Meğer ne çok canlarını yakmışız... Nasırlarına nasıl da basmışız... İktidar kulislerinden, saray kabinesinin 2 Bakanı arasında geçen telefon konuşmasını kaleme aldık, adını da "saray kabinesindeki had kavgası" koyduk. Olup bitenleri de bana anlatanlar, söz konusu 2 Bakanın en yakınındaki isimler, teyidini de saray kaynakları vermişler. Satırlarımızın arasında ilgili taraflara ne bir hakaret ne de bir sövgü var. Sadece bir istifa krizinin fotoğrafını çekip okurlarımıza aktarmışız. Yazılarımız önce internette erişime engellendi sonra engellemenin mahkeme kararı geldi. Bir yazılı açıklama gönderildi. Her zaman her kesime yaptığımız gibi cevap hakkına saygı ilkemizin gereği yer verdik. Sonra bir de baktık ki buna rağmen; Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliğinden tekzip kararı gönderilmiş..

Buraya kadar tamam da!.. Gönderdikleri tekzip metninde  verdiğimiz haberleri çürütecek tek bir satır yok. Dün, bu köşede "mahkeme kararı" ile yayınladığımız tekzip metninin tamamını okudunuz. Sadece ve sadece hakaret var, iftira var, tehdit var... Vekil avukat Ahmet Özel ile Bakan Berat Albayrak iddiaları çürütmek yerine böyle bir yol seçmişler. Bu ve diğer metinleri gazetecilik şeref belgelerim olarak saklayacağım. Benim, çocuklarıma miras bırakacağım, hanlarım, hamamlarım, villalarım, petrol tankerlerim, şirketlerim, AVM'lerim, yurt dışındaki bankalarda yüklü mevduatlarım yok. Gazeteciliğin, yalamalık, yalakalık, omurgasızlık, havuz, yandaş, fırıldaklık, satılmışlık olduğu günlerde, gazetem YENİÇAĞ ve ben böyle dik durduk, hak ve adalet, millet devlet bekası için böyle haysiyetli bir mücadele verdik, yılmadık, yıkılmadık, tehdit ve şantajlara boyun eğmedik deyip o metinleri çocuklarıma miras bırakıyorum.

Keser döner sap döner gün gelir hesap döner... Sabırla her şeyi yüce Rabbimin şaşmaz adaletine havale ediyorum. Mahkemelerden ve adaletten neredeyse tamamen umudunu kesmiş bir toplumun üyesiyim. Bir gazeteci yazarın en değerli varlığı olan anacığına açıktan sövülmesini "ifade ve fikir özgürlüğü" kapsamında karar veren bir adalet mekanizması ile karşı karşıyayız. Bendenize ve gazeteme de "hâkim kararı" ile hakaret, iftira ve tehdit içeren bir tekzip metni gönderilmiş, çok mu!.. Dün okuduğunuz "hâkim kararı" ile gönderilen metinden iki liste yaptım;

Hakaret ve iftira listesi:

* Yeniçağ Gazetesinin sözde yazarı Ahmet Takan. (Sözde yazar)

* Bu iddianın provokasyondan başka hiçbir niteliği bulunmamaktadır. (Provokatör)

* Belirli kişi ve kurumları hedef alarak 'gazetecilik' kisvesi altında kamuoyunu kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı anlaşılmıştır. (Gazeteci değil, bu mesleği kullanarak menfaat devşiriyor)

* Bu sözde yazar hayal dünyasındaki tüm kirlilikleri bir kurgu dahilinde mütemadiyen yazmaktadır. (Hayal dünyası kirlilikle dolu sözde yazar)

* Kaleme aldığı kirli senaryolar, yalan ve hayal mahsulü diyalog ve iddialar (Yalancı)

* Normal şartlarda asla muhatap alınmayacak bu yazar kisveli müfteri (Yazar kılıklı, iftiracı)

* Bu kirli şahsiyetin (Kirli şahsiyet)

İftira ve tehditler:

* Yeniçağ Gazetesi'nin çamur at izi kalsın stratejisine uygun olarak, kin ve nefret söylemleriyle sürdürmekte olduğu yayın anlayışı (İftira ve asılsız suçlama)

* Yeniçağ Gazetesi'nin hiç bir somut gerçekliğe dayanmayan uydurulmuş iddialarla müvekkilim aleyhine yayın yapması (İftira)

* Müvekkilim... bu karanlık odaklara karşı mücadelesini... , asılsız haber yapmayı kendine düstur edinmiş olan Yeniçağ Gazetesi ve yazarlarından hızlı ve etkin bir şekilde bu hukuk dışı eyleminin yargı önünde hesabı sorulacaktır. (Hukuka uygun tehdit!)

Tamam! Ne oldukları herkesin malumu olan bu adamlar bu metni yazıp mahkemeye veriyorlar da... Kanunlara bağlı kalmaları, tarafsız ve bağımsız olmaları şart olan hâkimler ne yapıyor?.. Bu ahlaksız metinleri hiç mi okumuyorlar?.. Çok merak ediyorum, metni okumadan mı karar veriyorlar?.. Eğer okuyorlarsa, "yahu siz tekzip metni diye göndermişsiniz ama burada yazıdaki haber unsurlarına, iddialara cevap veren, çürüten tek bir somut unsur yok. Sadece hakaret ve tehdit var. Karşı hakaret davası açılsa mahkûm olursunuz" demiyorlar mı?.. Acı acı gülümsediniz değil mi?.. "Böyle bir hareket tavrı içine girerlerse FETÖ'cü hâkim olarak kodesi boylarlar. Ya da en iyi ihtimalle HSK kararı ile sürgünü yerler" dediniz değil mi?..

Gazetecinin anasına söven iktidar yandaşı birinin mahkemelerimizce beraat ettirildiğini hiç unutmayın!..