Tüm anketler ve saha çalışmaları gösteriyor ki, milliyetçilik fikri gençlerde yükseliyor. Bu yükselişin yalnızca duygu ve fikir planında kalmadığı, aksiyona da dönüştüğü gözlemleniyor.

Aksiyoner milliyetçiliğin siyasal adresini dün olduğu gibi bugün de gençlerin tercihi belirleyecektir. Şöyle ki;

1-) Milliyetçilik, Batı'da burjuvaların öncülüğünde ortaya çıkmıştır. Soylu ya da köylü sınıfından olmayan burjuvalar, kısaca "kentli tüccar" sınıfı olarak tanımlanır.

Üretim araçlarını kontrol eden burjuva sınıfı, zaman içinde zenginleşerek güçlenmiş ve imtiyazlı soylu sınıf karşısında hak ve eşitlik taleplerini yükseltmişlerdir.

Bu bağlamda milliyetçilik, sınıfsal ayrıcalıkların ortadan kaldırılarak ulus temelinde eşitlik/özgürlük fikrinin savunulması şeklinde ortaya çıkmış ve Fransız İhtilali'yle dünyaya yayılmıştır.

2-) Osmanlı'da üretim araçlarının kontrolü Türklerin elinde bulunmadığından yani bir Türk burjuvazisi olmadığından milliyetçilik fikrinin doğuşu aydınlar öncülüğünde gerçekleşmiştir.

Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarının devletin bütünlüğünü korumakta sonuç vermediğini gören aydın sınıf; gazeteler, dergiler ve kitaplar çıkararak "Türkçülük" adıyla anılan milliyetçilik fikrinin entelektüel zeminini oluşturdular.

Devrin milliyetçi aydınları arasında ilk akla gelen Yusuf Akçura, İsmail Gaspıralı, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp gibi öncülerin eğitimli, muhalif ve kentli olmalarının yanı sıra, genç yaşlarda olmaları dikkat çekicidir.

3-) Türkçülük akımı, aydınların peşi sıra askeri ve sivil bürokraside taban bulmuş, giderek ülkenin kurtuluş reçetesi haline dönüşmüştür.

Bu süreçte lise ve üniversite öğrencileri arasında Türkçülük fikri yayılmış, fikir planından aksiyona dönüşmüştür.

Hiç kuşkusuz ki, milli mücadelenin ve sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin temel motivasyonu ve kurucu fikri "Türk milliyetçiliği" olmuştur.

4-) Atatürk'ün 1927 yılındaki Büyük Nutku'nu Türk Gençliği'ne ithaf etmesi ve Nutku'nu "Gençliğe Hitabe" ile tamamlaması, Milli Mücadele'nin başlangıcı olan 19 Mayıs'ın Gençlik Bayramı olarak kutlanması, milli devletin gençliğe emanet edildiğinin göstergesidir.

5-) İkinci Dünya Savaşı'nı Sovyetler'in de içinde yer aldığı müttefikler tarafından kazanılması, Orta Asya'nın yanı sıra Doğu Avrupa'yı da komünist bloğun parçası haline getirdi. Sovyet Rusya'nın giderek artan gücü karşısında Türk milliyetçilerinin ulusal sınırların dışındaki Türklerle ilgilenmesi devrin iktidarları tarafından sakıncalı bulundu ve iktidar eliyle baskıya maruz kaldılar.

1944 Türkçülük-Turancılık Davasıyla simgeleşen bu dönemde Türk milliyetçileri, yerleşik düzene muhalif bir siyasi çizgi benimsedi. Anti komünist/anti- emperyalist bir anlayışla fikri ve siyasi mücadelesini sürdüren Türk Milliyetçiliği'nin tarihsel haklılığı "Demir Perde"nin 90'ların başında yıkılmasıyla tescillendi.

6-) Günümüzde teknolojinin geldiği seviye, bilginin dolaşımını geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde hızlandırmış, bilgiye ulaşımı kolaylaştırmıştır. Bu durum gençlerin ülkemizi ve dünyayı yakından izlemesine (ve kıyaslamasına) imkan vermiştir. Küresel bir sorun olan düzensiz göçlerden dünya üzerinde en çok etkilenen ülkenin Türkiye olması gençlerin milliyetçiliğe yönelişindeki etkenlerin başında gelmektedir. Zira, bu sorunla en çok yüzleşen kesim gençlerdir.

Bunun yanı sıra, ülkemizde yaşanan eşitlik (daha doğrusu adalet) sorunu, gençlerin gelecek kaygılarını arttırmıştır. Sorunların "muhafazakar" bir iktidar döneminde yaşanması gençliğin önemli bir kesiminde seküler muhalefet kimliği doğurmuştur.

Yazımızın başında, aksiyoner milliyetçiliğin siyasi adresini gençlerin tercihi belirleyecek demiştik. Devamında özetlediğimiz kronolojik süreç gösteriyor ki Türk milliyetçiliği, dünden bugüne gençlerin omuzlarında yükselmiştir.

Gençlerin ülkesine, toprağına ve geleceğine sahip çıkma arzusuyla Türk milliyetçiliğine yönelişi kendisine siyasi bir adres bulmuş gibi gözüküyor. Yerleşik düzenin yıpranmış partileri gençliğin idealist arayışına adres olmaktan uzaklaşırken, 26 Ağustos 2021 yılında kurulan Zafer Partisi ve lideri Ümit Özdağ, aksiyoner milliyetçi gençliğin yeni adresi olma yolunda ilerliyor. Ve Atatürk’ün, "tüm ümidim gençliktedir" sözü gün geçtikçe daha anlamlı hale geliyor...