1917-1922 yılları arasında Manisa Mutasarrıfı olan, (mutasarrıf; günümüz vali yetkilerine sahip Manisa sancağının en yüksek idari amiri) Yunan işbirlikçisi ve hain, Rum asıllı Giritli Hüsnüyadis lakaplı Hüsnü Bey, işgal yıllarında tek kurşun atmadan Manisa'yı Yunan ordusuna teslim etti.

Büyük taarruz ile Türk ordusu Manisa'ya yaklaşınca, Türklerden yanına rehineler alarak, halktan çaldığı mallarla İzmir'e, oradan da Yunanistan'a kaçtı. Yunanistan'da tekrar Hristiyan oldu!

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in, "(Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur) diyen Atatürk babamızın dediği gibi..." diye devam ettiği konuşması aklıma geldi.

Tarihte de bunun açıkça örneklerini görebilirsiniz. Osmanlı'nın yükseliş döneminde ordu komutanları ekseri Türklerden müteşekkildi. 1826'da tanzimattan sonra akıncılardan oluşan Yeniçeri Ocağı kapatıldıktan tam 4 yıl sonra Yunanistan'nın bağımsızlığını ilan etmesi, Türklerin Osmanlı İmparatorluğu'nda ne kadar önemli bir yer tuttuğunun bir göstergesidir. Tanzimattan sonra dağılma sürecine giren imparatorluk, Abdülhamit zamanına kadar birçok önemli makamlardan Türkleri alıp yerine yabancıları getirdiğinde artık yıkım kaçınılmazdı ve sonucu hepimiz biliyoruz.

Sultan Abdülhamid'in kritik görevlere atadığı bazı gayrimüslimler:

Artvin Dadyan Paşa (Ermeni) Dışişleri Bakanı, Spiridion Mavroyeni (Rum) Özel dokturu, Sami Günzberg (Yahudi) Diş hekimi, Nişan Efendi (Ermeni) Basın danışmanı,
Teodor Kasap (Rum) Saray Kitapçıbaşısı, Agop Paşa (Rum) Şahsi Emlakçısı daha sonra Maliye Bakanı, Sarkis Balyan (Ermeni) Mimarbaşısı,
Aleksandros Karatodori Paşa (Rum) Bayındırlık Bakanı, Mareşal Ferdinand (Bulgar Prensi) Yaveri,
Raimando D'Aranco (İtalyan) Saray Mimarı,
Fausto Zonaro (İtalyan) Saray Ressamı, 
Arturo Stravolo (İtalyan) Saray Tiyatrocusu,
Sava Paşa (Rum) Dışişleri Bakanı,
Ohannes Efendi (Ermeni) Ticaret Bakanı,
Ohannes Sakızyan (Ermeni) Maliye Bakanı,
Miamili Portakalyan (Ermeni) Maliye Bakanı...

Matematik teknoloji için, sanat kültür için, tarih ise ders alınmak için vardır; çünkü tarih tekerrür eder. Devlet işinde Türk olmayana yetki vermenin nelere mal olduğuna tarih şahittir.

Seçim sonuçları ile "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sözünü karşıma alıp değerlendirmek istedim.

Tarihte de görüldüğü gibi Türkler her zaman vatanına sahip çıkmış, bu uğurda anasından, atasından, yavuklusundan ayrı düşeceğini bile bile her türlü güçlüğe göğüs gererek vatanını müdafaa etmiştir.

Eğer söz konusu vatan ise taraf olduğu ideolojiyi hatta dini yönü kendisine yakın olsa da ondan vaz geçebilmiştir.

Nice olağanüstü zaferlerden anlaşıldığı üzere vatan ve din (İslam) sevgisi Türklüğün genleri olmuştur.

Bu süreçten sonra güçlü bir Türkiye için "Ne mutlu Türk'üm" diyebilen insanların olduğu yönetime hep birlikte destek vermemiz gerekiyor.