 kilogram pirinç, yine 14 yıl önce 10 kilogram et alabilirken şimdi 600 gram et alabiliyoruz. Odönem 200 TL ile 833 adet yumurta, 35 kilogram tavuk alabilirken, şimdi 57 adet yumurta, 3 kilo 300 gram tavuk alabiliyoruz.

Kuzu eti tavsiyesi veren, ‘Türkiye Ekonomi modeli dünyaya meydan okumadır’ diyen Nebati şunu unutmasın ki dünyaya meydan okuyan ekonomi modelimiz, içeride soğana, ete, peynire, kur fasulyeye, pirince yenik düştü. Millet soğan bulamıyor, Nebati dalga geçer gibi, ‘Kuzu eti yiyin’ diyor.

ERDOĞAN TEFECİ ARIYORSA...

Erdoğan, ‘Bay Kemal İngiltere'den 300 milyar dolar getiriyormuş? Ya sana kim güvenir de böyle bir parayı verir. Açık açık da söylüyor. Demek ki bunlar tefeciliğe soyundu. Başka izahı yok’ dedi. Tefeciliği sizden iyi kimse bilemez. Katar’a, Suudi Arabistan’a yalvarıp para isteyen sen değil misin? Onlardan aldığın paralarla ekonomiyi yönetmeye çalışıyorsun. Asıl tefeci sensin Erdoğan. Dolar garantili işler veren sen değil misin? Tefecilere ülkenin kaynaklarını yediren sensin, sen!

Erdoğan güya faize karşı olduğunu söylüyor. AKP döneminde bütçeden yapılan faiz ödemeleri, 2022 sonunda 1 trilyon 543 milyar liraya kadar ulaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023 yılı için 519 milyar lira faiz ödemesi yapılacağını açıkladı.

Şimdi sizlere soruyorum, kim faizci? Kim tefecilere para yediriyor? Dün, dünyanın en büyük ekonomisti çıkmış diyor ki, ‘İnşallah bu pahalılığı ortadan kaldıracağız.’ 21 yıldır ülkeyi sen yönetiyorsun. Pahalılığın da sebebi sensin. İnsanlar çocuklarına bir gram et yediremiyor, süt içiremiyor. ‘Ekonominin sorumlusu benim’ demiyor muydun? ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diye diye bu hale getirdin. Şimdi ne oldu, faizi yükselttin. Erdoğan ülkeyi bu hale getirdi, çözüm üreten Genel Başkanımıza çamur atmaya çalışıyor.

KIZILAY'IN ÇADIR SATIŞI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Kızılay'ın çadır satmasına üzüldük, genel kurulda gereken yapılır’ dedi. Daha önce de İbrahim Kalın, ‘Depremde çadır satışı hatalıydı’ demişti. Hükümet Sözcüleri, ‘Çadır satışı yanlıştı’ diyor. Kendilerine sormak isteriz, ‘Daha yeni mi aklınız başınıza geldi.’ 2 ay geçti, açıklama yapıyorlar. Kızılay Başkanı da, ‘Haberim yoktu’ demişti.

Kızılay gibi 155 yıllık bir kuruluşun depremde çadır satması bir fiyasko. ‘Haberimiz yoktu’ denmesi daha da büyük bir fiyasko. Herhangi bir zamanda olmuyor bu. 11 ili etkileyen ‘asrın depremi’ dedikleri bir deprem olmuş. Adamların çadır satıldığından haberi yok. İnanalım mı buna? Burada iyi polis, kötü polisi oynamasınlar. Bal gibi de haberiniz vardı. Zaten haberiniz yoksa o makamlarda niye oturuyorsunuz? Biraz utanmanız varsa istifa edin, çekin gidin. Genel Başkanımızın ilk 100 günde yapılacaklar listesinde vaat ettiği gibi Kızılay artık ticarethane olmayacak.

MALATYA'DA HASARLI BİNALAR

Malatya ağır hasarlı. Bunu da bütün Türkiye’nin gündemine taşımak istiyoruz. Birçok ağır hasarlı bina yıkılırken dikkatli davranılmadığı için hasarsız ya da hafif hasarlı binalarda ağır hasarlıya dönüştü. Onlarca örneği var. Örneğin Deva Partisi’nin bulunduğu bina hafif hasarlı ama yıkım yapılırken maalesef dikkatsizlik sonucunda ağır hasarlıya dönüşmüş durumda. Malatya’daki yıkımlar plansız ve düzensiz. Bu konuyu gündemde tutacağız ve takipçisi olacağız. Hem ağır hasarlı binalara hafif hasarlı verilenleri takip edeceğiz hem de bu konuyu.

Ayrıca mutlaka yerinde dönüşümün yapılması gerekiyor. Hem çarşının hem de konutların. Bunu yapmak bizim de borcumuzdur.

MANSUR YAVAŞ'A TEŞEKKÜR

Sayın Mansur Yavaşa teşekkür etmek istiyorum. Mansur Yavaş, Malatya’ya geldi. ‘Ben size ücretsiz yer tahsis ediyorum. Malatyalılar gelsin ürünlerini satsın’ dedi. 13 Nisan’da ANFA fuar ve kongre merkezinde dayanışma günleri düzenliyor. 20 Nisan’a kadar devam edecek. Ankaralı yurttaşlarımız gidip orada alışveriş yaparak Malatyalı esnafımıza destek olabilirler. Oğuzhan Sadıkoğlu ve Mansur Yavaş’a teşekkür ediyorum.

KAYISI ÜRETİCİSİ ZOR DURUMDA

Depremden sonra don ve yağışlar da Malatyalı kayısı üreticisini zor durumda bırakıyor. Görevlilerin mutlaka Malatyalı’ya sahip çıkması gerekiyor. Don ve dolu kayısının sigorta kapsamında yer alırken aşırı yağışlar bu kapsamda yer almıyor. Aşırı yağışlarında bu kapsama alınması gerekiyor.

SEÇİMDE ÜCRETSİZ TAŞIMA

Deprem bölgesinde seçimde oy kullanmak isteyenlere devletin gereken kolaylığı yapması gerekiyor. THY gerekirse ek sefer yapması gerekiyor. Oy kullanmak isteyenleri THY ve Devlet Demir Yolları ücretsiz taşımalı. Malatyalılar lütfen şehrinize dönün ve şehrinize sahip çıkın.”